Ulterior traducir turco
268 traducción paralela
[Geronimo] Maybe he had some kind of ulterior motive.
Belki bir art niyeti vardı.
Still, I confess to you, I had an ulterior motive for making the suggestion.
Yine de, itiraf etmeliyim ki, bunu istemekteki amacım biraz farklı. Açıkçası...
Are we to assume that there is no ulterior motive beyond this vast humanity you speak of?
Sözünü ettiğiniz bu geniş çaplı yardımın ardında hiçbir gizli niyetiniz olmadığını varsayabilir miyiz?
There is nothing ulterior in our motives.
Sizden gizlediğimiz hiçbir niyetimiz yok.
Charlotte, they are asking you to leave this house because they are going to tear it down, not because of any of the ulterior motives that you seem to imagine.
Charlotte, bu evi boşaltmanı istiyorlar çünkü yıkacaklar kafanda kurduğun başka bir amaçları yok.
I feel that even at court there is little loyalty without ulterior motive and that those who appear the most devoted subjects are just as much to be feared and blamed as the most rebellious.
Hatta sarayda bile art niyetsiz, az miktarda sadakat olduğunu ve hatta en sadık Sgörünen vatandaşların, en asi ve korkulanlar kadar sorumlu olduklarını hissediyorum.
'Or perhaps has ulterior motive.'
Belki de başka bir amacı vardır.
With ulterior motives.
- Hem de art niyetliyim.
As you may've suspected, there is an ulterior motive for my visit.
Tahmin etmiş olacağınız gibi gelişimin asıl nedeni de buydu.
" "Dear Marianne, I assure you" that there is no ulterior motive behind this letter.
" Sevgili Marianne, sözlerime mektubu bir art niyetle yazmadığımı söyleyerek başlamak istiyorum.
Unlike that cockney git whose ulterior motive poor, innocent, misguided child that you are.
Aksine sen ne fakirliğini açığa vuramamış, masum yanlış yola sapmış Londralı salak bir çocuğun tekisin sen.
A stalker must not even enter the Zone with an ulterior motive.
Bir iz sürücü Bölge'ye bile gizli bir amaçla girmemeli.
Said if he nurtured an ulterior motive he'd have attacked when Brother Luo was still wounded and didn't have to wait till now
Dedi ki, eğer kötü bir maksadı olsaydı... Birader Luo yaralıyken saldırırdı... Lütfen anlayın bizi!
In spite of a nagging suspicion that somewhere, you have an ulterior motive hidden between the entree and dessert.
Ama yemeğe başladığımızdan tatlıya geçene kadar ki bölüme kadar, bu kadar konuşmana rağmen, her nasılsa, bana içinde saklı tuttuğun gizli birşeyler var gibi geldi.
No ulterior motives.
Sakladığım birşey filan yok.
Miyoshi has ulterior motives too.
Miyoshi'nin de art niyetleri var.
Don't you have some kind of ulterior motive?
Hiç bir artniyetin yok mu yani?
Please, please, tell me you have some sleazy ulterior motive.
Lütfen bunların altında adice bir amacın olduğunu söyle bana.
Why you can't roll with the punches. Why you think everyone has an ulterior motive. Why you can't be spontaneous.
Neden gardını biraz indirmediğini, neden herkesin bir artniyeti olduğunu düşündüğünü, neden biraz spontane davranamadığını,
- A man, a dead man, put you in his will, and you would think there's some ulterior motive.
- Bir adam, ölen bir adam seni vasiyetine koyuyor, ve sen hemen gizli bir niyet arıyorsun.
The word "excuses" implies ulterior motives for a conflict.
Bu "bahaneler" kelimesinin altında ki gizli amaç savaş çıkarmaktır.
You know how he's always got some ulterior motive?
Bilirsin hep bir art niyeti vardır.
Ulterior motive...
Art niyetmiş...
If the Romulans do have an ulterior motive, it is in the best interests of all that we determine what it is.
Eğer Romulanlar'ın iyi bir sebepten gizledikleri bir şey varsa en iyisi bizim devam edip bunun ne olduğunu ortaya çıkarmamızdır.
Reverend Lovejoy, I had a bit Of an ulterior motive in inviting you to dinner.
Peder Lovejoy, sizi yemeğe davet etmemizin başka bir sebebi var.
I had an ulterior motive.
Sanki gizli bir amaç bana bunu yaptırdı.
I can tell you this much It's gonna be somebody with an ulterior motive
Yüce bir amacı olan birisi olmalı.
Everybody who cares for someone has an ulterior motive
Başkasına değer veren her insanın yüce bir amacı vardır.
To be honest, I did have a slightly ulterior motive.
Dürüst olmak gerekirse, iyi bir sebebim var.
An ulterior motive.
- Açığa vurmadıkları bir duygu.
I have ulterior motives.
Ben art niyetli var.
I simply thought it would be polite to say hello but clearly, you don't think I'm capable of conducting any kind of pleasant discourse without some kind of nefarious ulterior motive.
Selam vermenin kibarlık olacağını düşünmüştüm ama açıkçası, sen benim biriyle art niyet içermeden hoş sohbet edebileceğimi düşünmüyorsun.
I assure you I have no ulterior motive.
Sizi temin ederim ki gizli bir amacım yok.
- Killing is not his ulterior motive.
- Esas amaci öldürmek degil.
Well, I suspected her of ulterior motives.
Onun gizli amaçları olduğundan şüphelendim.
Gee, it never occurred to me that Marta might have an ulterior motive.
Marta'nın gizli bir nedeni olacağı aklıma gelmemişti.
But well, Irene and I sort of had an ulterior motive for inviting you here.
Ama şey, lrene ve benim sizi davet etmemizin gizli bir amacı vardı.
Ulterior motives.
Gelecekteki çıkarlarım.
I have to admit, we have an ulterior motive.
İtiraf etmeliyim ki, bunun bir nedeni vardı.
I need to be certain you don't have any ulterior motives.
Gizli bir niyetinizin olmadığından emin olmalıyım.
I'm sorry. I just assume everything you do has an ulterior motive.
Yaptığın her şeyde art niyet arıyorum.
Her aunt warned her he had ulterior motives.
Halası onu birinin art niyetleri konusunda uyardı.
Look, there is no ulterior motive here.
Gizli bir sebep aramanıza gerek yok.
And there's no ulterior motives?
Başka sebepler yok mu yani?
Especially an ambitious man with ulterior motives who wants to live long enough to see them through.
Özellikle de gizli amaçları olan ve gerçekleştiklerini görecek kadar yaşamak isteyen hırslı bir adamın.
Your entire crew has an ulterior motive.
Bütün tayfan gizli motivasyona sahip.
Do you believe the Tollan Council has ulterior motives that do not represent our best interest?
Tollan meclisinin bizim ilgilendiğimiz konu dışında başka bir gizli amacı olduğunu mu düşünüyorsun?
The ulterior motive was play and prepare for the real thing.
Açıklanmamış olan itici güç, gerçek şeyler için, çalışmak ve hazır olmaktı.
As you'll discover, I often have ulterior motives.
Göreceksin, genellikle bir çıkarım vardır.
At the risk of having an ulterior motive myself...
Benim de bir çıkarım olması riskine rağmen...
Do I always need ulterior motives?
Hep gizli bir amacım mı olması lazım?