Unaccounted traducir turco
464 traducción paralela
There's a report of a woman unaccounted for on the third floor.
3. katta daha önce bildirilmemiş bir kadın olduğu rapor edildi.
Two hours unaccounted for, dorian.
İki saat kayıp Dorian.
Now, as near as we can tell, 31 are dead, 34 wounded, 22 captured and nine unaccounted for.
Şimdi bu sayının 31'i ölü, 34'ü yaralı, 22'si esir ve 9'u sayılamaycak durumda.
This leaves us with thousands of shares unaccounted for.
Bu bizi kayıp binlerce hisseyle bırakıyor.
But there'll be a few thousand unaccounted for.
Ama akıbetini izah edemeyeceğin birkaç binlik bir açık çıkacaktır.
He, too, was unaccounted for that night.
Onun da o gece mazereti yoktu.
Preliminary investigation has established that each of you was... well, unaccounted for last night.
Ön soruşturmada her birinizin dün gece mazeretinin olmadığı görüldü.
That's $ 2,000 unaccounted for.
Arada kayıt dışı 2000 dolar var.
By my estimate, there were some 80 or 90 of these young supermen unaccounted for when they were finally defeated.
Tahminime göre, bu süpermenlerin 80 ya da 90'ı sonunda yenildiklerinde sayılmamış.
For four hours, we have made every possible instrument sweep, but Captain Kirk and Helmsman Sulu remain unaccounted for.
Tam dört saattir aletlerimizle taramalar yaptık Kaptan Kirk ve Sulu halen kayıp.
And you were unaccounted for when Tracy was murdered.
Ve Tracy öldürüldüğünde de sizin yeriniz belli değildi.
Actually, at this hour only one car is unaccounted for.
Aslında, bu saatte hesaba katılmamış sadece bir araba var.
Corporal Judson has informed the colonel's office that three cases of amphetamine sulphate are unaccounted for again.
Onbaşı Judson albaya yine üç kasa anfetamin hapının kaybolduğunu bildirmiştir.
We have eleven other casualties and two men unaccounted for.
11 kaybımız var. 2 adam da kayıp.
50.000 still remain unaccounted.
Hala hesaba girmeyen 50 bin kilometre var.
Hundreds of thousands of dollars of unaccounted-for cash.
Yüzlerce binlerce dolarlık kayıt dışı para.
Unaccounted runners : 1056.
Sayılmayan kaçaklar : 1056.
1056 unaccounted for?
1056 sayılmayan mı?
No, I don't. Sir, two of our Warriors are overdue and unaccounted for.
Savaşçılarımızdan ikisi, geri gelmediler, efendim.
No, I don't. Sir, two of our Warriors are overdue and unaccounted for.
Efendim, savaşçılarımızdan ikisi gecikmiş ve sayılmamış.
Rexy is the only one unaccounted for. Look, I'll show you.
Nerede olduğunu bilmediğimiz tek kişi Rexy.
Well, this is the list of lords as yet unaccounted for.
Bunlar, bunlar da henüz listeye girmemiş Lordlar.
How bad? Well, most of the personnel got out, but at least 20 are still unaccounted for.
Personelin çoğu çıkabildi, ama hala eksik olan en az 20 kişi var.
- Eleven dead, eight unaccounted for.
- 11 ölü, 8 de kayıp.
Four crew members unaccounted for.
Dört kişilik mürettebat eksik.
There are two crew members unaccounted for.
İki mürettebat eksik.
No unaccounted-for vehicles.
Sahipsiz bir araçta bulunmadı.
The six unaccounted for are to be considered armed and dangerous.
Yakalanmayan diğer altısının silahlı ve tehlikeli olduğu biliniyor.
And I am a collage of unaccounted-for brush strokes.
Demek ki ben, hesaba katılamamış fırça darbelerinin bir kolajıyım.
She is unaccounted for.
Nerede olduğu bilinmiyor.
Six people are unaccounted for.
Alti kişi hala yok.
Well, there's 30 men up there unaccounted for, each with survival experience.
Yukarıda ne şekilde hayatta kaldıkları belli olmayan otuz adam bulundu.
Of the members of the Firewalker descent team, only Trepkos and O'Neil remain unaccounted for.
Firewalker ekibinde sadece Trepkos ve O'Neil'ın sonuna dair bir bilgi yok.
Since your son was the only name unaccounted for they assumed this was John.
Bundan yana sadece sizin oğlunuz kaldığı için onun John olacağını düşünmüşler.
Computer, how many crewmen are unaccounted for?
Bilgisayar, olması gerekip de, gemide olmayan, kaç mürettebat var?
Two people were unaccounted for when we captured the crew.
Yakalanan ekipten iki kişi sayımda eksik çıkmıştı.
As yet unaccounted for is John Corben, a mercenary who police describe as extremely dangerous.
Daha sayım yapılmadı ama, kaçağın adı John Corben. Polisin çok tehlikeli olarak tanımladığı bir paralı asker.
We found an unaccounted for specimen in the south wing.
Güney kanadında kayıt dışı bir numune bulduk.
That leaves one unaccounted for.
Geriye bir tane kalıyor.
We still got one prisoner unaccounted for.
HaIa bir mahkum eksik.
Colonel, one MP5, Teal'c's staff weapon and two 9mms are still unaccounted for.
Albay, bir MP5, Teal'c'in enerji silahı ve iki 9mm hala kayıp.
Five hours of our lives are unaccounted for.
Hayatımızın 5 saati bir şekilde kayboldu.
But it leaves unaccounted a great deal.
Ama yine de açıklanmamış bazı soru işaretleri bırakıyor.
Unaccounted for.
Kayıtlı değil.
- No, sir. Unaccounted for, sir.
- Hayır efendim, bilgi yok.
These simple molecules are the basis... of all possible life-forms in the universe... present and unaccounted for...
Bu basit moleküller... Evrendeki tüm yaşam formlarının temelinde mevcut...
24 colonists unaccounted for.
24 kolonist sayılmamış.
Which means there could still be several personnel unaccounted for.
Bu da demek oluyor ki hala pek çok personel kayıp.
Ninety percent of the men are unaccounted for.
Adamların yüzde doksanı eksik.
There are 2,500 men still unaccounted for.
2500 askerin durumu belli değil.
Starfleet ships that have been lost in the Gamma Quadrant for years and their crews... brave soldiers warriors of the Federation, unaccounted for.
Geri dönmeliyiz. Ben de kesinlikle risk almak istemiyorum ama sensorlar bu bölgede hiçbir Jem'Hadar savaş gemisi göstermiyor.