Unbuckle traducir turco
57 traducción paralela
Unbuckle him!
Çözün hemen!
Unbuckle your belt.
Kemerini çıkar.
Unbuckle your gun belt.
Silah kemerini çıkar.
- Unbuckle your gun belt, Billy.
Kemerini çöz, Billy.
Unbuckle your guns, boys, and come on down to the calaboose with me.
Silahlarinizi birakip benimle kodese gelin beyler.
Unbuckle them.
Atin silahlari.
I'll give you five seconds to unbuckle your guns.
Silahlarinizi atmak için bes saniyeniz var.
Unbuckle your gun belt.
Kemerini çöz.
All right, now one by one, start with you, unbuckle your guns drop them and step back.
Pekala, şimdi sırayla, senden başlayalım, silahınızı çözün... yere bırakın ve geri çekilin.
All right, unbuckle it.
Pekala, kemerlerinizi çıkartın.
Unbuckle your belt!
Kemerini çöz! Yavaşça!
Unbuckle your belt and let it drop.
Kemerini çöz ve silahını yere bırak.
Now unbuckle your gun belt.
Kemerini çöz.
Unbuckle it.
Çöz şunu.
Unbuckle me.
Çöz beni.
Move your left hand down and unbuckle that pistol belt.
Sol elinle silah kemerini çöz.
And to do that, I had to unbuckle my seatbelt.
Bunu yapmak için de kemerimi açmam gerekti.
And you sorta unbuckle your seat belt... and wiggle around in your seat or tap your toes... and all of a sudden you're just bodies everywhere in the room... and you're just doing flips and can'twheels and spins.
Ve kemerinizi çözersiniz koltuğunuzda kıpırdanıp ayaklarınıza dokunursunuz... ve aniden etrafta oynaşan, salto atıp duran bedenler oluverirsiniz.
I can't unbuckle my seat belt.
Emniyet kemerini çıkaramıyorum.
Shall I unbuckle?
Çözeyim mi?
I just want to unbuckle my pants, since I wasn't allowed to at the restaurant.
Ben pantolonumun düğmelerini açmak istiyorum. Lokantada izin verilmedi de.
That gives you the right to unbuckle your pants in front of people?
Bu sana insanların önünde pantolonunu açma hakkını mı veriyor?
Would you just unbuckle your seat belt?
- Evet. Lütfen iner misiniz?
"( announcer )" Unbuckle your seat belts.
Koltuk kemerlerinizi çözün.
You wanna unbuckle your belt and pull your pants down, please?
Kemerinizi açıp pantolonunuzu indirir misiniz lütfen?
Unbuckle those pants, cowboy!
Çıkar pantolonunu Kovboy!
- Unbuckle it.
Çabuk!
Unbuckle your seat belt!
Emniyet kemerini çöz!
I need you to unbuckle your seat belt and grab the branch next to you.
Senden kemerini çözüp yanındaki dalı tutmanı istiyorum.
Unbuckle your seat belt.
Kemerini çöz.
I need you to unbuckle yourself and try to find a neighbor!
Kemerini açmanı ve bir komşuya haber vermeni istiyorum.
And I think I may have taken off his T-shirt, and then I was going to unbuckle his pants, and there was a feeling... I didn't know if I wanted to go...
Ve galiba tişörtünü çıkardım sonra pantolonunu çıkaracaktım ve devam edip etmeyeceğimden emin değildim.
When I tried to unbuckle my seat belt, it pinned me back and the windows shut and the engines started.
Kemerimi açmaya çalıştığımda, beni koltuğa sıkıca bağladı ve camları kapatıp motoru çalıştırdı.
Be careful not to unbuckle his seatbelt.
Dikkat et onun emniyet kemerinin tokasını çözme.
Unbuckle. Come on, come on, come on.
Kemerlerini çözün!
Well, unbuckle and move to the middle.
O zaman düzel ve ortaya kay.
Now, unbuckle the belt.
Şimdi, kemeri çöz.
Unbuckle herself, get out of her seat like that?
Kendisi kemeri çözüp, o gibi oturaraktan kurtulabiliyor?
My belts stuck, it wonm't unbuckle.
Fermuarım bozulmuş. Açılmıyor.
- Oh, unbuckle?
- Düğmeleri mi açayım?
Carl, unbuckle him.
Carl, çöz onu.
Unbuckle that strap!
Çözsene şu kemeri!
I'm not letting you unbuckle your seat belt.
Size emniyet kemerinizi çözdürmem!
Don't try and unbuckle yourself.
Sakın emniyet kemerinizi açmayın.
I wouldn't unbuckle if I were you.
Yerinizde olsam kemerimi çıkarmazdım.
I'll unbuckle you in a minute.
Senin kemerini birazdan çözeceğim.
"You want to get on your knees and unbuckle my belt, " or do I take it off and use it on you? "
"Diz çöküp kemerimi çözecek misin yoksa ben çıkarıp senin üstünde mi kullanayım?"
We open the canopy, we unbuckle the belts, we get out
Pilot bölmesi camını açıyoruz, kemerleri söküyoruz, çıkıyoruz.
- Just unbuckle me!
- Hayır, vakit yok.
Just unbuckle really quick...
Çabucak kemerini çöz sadece.
Why'd you tell her to unbuckle?
Neden kemerini çözmesini söyledin?