Uncool traducir turco
431 traducción paralela
You were very uncool.
Hiç hoş değilsin.
Guys, that's uncool.
Çocuklar, bu hiç cool değil.
Guys, I'm sorry the meal got a bit uncool, like, floorwise, but it's all right'cause I've got the dirtiest bit.
Çocuklar, yemek biraz kötü olduğu için üzgünüm ama rahat olun çünkü en pis tarafını ben almışım herhâlde.
Think just'cause I got a Ronson lighter... maybe a couple credit cards, I'm an uncool dude?
Bir Ronson çakmağım, birkaç kredi kartım olsaydı yine de sıkıcı mı olurdum? - Hayır.
It's so uncool.
Hiç havalı bir şey değil.
It's so uncool.
Hiç hoş değil.
That was uncool, lady.
Bu Gerçekten Hiç İyi Olmadı, Bayan.
That was major uncool.
Bu Gerçekten Çok Kötü Oldu...
You guys are totally uncool.
Siz çocuklar harbiden safsınız.
I thought that was very uncool of you last night.
Geçen akşam çok da iyi davranmadığını düşündüm.
Très uncool.
Çok ayıp.
That was definitely an uncool move.
Kesinlikle çok yakışıksız bir hareketti.
That's very uncool.
Pek hoş değil.
This is just a little uncool, Luzinski.
Bu biraz yanlış Luzunski.
I'm just gonna go back to being my old, basic uncool self.
... eski, kendi halimdeki yaşamıma geri döneceğim.
I mean, I think it would be very uncool if we showed up before 10 : 00.
Yani saat 10 : 00'dan önce gidersek pek ilgi çekici olmayız sanırım.
It's better to be dead and cool than alive and uncool.
Ölü ve yakışıklı olacağıma, canlı ve çirkin olurum.
Better to be dead and cool than alive and uncool.
Ölü ve yakışıklı olacağıma, canlı ve çirkin olurum.
Pass, sounds karmically uncool.
Pas, diyor ki karmically uygun değil.
How uncool is that?
Bu kadar aşağılayıcı bir şey olabilir mi?
- Uncool, bro.
- Hiç hoş değil, kareşim
This is very uncool, guys!
Bu hiç hoş değil beyler.
Some people say that to love your country is old-fashioned... uncool, real melvin.
Bazı insanlar ülkenizi sevmenin eski kafalılık..... ve hoş birşey olmadığını söylerler.
- Uncool.
- Kötü.
- Very uncool.
- Çok kötü.
- So uncool.
- Çok aptalca.
I know you think theJunior Campers are square and "uncool"... but they also do a lot of neat things- - like sing-alongs and flag ceremonies.
Genç Kampçıların berbat ve eski kafalı olduklarını düşündüğünü biliyorum ama aynı zamanda harika şeylerde yapıyorlar - -... beraber marş söylemek ve bayrak seremonileri gibi.
Uncool, unsophisticated, unhappening!
Nahoş, nasofistike, natamam!
Uncool?
Nahoş?
What could be so important to protect that someone would create such a nasty, anti-social, uncool virus program?
Böylesi antisosyal, pislik bir virüsü yapan bir insanı korumaya sebeb olan şey ne olabilir.?
This is uncool.
Hiç hoş bir şey değil.
How uncool is that?
Ne kadar kötü değil mi? - Hayır.
People thought if you were a priest, you were uncool.
İnsanlar, rahip olduğunu bilirse, seni havalı biri olarak görmez.
Looks like your uncool dad... scored tickets to Hullabalooza!
Görünüşe göre havalı olmayan babanız Hullabalooza festivaline bilet almış.
I haven't changed since high school, and suddenly I'm uncool.
Liseden beri değişmedim ama birden havam gitti.
Dad, what you just said was powerfully uncool.
Baba, az önce söylediğin şey çok kötüydü.
The boy makes him very uncool...
Çocuk onun bütün havasını alıyor.
You don't advertise a new restaurant. It's very uncool
Yeni bir restoranın reklamı yapıImaz.
- This is fucking uncool, Mark!
- Bu çok saçma, Mark!
- How uncool is that?
— Ne kadar kötü bir şey?
I've been smoking cigars for years... back when they were terminally uncool.
Yıllar boyunca puro içtim... bu kadar karizmatik görünmedikleri zamanlar bile.
You are so uncool.
Hiç hoş değilsin.
Just walking the streets like zombies because it's too uncool to be prompt?
Çünkü hızlı olmak hoş değil, onun için caddelerde zombi gibi yürüyorlar.
Kind of uncool music, like Enya.
Hoş bir müzik değil, Enya gibi.
There's nothing uncool about healthy teeth and bones.
SağIıklı dişlerde ve kemiklerde kötü bir şey yoktur.
OH, MAN. THAT IS SO UNCOOL.
Hadi ama, bu hiç hoş değil.
When will you teens learn to be uncool like everyone else?
Siz gençler diğerleri gibi sıkıcı olmayı ne zaman öğreneceksiniz?
I mean, that is just a seriously uncool move.
Cidden yanlış bir hareketti.
Because we are uncool.
Çünkü biz gerçeğiz.
I'm uncool.
Ben gerçeğim.
You think I'm an uncool dude?
- Hayır.