English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ U ] / Undid

Undid traducir turco

98 traducción paralela
Then she became a nuisance and undid all the fine work she had done.
Sonra tam bir baş belasına dönüşmüş ve yaptığı onca güzel şeyi mahvetmiş.
I undid his shoes.
Ayakkabılarını çıkardım.
But sleep undid her efforts with bold, dark strokes sweeping like a car's headlights over snow
Ama uyku, onun gösterdiği çabayı karlı bir havada arabanın dönen büyük geniş ispitlerinin yaptığı gibi boşa çıkartmıştı.
I undid a button, I feel a little tight.
- Biraz kötü hissediyorum.
Perhaps you pricked her by accident when you undid it.
Muhtemelen, çıkartırken kazara batırmışsınızdır.
He married some broad, and she undid all the good I did for him.
Fahişenin biriyle evlendi, kadın onun için yaptığım her şeyi bozdu.
They undid the bolt.
Sürgüyü açtılar.
He never even undid the flap.
Kapağını bile açamadı.
Then I felt hot, undid my collar and lay down.
Sonra birden ısındım, yakamı açıp uzandım.
- I undid them.
- Onları ben çözdüm.
Someone trod in this soup bowl of coffee and almost it undid it in powder.
Birisi, o kahve fincanına basmış ve neredeyse toza çevirmiş.
- Undid me.
- Beni hiçe saydı.
The very qualities that made him a great artist undid him.
Sonunu hazırlayan şey onu mükemmel sanatçı yapan nitelikleri olmuştu.
Neck film was fine, so we undid the backboard and cervical restraint and rolled her over to check her back.
Boyun röntgeni iyiydi, biz de boyunluğunu çözdük ve sırtına bakmak için çevirdik.
He undid it.
Onu da çözdü.
You undid the Nebari mental cleansing.
Nebari zihin temizlemesini ortadan kaldırdın.
Ally told me you just undid her Hackidu trade with Bill Parker's boy.
Ally, Bill Parker'ın oğluyla yaptığı Hakidu takasını bozduğunu söyledi.
You gotta go back over to Bill Parker and undo what you undid.
Bill Parker'a gidip bozduğun şeyi düzeltmelisin.
Huh? It was all a trick. Your mom undid the kidney blocker
Annen "Böbrek Koruyucu 2000" i çıkardı ve böbreğini çıkardığımızı düşünmen için yerine ketçap koydu.
Next, using the light on the floor, you walked up to Mio-san and undid her necklace.
Sonra ışığın yardımıyla Mio-san'a arkasından yaklaştın ve kolyesini çözdün.
Until a national tragedy undid all those years of therapy... and reminded him what the human race was truly about.
Yıllar süren terapiden sonra ulusal bir trajedi ona insan ırkının aslında ne olduğunu hatırlattı.
I undid your collar so you could breathe.
Nefes alabilesiniz diye yakanızı açtım.
Then he pulled me into the bushes... undid my dress.
Sonra beni çalılıklara çekti... elbisemi çıkardı.
You undid our tree?
Çam ağcımızın güzelliğini yok etmişsin.
MAYBE HE UNDID HIS TOP BUTTON AND CRIED.
Üst düğmesini açıp ağlamış olabilir.
- Undid?
- Geriye mi alırım?
- Disciples undid it.
- Havariler bozdu.
The soldiers undid their flies to rape me.
Askerler bana tecavüz etmek için... fermuarlarını açtılar.
And then I felt that Andrew had an erection, and it was just... and I reached over, and I undid his fly.
Ve sonra Andrew'un ereksiyon olduğunu farkettim, ve o... ve onun üzerine uzandım, ve fermuarını açtım.
I undid all those buttons?
O düğmeleri ben mı çıkardım?
I undid his trousers and kicked off my shoes.
Pantolonunu hemen sıyırdım ve ayakkabılarımı fırlatıp attım.
He just undid it.
Az önce geri aldı.
Because you undid it.
Çünkü olayı mahvettin.
Someone told something important but I undid it.
Biri bana çok önemli şeylerden bahsetti ama ben her şeyi mahvettim.
He didn't have the keys with him so he broke the window and undid the latch.
Anahtarları yanında olmadığı için de pencereyi kırıp mandalı açmıştır.
That ain't no Etch-a-Sketch, this is one doodle that can't be undid, homeskillet.
O elindeki oyuncak değil. Bu iş de öyle yazboz tahtası değil ufaklık.
My dead husband always undid my laces.
Bağcıklarımı hep ölmüş kocam çözerdi.
The next day, Joy saw something that undid years of Sunday school.
Ertesi gün Joy, pazar okulunda yıllarca yapılmamış bir şey gördü.
You undid those yourself?
Kendin mi kurtuldun?
In 30 seconds, you undid a secret that we've kept for over 30 years.
30 saniye içinde, bizim 30 yıl boyunca sakladığımız bir sırrı mahvettin.
Undid the top button, I have worked hard today.
Aç en üst düğmeyi, "Bugün çok çalıştım" de.
I rigged the gag so that his artery would be cut when you undid it.
Sen ağzını çözdüğünde atardamarı kesilecek şekilde bağladım. Yuki!
Ten years sober, and you undid it in what?
10 yıllık ayıklık, ve siz onu ne kadar sürede harcadınız?
You just undid years of hard work.
Senelerin emeğini mahvetmiş oldun.
Maybe we could undid these handcuffs.
- Belki bu kelepçeleri çözebiliriz. - Beyaz!
He whom I did charge to execute express commands as to the prudent governing of fair Milan instead undid, subverted Dost thou attend me?
Onu Milan'ın adilce yönetilmesi adına ihtiyatlı bir şekilde emirleri vermek üzere görevlendirdim. Bunun yerine o her şeyi alt üst etti. Beni dinliyor musun?
We both know the opposition that undid him had outside help.
İkimiz de biliyoruz ki, muhalifler dış yardım almadan bunu başaramazdı.
'Cause we both know the opposition that undid him had outside help.
Çünkü onun sonunu getiren muhaliflerin dışarıdan yardım aldığını ikimiz de biliyoruz.
I notice that you undid another button on your blouse.
Bulüzünde bir düğme daha açtığını fark ettim.
He undid his top shirt button before coming in.
İçeri girmeden önce üst düğmesini açmıştı. Evet, evet!
You undid it all by yourself?
bunların hepsini kendin yapmadın değil mi

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]