Unearned traducir turco
23 traducción paralela
And as I am an honest Puck if we have unearned luck now to'scape the serpent's tongue we will make amends ere long ;
Dürüst bir Puck olarak, havadan şans kazandıysak yılanın diline kaçma anı gelmiştir. Gereken değişiklikleri yapacağız, yoksa Puck bir yalancı olacak.
Doubtless she thought she'd leave with a little unearned bonus.
Giderken, biraz da hak etmediği bir ikramiye almak istemiş olmalı.
Okay. So someone's created a fake passport to get out of the country with their unearned millions.
Kazanmadığı milyonlarla ülkeden çıkmak isteyen biri sahte pasaport hazırlamış.
And as I am an honest Puck, if we have unearned luck...
Övgü hak etmedikse bile, Hisleriniz getirmeyin dile.
And, as I am an honest Puck, if we have unearned luck, now to'scape the serpent's tongue, we will make amends ere long.
Ben "Dürüst Puck" olarak etmiyorsam bir şansı hak yılan dili bir kenara bırakarak burada uzun süre af dileyeceğiz " durmayarak.
I figured if I told you, you wouldn't go through with it and Dodge wouldn't have this unearned feeling of success.
Sana söyleseydim, bununla ilgilenmezdin ve Dodge da başarı hissini yaşayamazdı.
And, as I am an honest Puck, If we have unearned luck Now to'scape the serpent's tongue,
Pek çalışmadan, şansa olsa da çıktıysak ortaya siz yine de zehirli bir dille eleştirmeyin bizi.
It's so unjust. So unearned.
Haksızlık bu ; bunu hak etmiyor.
Okay, thank you for your completely biased and totally unearned good opinion of me.
Tamam, hakkımda tamamen haketmediğim fikirlerin için çok teşekkür ederim.
You don't like me smashing All your undeserved, unearned smarmy awards?
Hak etmediğin, kazanmadığın kolpa ödülleri kırmam hoşuna gitmedi mi?
If you change it to a retirement plan you can get unearned income regularly, so why would you not make that change?
Emeklilik planına çevirirsen, düzenli maaş alabilirsin neden değiştirmek istemiyorsun?
An unearned privilege.
Haksız bir ayrıcalık.
He says it's a spiritual shortcut - unearned grace.
Öyle olunca kısa yoldan ruhaniliğe ulaşıyormuşuz. Hak edilmemiş erdemmiş.
All that unearned income, right?
Bütün o kazanılmamış gelirler, değil mi?
Well, I guess it isn't really that unearned, is it?
Gerçi o kadar da kazanılmamış değiller, değil mi?
And how exactly do you intend to compensate for monies left unearned, whilst I lead you from ignorance here?
Ve seni cehaletten kurtarmak için bana vereceğin parayı tam olarak nasıl bulmak niyetindesin?
You are addicted to the instant gratification of unearned adulation from a group of perfect strangers you insist on referring to as your "friends."
Haketmediğin pohpohlamalar uğruna anlık zevk için.. .. bir grup yabancı insana "arkadaşlarım".. .. demeye devam eden bir bağımlısın.
The guy that I know has completely unearned confidence!
Tanıdığım adam havadan kazandığı güveniyle gezer hep!
I'm still stupid-hooked on someone else who is eons further than you in the evolutionary scale in all categories except maybe unearned ego and back fat.
Ben evrimsel ölçekte yersiz ego ve sırt yağı dışında bütün kategorilerde senden kat be kat ileride olan birine hala aptal gibi takılıp kaldım.
That was an unearned giggity, Quagmire.
Gereksiz bir giggity oldu bu, Quagmire.
The one thing about my brother that I've always been jealous of is your completely unearned confidence.
Senin hep kıskandığım özelliğin hiç hak etmediğin kendine güvenin olmuştur.
Unearned confidence of that about which one is ignorant, always has the brightest glow.
Hakedilmeyen güven kimin habersiz olduğuyla ilgili, her zaman en güçIü parıItıya sahiptir.
That stupid jacket ruined my confidence, and that's the one thing I have... totally unearned confidence.
O aptal ceket kendime güvenimi mahvetti ve tamamıyla kimseye güven vermedim.