Unedited traducir turco
48 traducción paralela
What you're about to see is unedited video footage... taken earlier today in the hills three miles southwest of Tenderfoot George.
Seyredeceğiniz, Tenderfoot George'un üç mil güneybatısındaki... tepelerde günün erken saatlerinde çekilmiş, montajlanmamış bir video çekimi.
From a setting in which the naked fact of your humanity... is unedited and unadorned.
İnsanlığınızın derlenmemiş ve sade oluşu gerçeğini bastırma şansından.
The unedited originals :
Her şey orijinal kasetlerde.
We can now confirm by this startling, unedited footage that the American... is former I.B. S newsman, Warren Justice.
İçki getirdim. Elimize geçen görüntülerden anladığımız kadarıyla ekipteki Amerikalı IBS muhabiri Warren Justice.
This is everything shot by the first news crew on the scene. - Outtakes and unedited footage.
Haberlerde her şeyi verdiler ama bu, tekrarlamalar ve düzenlenmemiş görüntüler.
AN ENTIRE HUMAN LIFE RECORDED ON AN INTRICATE NETWORK OF HIDDEN CAMERAS AND BROADCAST LIVE AND UNEDITED 24 HOURS A DAY, 7 DAYS A WEEK TO AN AUDIENCE AROUND THE GLOBE.
[Tüm insan hayatı... ] [ binlerce gizli kameradan oluşan bir ağla kaydedildi ] [ ve hergün 24 saat, haftada 7 gün ] [ canlı ve montajsız olarak Dünyanın her yerindeki izleyicilere ulaştırıldı]
In fact, they have about 70 hours of unedited amateur video.
Aslında, 70 saatlik kesintisiz amatör video filmleri var.
No, I mean the unedited version, untouched by school teachers.
Yok, değiştirilmemiş, öğretmenler tarafından ellenmemiş versiyonunu.
This is it, the only unedited footage from the cave.
İşte bunda, mağaranın tek üzerinde oynanmamış görüntüsü bunda.
For nearly four decades, 500 minutes of unedited footage sat in storage in the vaults at Twentieth Century Fox.
500 dakikalık montajlanmamış film, 40 yıl kadar Twentieth Century Fox'un depolarında bekledi.
- Unedited?
- Kurgulanmamış hali mi?
This is the morning, still unedited.
Bu, sabahı. Montajlanmamış.
You see, the button-cam is all one shot... it's unedited, uninterrupted.
Görüyorsun, düğmedeki kamerada bir görüntü var ve editlenmedi ve kesilmedi.
She spent days and days watching his unedited Zoe footage... stopped speaking to everyone.
Günlerce çocuğun montajsız Zoe görüntülerini seyretmiş. İnsanlarla konuşmamış.
The Ministry of Information unedited footage spied by the 3rd Red army Film Corps.
İstihbarat Bakanlığı filmi Kızıl Ordu Film Ekibi çekmiş.
Smuggled, unedited film from Warsaw Ghetto where Jews resist an entire German army for six weeks.
Varşova'dan kaçırılmış film. Yahudiler Almanlara 6 hafta direniyor.
Unedited.
Düzensiz.
Stiffmeister Productions... in association with its talented new director, Matthew Stifler... is happy to premier the unedited... unfiltered, and un-fucking-believable Bandeez Gone Wild.
Stiffmeister Yapımcılık... hünerli yeni yönetmeni Matthew Stifler ortaklığıyla... gururla sunar : sansürsüz ve inanılmaz, Bandocular Çıldırdı.
Remember I am relying on you to put to you what I believe to be the most ingenious, unedited enigma ever set out.
Unutmayın ki, çok zekice hazırlanmış ve şimdiye kadar çözülmemiş bir bilmecenin çözümüne sizi dahil edecek kadar size güveniyorum.
See the action your way, uncensored and unedited.
Kendinizi aracın içinde hayal edin. Sansürsüz ve editlenmmemiş
Video surveillance and your unedited report.
Video kayıtları ve oynanmamış raporlarını.
And then we are gonna broadcast it, unedited, To all 36 nigerian states simultaneously.
Daha sonra da bunu sansürlemeden 36 Nijerya eyaletinde eş zamanlı olarak yayınlayacağız.
Our news team has captured this unedited footage on the scene.
Haber takımımız bu görüntüleri yakalamış.
And he's been asked for the unedited version?
Montajlanmamış versiyonunu istemişler mi?
The full, complete, unedited original tape.
Tam, montajlanmamış orijinal videoya.
The unedited tape.
Montajlanmamış video.
The unedited video of the incident in question is being disseminated to all media outlets as we speak, but I wanted Officer Acosta- - and all of you- - to hear it from me first.
Biz konuşurken konusu geçen videonun montajlanmamış versiyonu medyaya dağıtılıyor. Ama hepinizin ve Memur Acosta'nın bunu benden duymasını istedim.
It contains "The unedited convent massacre scene."
Bir manastırdaki toplu katliam, hem de sansürsüz.
The team posted the unedited video on the WikiLeaks website.
Gizli kaynakları korumada kırılmamış bir rekora sahibiz. Ekip kurgulanmamış videoyu WikiLeaks web sitesine koydu. Bizimle Temas Kurun.
Because I am talking unscripted, unedited and unbelievable.
Çünkü senaryosuz, kurgusuz ve inanılmaz bir bölüm olacak diyorum.
As soon as you're done, I'm gonna need it so I can post an unedited transcript.
İşiniz biter bitmez bana da gönderin ki oynanmamış bir kopyasını göndereyim.
We have the unedited tape and Jerry and Maggie were there.
Elimizde düzenlenmemiş kayıt var ve Jerry ve Maggie oradaydı.
That's why, give me the unedited pictures.
Düzenlediğin fotoğrafları bana ver diyorum.
The Internet was the only place that it could be run, unedited, instantly, to the whole world.
İnternet videoları kesilmeden tüm dünyaya yayılabileceği tek kanaldı benim için. Anında tüm dünyaya.
The footage that you are about to see has not been verified as having anything to do with the evidence in the charges against John Luther but our facts submission department has, in fact, concluded that it does appear that this is raw unedited video.
İzleyeceğiniz görüntülerin John Luther'ın davasında delil olarak kullanılacağı henüz teyit edilmedi. Ama Araştırma Şubemiz, bu videonun montajsız ve gerçek olduğunu az önce teyit etti.
the unedited version.
Düzenlenmemiş versiyonu.
Like I said, the unedited version.
Dediğim gibi, düzenlenmemiş versiyonu.
The confession tape, unedited, now.
İtiraf kasedi. Değiştirilmemiş hali. Hemen.
Peter never lets anyone see an unedited batch... especially not the model.
Peter düzenlemeden kimseye göstermez.
Along with training and recruiting videos, I found the unedited recording of Sarah Goode's ransom plea.
Eğitim ve askere alma videolarının yanında bir şey daha buldum. Sarah Goode'ın baskın alanında çekilen videosunun düzenlenmemiş hali.
This is 100 gigabytes of raw, unedited "Danse Haus" footage.
Bu gördüğünüz şey, düzenlenmemiş 100GB'lık ham Danse Hause çekimi.
- Aw. - This might just be the fever talking, but this unedited footage of an Italian restaurant from eight years ago might be the best movie I've ever seen.
Bu öylesine laflama kaydı da olabilir ama üzerinde oynanmamış 8 yıl öncesinden bir İtalyan restorantı kaydı izlediğim en güzel film olabilir.
We'll play the unedited version.
Şimdi düzenlenmemiş versiyonu dinliyorsunuz.
Although, of course, this is unedited.
Gerçi bu rötuşlanmamış hâli.
Lee Harris has agreed to do an interview to tell the world her side of an extraordinary story, unedited, unfiltered, live on television.
Lee Harris, olağanüstü bir hikayeyi kendi açısından anlatmak için röportaj yapmayı kabul etti. Montajlanmadan, filtrelenmeden, televizyonda canlı yayında.
Ellen's raw, unedited audio.
Ellen'ın ham kayıtları.
- Unedited.
- Evet.
He did that whole movie, uncle meat, 16 hours long, totally unedited.
Hiç montajsız ve 16 saat uzunluğunda.