English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ U ] / Uniformed

Uniformed traducir turco

161 traducción paralela
The police appeal to the public to keep calm and to admit uniformed search parties to all property.
Polis, halkın paniğe kapılmamasını ve sivil arama ekiplerinin de yardımını istiyor.
You're not properly uniformed, captain.
Üniforman düzgün değil, yüzbaşı.
Well, they said because he can't have uniformed men with him, sir.
Öyle söylediler çünkü yanına üniformalı personel alamıyormuş efendim.
- Armed? - And uniformed.
- O, ordu mensubu değil.
I guess that's why you're a detective lieutenant and I'm still a uniformed cop.
Sanırım bu yüzden, siz dedektifken ben basit bir polis memuruyum.
So here you have... you have this strong, handsome, uniformed, bemedaled symbol of giant authority, and this insignificant librarian, and suddenly, in the eyes of god, there is precious little to distinguish us.
Ve işte burada güçlü, yakışıklı üniformalı ve madalyalı devasa bir otoritenin sembolü. Ve burada, önemsiz bir kütüphaneci. Bir anda.
Uniformed as a lieutenant general.
General üniforması giyiyordu.
This one wore civilian clothes, but his staff was uniformed, varying from a full colonel to a first lieutenant.
Buradaki ise sivil giyimliydi, ama adamları üniformalıydı Albaydan asteğmene kadar. Üzerlerinde siyasi işaretler vardı.
Germans uniformed as American MPs holding Our River Bridge.
Amerikan inzibat kılığında Almanlar Our Nehri'ni kontrol ediyor.
Maybe a couple of my uniformed boys'll pick them up for you.
Bizim çocuklar belki yakalarlar.
Uniformed police, like those of Earth. A great city, like Rome, with automobiles.
Dünyadaki gibi üniformalı polisler, Roma gibi güzel otomobilli bir şehir.
You should be calling the uniformed police, not the Homicide Department.
Üniformalı bir polis çağırmalısın, Cinayet Masası'ndan birini değil.
To those who tried to stop him, the uniformed officer said :
Üniformasız bir görevli onu durdurmaya çalışanlara dedi ki :
Inspector Bizen... What is the meaning of these uniformed men...?
Müfettiş Bizen bu üniformalı adamlar da ne manaya geliyor?
But uniformed officers shot down in the streets... that smells like radicals to me.
Fakat üniformalı polisler caddelerde öldürülüyor... Sanki radikallerin kokusunu alıyorum.
You see two uniformed policemen making a pinch and you think it's a stickup?
Üniformalı iki polisi birilerini yakalarken gördün ve bunun bir soygun olduğunu sandın?
Uniformed, you know?
Üniformalılar.
- I remember little of it, save that a uniformed officer appeared on the scene and we all made off.
Ben - ben olayın çok azını hatırlıyorum, tek hatırladığım üniformalı bir memurun ortaya çıktığı ve hepimizin kaçıştığı.
Our men are the best-fed, best-paid, best-uniformed soldiers in this war.
Askerlerimiz bu savaşta en iyi beslenen, en iyi eğitimli...
We put more uniformed officers out, more cars on patrol.
Görevli memurların ve devriye arabalarının sayısını arttırıyoruz.
All killed by a uniformed police officer?
Bütün bunları üniformalı bir polis mi yapmış?
Facts and witnesses to these murders point unmistakably to a uniformed police officer.
Görgü tanıklarının verdiği ifadeye göre katilin üniformalı bir polis memuru olduğu anlaşılıyor.
I repeat, a uniformed New York cop has been seen in the commission... of these brutal killings occuring on the streets of the city after dark.
Tekrar ediyorum, tanıklar New York polis teşkilatından üniformalı bir polisin karanlık bastıktan sonra işlenen cinayetlerin sorumlusu olduğu şeklinde ifade verdiler.
Two uniformed cops pulled up while Oswald was in his room.
Neden suç oranı bu kadar yüksek ha? O pisliklere çok fazla şey vaat etti!
Sometimes, they actually refer to these people as uniformed crew members.
Bazen de bu insanları... "üniformalı mürettebat üyesi" diye çağırıyorlar.
Uniformed.
Üniformalı.
We had our fill of uniformed bullies.
Üniformalı kabadayılara yeterince kandık.
I'll send a uniformed officer around to pick up my hardware.
- Gördük götünü. Metalleri toplaması için üniformalı bir memur göndereceğim.
I want a uniformed cop. Drive it up right here.
Üniformalı bir polis buraya kadar getirecek, motoru çalışır bırakacak.
He was standing between two uniformed police officers about 20 feet away.
İki üniformalı polis memurunun arasında, 6 metre uzaklıkta duruyordu.
Tens of thousands of uniformed Nazis joined forces.
On binlerce üniformalı Nazi birliklere katılır.
Get a uniformed man on the fire escape.
Yangın çıkışına bir adam yolla.
Uniformed officers checked the house.
Resmi memurlar evi iki kez aradı.
No uniformed officer. No restraint of any kind.
Üniformalı memur yok, herhangi bir kelepçe de.
Colonel, this is a uniformed dispatch rider carrying a marked case.
Albay, o mühürlü kutu taşıyan bir ulak.
The uniformed officers on the scene don't think she jumped.
Sahnedeki üniformalı polisler kızın atladığını düşünmüyor.
You're saying a uniformed soldier killed your flight officer?
Üniformalı askerlerin uçuş pilotunuzu öldürdüklerini mi söylüyorsunuz?
Hundreds of extras had to be accurately equipped... ... and uniformed and webbed and geared up.
Yüzlerce figüran özenle donatılmalı, üniformaları giydirilmeli düzenlenmeli ve de harekete geçirilmeliydi.
- Uniformed officers?
- Biz hiç anlaşamadık onlarla. - Nerede yaşıyordun?
We've posted a uniformed officer outside, so no one's coming in.
Tamam. Kapıda bir polis bekliyor. Kimse içeri giremez.
There were three uniformed officers in the alley.
Sokakta üç üniformalı polis vardı.
There's also an unconfiirmed report of another uniformed officer... that has been shot several times.
Hala onaylanmamış olmasına rağmen bir resmi memurun... birden fazla vurulduğu belirtildi.
Special squads, detectives, uniformed police officers. We'll help each other and share information however and whenever we can.
Özel timler, dedektifler, üniformalı polis memurları birbirimize yardım edip bilgi alışverişi yapacağız.
A dozen... Twelve uniformed officers.
Bir düzine... 12 üniformalı polis.
Uniformed security has walkie-talkies, don't they?
Üniformalı güvenliklerin telsizi var, değil mi?
Excuse us. While uniformed police stood by...
İzin verin.
Anyway, a uniformed patrolman responded to a shots-fired call, discovered a dead body.
Neyse işte, üniformalı bir devriye bir silahlı çatışma çağrısı almış. Ölü birini bulmuş.
And I was the responding uniformed officer the night Donovan was murdered.
Donovan'ın öldürüldüğü gece çağrıya cevap veren üniformalı memur bendim. Aman Tanrım, seni gördüğüme çok sevindim.
.. a uniformed, so-called Snooper Force.
... Fişleme Ekibi adında bir birimi ilan edecek.
Mr. O'Keefe told us dinner was served by a uniformed waiter, a colored man.
Keşke sana daha fazla sevgi gösterseydim.
400 students. 12 uniformed officers.
400 öğrenci. 12 üniformalı memur.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]