Uninvited traducir turco
449 traducción paralela
- You understand you are an uninvited guest.
- Davetsiz misafir olduğunuzu anlamışınızdır.
Do you know what happens to people who come in here uninvited? - I can imagine.
Davetsiz gelen kişilere ne yapıldığını biliyor musun?
He's not the type of man who would walk up to a table uninvited.
Davetsiz bir şekilde masaya gelecek tarzda bir erkek değil.
And no unseen, uninvited guests.
Görünmeyen, davetsiz misafirler olmadan.
Callahan, if you didn't bring me this sandwich... then we've got uninvited guests.
Callahan, eğer bu sandviçi bana sen vermediysen... gemide davetsiz bir misafir var demektir.
And I will remind the colonel that his presence here, uninvited is contrary to Army regulations not to mention the code of a well-mannered man.
Ayrıca size şunu hatırlatırım Albay davetsiz olarak burada olmanız hem ordu yönetmeliklerine hem de beyefendiliğe uygun değil.
They've got nothing on me, but you might have a few uninvited guests.
Ellerinde benimle ilgili bir şey yok, ama sana birkaç davetsiz misafir gelebilir.
I mean, who else but a thief would come in uninvited?
- Ne? Yani, hırsızdan başka kim davetsiz gelir ki?
I'm afraid she's become our uninvited guest.
Maalesef kendisi davetsiz misafirimiz olacak.
Like staying here all night uninvited.
Mesela davet edilmeden burada kalıyorsun.
I know it's late to be calling uninvited, but I just returned from abroad, the ship was late docking, and I just saw the newspapers.
Biliyorum, beklenmedik telefon için geç oldu. fakat yurtdışından yeni döndüm, gemi geç saatte yanaştı. ve gazeteleri de yeni gördüm.
Uninvited her.
- Daveti geri al.
Outside the gate of the Forbidden City are the skulls of many uninvited guests.
Yasak Şehrin girişi bir sürü istenmeyen misafirin kafataslarıyla doludur.
Now, may I ask what brings you here-uninvited?
Şimdi, buraya neden davetsiz geldiğinizi sorabilir miyim?
Where are you planning to bed down uninvited guests?
Söyleyin bakalım Bay Miller davetsiz misafirlerinizi nasıl yatırmayı düşünüyorsunuz?
You know I'm not in the habit of coming into your house uninvited.
Evine davetsiz olarak gelme alışkanlığım olmadığını bilirsin.
Gentlemen, you come among us uninvited.
Beyler, aramıza davetsiz geldiniz.
The soviet people would like to ask the kanamits precisely - i repeat that to him - precisely what are your motives in coming here quite uninvited?
Sovyet Halkı, Kanamitlere özellikle şunu sormamı istiyor. Aynen aktarıyorum. Davetsiz bir şekilde buraya gelmenizdeki gerçek niyet nedir?
Sorry to come by uninvited, ma'am.
Böyle davetsizce geldiğim için kusuruma bakmayın hanımefendi.
You don't deserve any explanations, you pushed your way in here uninvited and unwelcome.
Açıklamayı haketmiyorsunuz, kendinizi davetsiz ve istenmeyerek içeri attınız.
Uninvited passengers.
Davetsiz yolcular.
If it looks like trouble with uninvited visitors Angel will give two blasts on the pipe.
Eğer beklenmeyen misafirler sorun çıkartmaya çalışırlarsa... Angel iki kez düdük çalacak.
For the uninvited, there is much to fear.
Davetsizler için korkacak çok şey vardır.
We have uninvited visitors.
Beklenmeyen misafirlerimiz var.
If it had been about the bank I wouldn't have interrupted your party, an uninvited guest.
Bankayla ilgili olsaydi davetsiz bir misafir olarak, partinizi bölmezdim.
A protection against the curious, the uninvited.
Meraklı ve davetsiz kişilere karşı bir koruma.
You can't come in here uninvited.
Böyle davetsiz buraya giremezsiniz.
They're always dropping in, uninvited... sticking their noses into my life.
Her zaman davetsiz çıkageliyorlar burunlarını hayatıma sokuyorlar.
I'm sorry to come in just uninvited, but
Davetsiz geldiğim için üzgünüm ama...
It's time we said goodbye to an uninvited guest.
Davetsiz misafire veda etmenin zamanı.
Ah, the uninvited guest.
Ah, davetsiz misafir.
I came uninvited
Ben de davetsiz geldim
It isn't polite to sneak around uninvited.
Davetsiz olarak sinsice girmek pek kibarca değildi.
Face, we got a couple uninvited guests, and they brought party favours.
Face, bir kaç davetsiz misafirimiz var ve bize hediye getirmişler.
You barge in here quite uninvited, break glasses then announce quite casually that we're all dead.
Böyle apar topar içeri dalıp, bardakları kırıp... havadan sudan konuşur gibi hepiniz öldünüz diyorsun.
About an hour ago, he shows up uninvited at Dr. Lenderman's cocktail party... and scared everybody half to death.
Bir saat önce Dr. Lenderman'ın kokteyl partisinde davetsiz olarak boy göstermiş... ve herkesin ödünü koparmış.
* But since you've come uninvited for this visit *
Fakat sen, bu ziyaret için davetsiz geldiğinden beri
What a shame we had uninvited guests.
Davetsiz misafirlerimizin olması ne utanç verici.
Guys, you have uninvited guests.
Davetsiz misafirlerin var.
A lot of people use electronic sensors to let them know if they're about to have uninvited guests.
Birçok insan davetsiz misafirleri olup olmadığını bilmek için elektronik algılayıcılar kullanırlar.
We have come here uninvited and unannounced.
Buraya davetsiz ve habersiz geldik.
Since you came here uninvited
Buraya davetsiz geldiğinizden beri.
As you enter the house so people uninvited?
Her zaman insanların evine davetsiz mi girersin.
Mrs Henya, I was taught that people who are uninvited don't come.
Bayan Henya, davet edilmeyen insanlar gelmez diye düşünmüştüm.
Look. If the Slades are uninvited, and I'm sure they are, and Armbrister and Trask can agree on a deal, then we won't have a war.
Bakın eğer Sladeler davetsiz misafirse ve ben öyle olduklarından eminim Armbrister ve Trask anlaşma yapabilir, böylece savaşmayız.
I like the idea that a voice can just go somewhere... uninvited... just kind of hang out... like a dirty thought in a nice, clean mind.
Bir sesin herhangi bir yere gidebilmesi fikrini severim... davetsiz olarak... bir nevi dolanmak gibi... Temiz, güzel bir akılda iğrenç bir düşünce gibi.
Since I seem to be an uninvited guest at your little party, I'll leave you with your beloved son and be on my way.
Şu anda burada, çok sevgili oğlunla yaptığın partide istenmeyen misafir olduğuma göre, yoluma gitsem iyi olur.
You cannot just parade in here uninvited and expect to...
Burada davetsizce geçit yapıp, sonra da size...
The doc don't take kindly to uninvited guests.
Doktor davetsiz misafirleri hoş karşılamaz.
No, we just thought we'd drop in uninvited for the weekend.
Oh hayır.
[Sobbing] Well, I see I'm an uninvited guest.
Evet, ben davetsiz misafirim.