Unpacked traducir turco
274 traducción paralela
Get the rest of them unpacked.
Geri kalanını da çıkartın.
- Are you unpacked?
- Eşyalarınızı boşalttınız mı?
Your valet has unpacked for you, I suppose?
Uşağınız bavulunuzu açmıştır herhâlde?
Good job I hadn't unpacked.
İyi ki valizimi açmamışım.
I wish your mama would have sent for you before I got all your clothes unpacked.
Keşke tüm giysilerini valizlerden çıkarmadan önce annen hepsini senin için gönderseydi, Bayan Drusilla.
We just about get unpacked and settle down, and you wanna pack up and run away again.
Tam bavulları açıp yerleşecekken bavulları doldurup gitmek istiyorsun yine.
We've nothing unpacked yet.
Henüz tam olarak yerleşmedik.
It was unpacked and got left here. It's been two months.
Kasaları boşaltırken burada kaldı.
Yes, of course, my dear, but they're not unpacked yet.
Evet, var tabii, hayatım, ama henüz valizlerden çıkartmadım.
I'm not a painter that gets off a train and turns out a sunlight effect... - before he's even unpacked his bags.
Trenden inip, bavulunu açmadan boyamaya başlayan bir ressam değilim ben.
I packed, unpacked, washed my hair a dozen times... read the Sears Roebuck Catalog from cover to cover.
Eşyamı topladım, boşalttım, saçımı defalarca yıkadım... Sears Roebuck Katalog'unu baştan sonuna okudum.
Have you unpacked?
Yerleştin mi?
I unpacked as soon as I got in last night.
Dün gece gelir gelmez yerleştim.
Impossible, I haven't unpacked everything yet.
Bu söylediğin imkansız. Parçaları paketinden çıkarmadım daha.
I see you're getting unpacked, I expect you'll be settled soon.
Bavullarını boşalttığını görüyorum, yakında da yerleşirsin herhalde.
Shall we get unpacked?
Biz üst kata gidelim ve ambalajları açıp bakalım mı?
- She's unpacked.
- O evde. O yeni burada.
- What are you doing? - Don't you want these unpacked, sir?
New York'un sosyal çevresine girdim.
Well, now, Fairfield, wouldn't you say that it's about time he unpacked?
Ne dersin Farfield sence de bavulu hazırlama zamanı gelmedi mi?
You've unpacked.
Valizi boşaltmışsın.
I unpacked.
Valizimi boşalttım.
I'll look in the storeroom, I ain't unpacked everything yet.
Depoya bir bakayım, gelen paketlerin tamamını açmamıştım.
I unpacked most of them myself.
Çoğunu ben açmıştım.
We've just unpacked the load of chestnuts.
Temin bir paket kestane açtık
I haven't unpacked, I almost greased three boy scouts and a pimp on the way over here, I haven't shown anyone my résumé, I could be a janitor.
Daha bavullarımı açmadım, buraya kadar üç izci çocuğa ve bir pezevenge rüşvet verdim, kimseye CV'mi göstermedim, hademelik bile yapabilirim.
You never even unpacked your other suitcase.
Diğer bavulunu hiç açmadın.
Your luggage has been unpacked, sir.
Bavullarınız boşaltıldı, efendim.
I never unpacked them actually.
Bavuldan hiç boşaltmamıştım.
This is my first night, and I'm not even unpacked.!
- Bu benim ilk gecem, daha kutuları bile boşaltmadım.
I want that room unpacked by tonight, young man.
Odanı bu geceye kadar toplanmış istiyorum genç adam.
I told you I want that room unpacked.
Sana söylemiştim. O odayı toplanmış istiyorum.
We'll just put your bags up there after you've unpacked... get them out of the way.
İçlerini boşalttıktan sonra çantalarını yukarı koyalım... ayak altında durmasınlar.
lucky for you, i haven't unpacked the knives yet.
Şanslısın, zira bıçakların olduğu koliyi henüz açmadım.
all i have unpacked is soy sauce.
Herkes nefis soslu soya yaptığımı söyler.
He hadn't unpacked.
Onu açmadan bırakmış.
I unpacked it, sent it on.
Açıp yolladım.
Which can be folded very tightly indeed but which, when unpacked, can be thrown away almost immediately.
Böyle katlayabilirsiniz. Ama açarken fırlayıp gidebilir.
I haven't unpacked since the boat.
Mülteciler gibi yaşıyoruz.
Why haven't you unpacked?
Neden bavulunu açmadın?
We haven't unpacked the china yet.
Porselenleri henüz çıkaramadık.
You mark each day off with a big, black X. You haven't even unpacked.
Sen büyük, siyah X ile her gün işaretliyorsun. Hemde bakmadan.
It was torsed when I unpacked it. Think it's necrotic?
Açtığımda kıvrılmıştı.
If I ever get unpacked around here... I was thinking of having a cocktail party on Friday night.
Eğer yerleşebilirsem... cuma akşamı evde bir kokteyl vermeyi düşünüyordum.
Oh, yeah, I unpacked some of your stuff for you.
Evet. Valizlerinin bir kısmını boşalttım.
You unpacked my stuff?
Eşyalarımı mı açtın?
I don't know, but I was in his room when he unpacked
Bilmiyorum, ama odasındayken boşaltıyordu.
He unpacked right in front of me would a maniac do that?
Tam önümde çantasını boşaltıyordu. Manyak biri böyle yapar mı?
They throw a party before they've unpacked.
Daha kolileri açmadan tüm mahalleyi davet ettiler.
We haven't unpacked, and I'm getting calls from the principal.
Daha tam yerleşmeden müdürden telefon glemeye başladı.
I found this when I unpacked.
Bavulumu boşaltırken bunu buldum.
Fortunately, I'm only half unpacked.
Kimsenin suçu değil.