English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ U ] / Unquenchable

Unquenchable traducir turco

60 traducción paralela
But deep in man's heart still burned the unquenchable will for freedom.
Fakat insanın yüreğinin derinliklerinde o dinmek bilmez özgürlük arzusu hiç sönmemiştir.
Your selfishness, your greed, your lust for life, your unquenchable desires.
Bencilliğin, açgözlülüğün, zevke düşkünlüğün, bastırılamayan arzuların.
An unquenchable thirst for knowledge leads them to this sleeping world.
Bilgi için bastırılamaz susuzluğundan onlar uyuyan Dünya'yı kurtaracak.
I live only for the unquenchable hatred in my heart.
Kalbimdeki nefret hala canlı!
He will gather the wheat into his barn but the chaff he will consume in unquenchable fire.
Buğdayını toplayıp ambara yığacak,.. ... samanı ise hiç sönmeyen ateşle yakacak.
It has an unquenchable power.
Bastırılamaz bir güç var.
An unquenchable desire for ever more pleasure.
Daha fazla zevk almak için duyulan bastırılamaz arzu.
Here you will starve for an eternity, torn by an unquenchable lust.
Burada sonsuza kadar bastıramayacağın bir şevhet tarafından açlık çekeceksin.
'"and their unquenchable thirst for notoriety." "
'"ve onların şöhrete karşı bitmek bilmeyen susuzluğu." "
Drawn into the maelstrom of Berlin, she certainly wasn't innocent, but she cared for the guy who was her partner like a child... with a tender, unquenchable love.
Berlin'in debdebesine kendini kaptırmış, bu haliyle elbette masum olamazdı. Ancak o adamı çok önemsedi. Çocukça bir sevgiyle, bastırılamaz bir aşkla bağlanmıştı.
I have what I feel is... an unquenchable....
Ve hissettiğim şey... asla söndürülemez bir...
Insatiable, remorseless, unquenchable.
Gözü doymaz, amansız, bastırıImaz.
Driven with na unquenchable thirst for blood...,... they track their intended victim relentlessly until they corner him.
Bastıralamaz bir kan susuzluğuyla sürükleniyorlar, niyetlendikleri kurbanlarının izini amansızca takip ediyorlar... onu köşeye sıkıştırana kadar.
And something even more... An unquenchable pussy of natural talent!
Güzellik konusunda tanrı ona cömert davranmış.
The blood thirst is unquenchable.
Kana susamış durumdalar.
- The blood thirst in unquenchable!
- Kana susamış bir halde!
Born in anarchy, with an unquenchable blood thirst, we shudder to think what might rise up from the darkness.
Kana susamışlığın egemen olduğu bir anarşiden doğuyorlar. Bu karanlıktan sonra ortaya neyin çıkacağını düşünmeden edemiyoruz.
- You're unquenchable.
- Sen yanıyorsun.
Its appetite for milk is unquenchable, for growing at this speed gives it constant hunger.
Yavrular doymak bilmeden süt içer çünkü bu tempoda büyümek için sürekli beslenmek zorundadır.
If you say no to Tretonin, you have an unquenchable thirst for bloodshed, and that does not serve those who follow your leadership.
Eğer tretonine hayır dersen, bastırılamaz bir kana susamışlığın var demektir, ve bu senin önderliği izleyenlere hizmet etmez.
My God, his blood lust is unquenchable!
Tanrım, onun kanı doyurucu olmamış!
His thirst for blood was unquenchable.
Kana susamışlığı dinmek bilmiyordu.
Looking to slake their unquenchable thirst.
Doymak bilmez susuzluklarını gidermek için.
An unstoppable force, an unquenchable thirst.
Durdurulamaz bir güç bastırılamaz bir açlık.
Your mouth will go dry, And your thirst will be unquenchable.
Ağzın kuruyacak, ve susuzluğun dindirilemez olacak..
Except, of course, we have no souls, and we walk the earth trying to satisfy an unquenchable thirst for blood.
Tabi bir ruhumuz yok, ve kana olan bastırılamaz susuzluğumuzu gidermek için dünyayı geziyoruz, o hariç.
Now the porters take up their burdens and carry the moveable feast back to the unquenchable young.
Taşıyıcı karıncalar yüklerini alıyor ve doymak bilmeyen gençlere ziyafet olsun diye taşıyor.
And with an unquenchable hunger...
Ve ağzımı kalbinin karıncığına koyup,
Why would a man with your unquenchable curiosity, your Renaissance grasp of the world and its wonders, limit himself to just one sphere?
Sizin gibi, bastırılamaz merakları olan... ve Rönesans dönemini avucunun içi gibi bilen biri... neden kendini küçük bir alanla sınırlıyor?
I have brought my..... unquenchable curiosity to bear on the Rackham accounts.
Size, Rackham hesaplarını elden çıkartmaya dair sahip olduğum bastırılamaz meraklarımı sunuyorum.
There to remain in unquenchable fire and brimstone until the Day of Wrath.
Gazap günü gelene kadar sönmez sarı alevlerin içinde kal.
There to remain in unquenchable fire and brimstone until the Day of Wrath!
Gazap günü gelene kadar sönmez sarı alevlerin içinde kal.
Others have unquenchable thirst but when liquid touches their lips it evaporates.
Bazıları çok susamışlardır, ama su dudaklarına değer değmez buharlaşır.
That euphoria would cause an accelerated heart rate and increased body temperature, resulting in severe dehydration, which naturally would lead to an extreme, unquenchable...
Öfori hızlandırılmış kalp atım hızına sebep olur ve vücut ısısını yükseltir. Bunun sonucu da aşırı su kaybıdır. Ki bu da doğal olarak, aşırı derecede bastırılamaz susuzluk hissine sebep olur.
An unquenchable thirst.
Söndürülemez susuzluk yüzünden.
The Deiran, were broken, our heroes and dreams were swallowed in unquenchable flame.
Deiran dağılmış kahramanlarımız ve hayallerimiz söndürülemeyen ateş tarafından yutulmuştu.
Unquenchable.
Bastırılamaz.
For the next 200 years, every male member of the Stinson family was afflicted by the Gypsy's curse, an unquenchable thirst for booty that no committed relationship could ever satisfy.
Ondan sonraki 200 sene Stinson ailesinin bütün erkek bireyleri çingenenin lanetinden etkilendi. Hiçbir ciddi ilişkinin tatmin edemeyeceği yiyişmeye karşı olan bastırılamaz bir susamışlık.
Searching in the desert for a drop of vengeance to slake an unquenchable thirst is a lonely walk, my friend.
İntikam susuzluğunu gidermek için çölde bir damla da olsa su aramak zor bir iştir dostum.
There is another force, a different type of hunger, an unquenchable thirst that cannot be extinguished.
Ancak asla bastırılamayan ve asla dindirilemeyen başka bir güç daha vardır.
All though there is some dispute about the name, it's likely a hybridized Greek and Latin word meaning "unquenchable".
Buna rağmen isminde bir ihtilaf var, sanki "söndürülemez" anlamına gelen Yunanca ve Latince karışımı bir kelime gibi.
I remember all you taught me... how to think like a puritan, to see through their greedy eyes... these woods were really mighty ships and houses in the making... and how, one day, we would use their unquenchable desire
Bana öğrettiğin herşeyi hatırlıyorum... Yobaz gibi düşünmeyi, onların aç gözleriyle görmeyi. Bu ormanın kudretli gemilerin... ve evlerin yapımında kullanılacağını ve bir gün, onların sonu gelmez kontrol etme isteklerin nasıl kullanacağımızı.
"He suggested taking things slow, " but she was voracious, " with an unquenchable sex-thirst.
İşleri yavaştan almak istiyordu ama kız söndürülemez bir seks ateşiyle yanıp tutuşuyordu ve oğlan da iyi iş çıkardı. "
It is your insatiable curiosity, your unquenchable quest for knowledge, and of course your generous donations that have made this evening possible.
Bu geceyi mümkün kılan, doyumsuz merakınız dindirilemeyen bilgi açlığınız ve elbette ki cömert bağışlarınız oldu.
to put forward a man whose energy is unquenchable, whose character is unimpeachable,
enerjisi sönmeyen bir adamdan bahsediyorum, karakterinden şüphe edilemez olan,
You have this... unquenchable thirst to self-destruct.
Sende... Bastırılamaz kendi kendini yok etme arzusu var.
I was always somebody who had an unquenchable curiosity about people.
İnsanlara karşı bastırılamayan... bir merak duydum hep.
It's the Unquenchable Flame.
Sönmeyen Alev.
Legend says that those who wield the dagger "shall shed all virtue and be wholly overcome " with an unquenchable bloodlust. "
Efsaneye göre bu hançeri kullanan kişi tüm meziyetiyle, durdurulması imkânsız olan kan dökme eylemini başarıyla tamamlayacaktır.
You read about me in his second novel the difficult birth, the tumultuous childhood the unquenchable desire to dance. Yes.
Evet, evet.
My unquenchable thirst for violence.
Benim şiddet için dinmek bilmeyen susuzluğum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]