Unrestricted traducir turco
94 traducción paralela
Unrestricted submarine warfare, bombing of civilians, poison gas.
Denizaltılar serbestçe savaşıyor, zehirli gaz ile sivilleri bombalıyorlar.
And we will, in addition, need a controlling interest in your new company, unrestricted access to your private bank account, the deposit in our vaults of your three children as hostages and a full legal indemnity against any acts of embezzlement carried out against you by any members of our staff during the normal course of their duties.
Ayrıca ek olarak yeni şirketinizde ana kar payı özel banka hesabınıza sınırsız girme hakkı üç çocuğunuzun rehine olarak kasalarımıza konması ve herhangi bir personelimizin normal görevi sırasında size karşı yapabileceği bir zimmete geçirme olayına karşı tarafınızdan tam yasal teminat.
With this you have unrestricted access to the archives.
Köpek bölümü mü?
He's ordered Operation Linebacker II, the unrestricted bombing of military targets in North Vietnam.
Linebacker 2 Operasyonu için emir verdi. Kuzey Vietnamda yasak olan tüm askeri hedefler bombalanacak.
Commander, I was led to believe the Federation guarantees the safe and unrestricted passage of all travellers visiting your station.
Komutan, gelen bütün yolcular için... istasyonun güvenli ve serbest geçiş bölgesi olduğuna... dair Federasyonun güvence verdiğine herkesi ikna ettim.
All park accesses are unrestricted to park personnel.
Park personeli parkın her yerine girebilir.
I want unrestricted access to him for questioning.
Sorgulama için sınırsız yetki istiyorum.
Or regardless of Matsuko's status, Sakura shall have... unrestricted access when she reaches the age of twenty-one.
Veya Matsuko'nun durumuna bakılmaksızın, Sakura 21 yaşına geldiğinde kasaya sınırsız erişim hakkına sahip olacaktır.
Prime Minister, all the signs we observe, the massive troop employment, the unrestricted shooting and now the attack against the final perimeter of Budapest ; 'Mr. all of this suggests to me that we are in war with the Soviet Union.
tüm gözlemlerimiz, kalabalık birliklerin sevki, kural tanımaz atışlar ve şimdi de Budapeşte'nin son hattına saldırı ; tüm bunlar bana Sovyetler Birliği ile savaşta olduğumuzu gösteriyor.
Access to that program is unrestricted.
Bu programa giriş yapmak kısıtlanmamış.
A lot of American companies would love unrestricted access to China.
Birçok Amerikan şirketi Çin'e denetimsiz bir girişe bayılır.
Somewhere unrestricted.
Terkedilmiş bir yerlerde.
Captain Rogers will escort you to the unrestricted area, Doctor.
Yüzbaşı Rogers askeri alanın dışına kadar size eşlik edecek.
I like philosophy, and I like to analyze matters from a philosophic perspective. The open source is in accordance with the spirit of science the free and unrestricted access to information.
Felsefik bir açıdan bakarsak bilginin özgür olarak bedava dağıtıldığı bilime benzetebiliriz
Aposition giving you unrestricted access... to countries and leaders around the world.
Bu pozisyon size dünya çapında ülkelere ve liderlere kısıtsız ulaşma imkanı tanıyor.
Transferred to Camp Harris for unrestricted interrogation.
Sınırsız sorgulama için Harris Kampı'na götürülsün.
This gives him almost unrestricted power to control... what's going to become law or be returned to Congress for review.
Elbette bunun da, Başkan'a bir kararnâmenin yasalaşması yahut meclise tekrar elden geçmesi için gönderilmesi hususunda sınırsız bir serbesti sağladığı aşikârdır.
You said that yourself. Unrestricted power, right?
Sınırsız serbesti diye kendi ağzınızla söylediniz, yanlış mıyım?
Unrestricted interrogation is premature.
Sınırsız sorgulama için daha çok erken.
While you were away, Will Tippin was ordered to Camp Harris for unrestricted interrogation.
Sen yokken Will Tippin'in sınırsız sorgulama için Harris Kampı'na götürülmesi emredilmişti.
That's a warrant granting me unrestricted access to all personnel materials associated with Treadstone.
Treadstone ile ilgili tüm personel bilgilerine sınırsız erişim izni.
I'm gonna need unrestricted access to your staff at all times.
O zaman, kayıtlarına bakabilmem için tam iznin gerek.
I've covered this city with an Unrestricted Method net.
Sınırlanmamış bir büyüyle şehri bir ağın üzerine yerleştirdim,
Our Unrestricted Method will be complete any moment.
Birazcık daha ve sonra büyümüz tamamlanmış olacak.
I'll help in any way I can... but I want unrestricted access to all your data.
Elimden geldiği kadar yardım ederim, fakat elinizdeki bilgilere sınırsız erişim istiyorum
You're one of several people with the technical expertise and unrestricted access necessary to pull off this burglary.
Bu hırsızlığı gerçekleştirmek için gerekli sınısız erişim ve teknik uzmanlığa sahip birkaç kişidensin.
I know when you see them up there on a big chart with all those colors and arrows and unrestricted this and offshore that, you... you think they've been designed purposefully... to confuse the heck out of you.
Biliyorum, bunları bu büyük tabloda tüm bu oklar ve renklerle görünce ve şunun sınırlarını kaldır, bu vergisiz olsun diye düşününce sanıyorsunuz ki, bunlar kafanızı karıştırmak için bir amaca göre dizayn edilmişlerdir.
We also grant you unrestricted access to all our recreational facilities, including... our non-denominational modern house of worship,
Ayrıca size, bütün dinlenme tesislerimize sınırsız erişim hakkı vereceğiz, Daha bitmedi ; bizim bağımsız modern yapıdaki ibadethanemiz,
"Unrestricted access"? What, you can see the child whenever you want?
"Sınırsız erişim?" Ne yani, istediğin zaman çocuğu görebilecek misin?
He wants unrestricted access.
Sınırsız erişim istiyor.
Claire, come on, we agreed you could have the page as long as I have unrestricted access.
Claire, hadi, anlaşmıştık, ben sınırsız giriş yapabildiğim taktirde sen de istediğin kadar siteye girebilirdin.
An uncontrolled hellion, free to wreak whatever havoc he wants, unrestricted by any accords or oversight.
Kontrolsüz bir "Hellion" hıncını herhangi bir şekilde çıkarabilir. Bir anlaşmayla veya gözetimle gelen sınırları ortadan kalkar.
Unrestricted, our commitment.
Limitsiz, bir bağlılık.
However, telephone use is unrestricted, as long as you choose from the list of cleared aliases on page 13 when communicating with the outside world.
Buna rağmen, 13. sayfada belirtilmiş takma isimleri kullandığın sürece dış dünyayla konuşmak için telefonu kullanmakta özgürsün.
Plus, they've got seemingly unrestricted security clearance.
Artı, görünüşe göre sınırsız güvenlik yetkileri var.
So he erased his past found employment at WilPharma and gained unrestricted access to their research facilities.
Bu yüzden geçmişini silmiş WilPharma'da iş bulmuş ve araştırma tesislerine sınırsız giriş hakkı kazanmış.
My access is unrestricted.
Benim giriş iznim sınırsız.
Unrestricted access.
Sınırsız erişim hakkı gibi.
For the last three years I have been active in encouraging target nations to accept loans, large loans, packaged as unrestricted American aid.
Son üç yılda hedef ülkelerin kredi kabul etmesini teşvik etmek için aktif görev üstlendim.
These powers uncontrolled, unrestricted, I see only danger in that.
Bu güçler kontrol edilmezse, sınırlanmazsa bundan sadece tehlike doğacağını düşünüyorum.
Starting now, no one moves in this city unrestricted.
Şu andan itibaren şehirde kimse serbest şekilde hareket edemeyecek.
They gave Leslie control of some unrestricted grant money.
Leslie'ye ödenek parasından biraz kullanma hakkı verdiler.
PRIVATE PROPERTY, RULE OF LAW AND A MARKET UNRESTRICTED BY GOVERNMENT REGULATION AND CONTROL.
Özel mülk, hukuki düzen ve devlet müdahale ve denetiminden yoksun bir serbest piyasa ekonomisi.
I want unrestricted access to the whole place and an explanation of why you're here.
Her yere limitsiz erişim ve burada ne aradığınızı açıklamanızı istiyorum.
We have unrestricted access to pretty much everything
Neredeyse her şeyi görmek için sınırsız iznimiz var.
Unrestricted air attacks aimed at breaking public morale.
Sürekli hava saldırıları ile halkın moralini bozmaya çalışacaklardır.
Access, yeah, but not unrestricted access.
Erişebiliyorum, evet ama sınırsız erişim değil.
Yeah, but not unrestricted access.
- Sınırsız bir erişim değil.
And change the use of force guidelines to "unrestricted."
Ve güç kullanım emrini "sınırsız" a çevirin.
I have unrestricted access to and from the mother ship.
Ana geminin her yerine giriş iznim var.
I want full cooperation from each of your agencies and unrestricted access to Tunisian airspace, or by God, my next call is to Fradkov, and I will outsource this whole damn operation.
Yoksa, yemin ederim şimdi Fradkov'u ara,.. ... bu operasyonu dış kaynakla yaparım!