Unsanctioned traducir turco
92 traducción paralela
It's divination, the devil and completely unsanctioned by the Church.
Günahtır, şeytancadır ve kilise kesinlikle kabul etmez.
- Former? - I was stripped of my stature after I was caught performing unsanctioned experiments on humans.
- İnsanlar üzerinde onaylanmamış deneyler yaparken yakalandıktan sonra görevimden alındım.
" No unsanctioned grills allowed.
"Mangal yakmak yasaktır."
His attack on your shopping mall was unsanctioned and unwarranted.
Alışveriş merkezine yaptığı saldırı onaysız ve yersizdi.
Your son contracts a serious of unexplained illnesses, you intimidate his teacher, his 9-year-old friend, his grandparents, and then, on top of everything else, you perform an unsanctioned dissection of the boy you say you loved.
Oğlun açıklanamaz bir dizi hastalık geçiriyor. Çocuğun öğretmenine 9 yaşındaki arkadaşına, dedesi ve babaannesine gözdağı veriyorsun. Bunlar yetmezmiş gibi çok sevdiğini söylediğin. öz oğluna gereksiz bir de otopsi yapıyorsun.
This is an independent and unsanctioned member of the clergy.
Ruhban sınıfının bağımsız ve izinsiz bir üyesi.
As far as DC is concerned, any unsanctioned use of a 4400 ability is a radical act.
DC'nin dediğine göre, bir 4400 yeteneğinin onaysız herhangi bir kullanımı radikal bir eylemdir.
Winnipeggers turn to wagering on unsanctioned, illicit events - the Golden Boy pageants held at the Paddlewheel Nightclub, which sits atop the brand-new Hudson's Bay department store on Portage Avenue, Eaton's little sister down the street.
Portage Caddesi'ndeki, Eaton'ın kardeşi Hudson Bay mağazasının üst katındaki Paddlewheel Gece Kulübü'ndeki Altın Çocuk yarışmaları.
- Unsanctioned travel.
Onaylanmamış olursa!
You both host an unsanctioned card game in this break room.
Sanırım derdimi tam olarak anlatamadım. İkiniz mola odasında uygunsuz kart oyunu oynadınız.
This was an uninsured, unsanctioned fight.
Bu güvenli olmayan ve onaylanmamış bir dövüştü.
I could never have done this unsanctioned.
Bunu izin almadan asla yapamazdım.
I have to go exploit a friend in the name of an unsanctioned national security operation... and I don't want to be late.
Kaçak bir ulusal güvenlik operasyonuyla bir arkadaşımdan faydalanmam lazım. Geç kalmak istemiyorum.
Servin'all kind of unsanctioned fare
Onaylanmamış yemeklerin envai çeşidi sunuluyor.
Spangler's running some kind of unsanctioned op.
Spangler bazı izinsiz operasyonlar yönetiyor.
I'm not doing any more unsanctioned ops, So I don't really know why I'm here.
Artı onaylanmamış operasyon yapmıyorum bu yüzden neden burada olduğumu bilmiyorum
An unsanctioned class 4 non-corporeal phantom stalking a public musical performance arena?
Onaylanmamış, 4. sınıf, maddesel olmayan bir hayalet topluma açık bir konser salonunda kol geziyor.
And my going against him was unsanctioned.
Ve onun peşinden gitmeme izin yoktu.
Liam made an unsanctioned hit against the Light on the most sacred of Fae holidays.
Liam, en kutsal günde aydınlık tarafa, onaylanmamış bir saldırı düzenledi.
That's unsanctioned use of a trash bag!
Çöp torbası kullanmaya iznimiz yok.
Unsanctioned absence, plus... desertion of duty.
Mazeretsiz işe gelmeme, artı görevden firar etmiş sayılıyorsun.
Through an unsanctioned mission, I got a colleague wounded.
Onaylanamayan işler yaptım ve bir meslektaşımın yaralanmasına neden oldum.
Talk of an unsanctioned hit.
İzinsiz bir cinayetle ilgili.
And as of this moment, any action is unsanctioned.
Şu andan itibaren her türlü eylem izinsiz.
An unsanctioned hit. Yeah.
İzinsiz cinayet.
Clocks tick unsanctioned forever onwards to tomorrow
# Saatler çalışır, izinsiz Hep bir sonraya
Red Flag considers her an unsanctioned variable.
Kızıl Bayrak onu izinsiz değişken olarak görüyor.
Kern referred to you as an unsanctioned variable.
Kern senden izinsiz değişken olarak bahsediyor.
I don't know. Steve went into North Korea on a completely unsanctioned personal mission.
Steve Kuzey Kore'ye izinsiz kişisel bir görev için gitti.
A report you'd written about an unsanctioned mission to rescue your translator from Bosnia.
Senin tarafından yazılmış, Bosna'da çevirmenini kurtarmak için onaylanmamış bir görevle alakalı.
On an unsanctioned mission?
Onaylanmamış bir görev için?
But he traveled halfway around the world on an unsanctioned manhunt to track us down.
İzni olmadığı halde dünyanın öbür ucundan kalkıp peşimize düşüyor ve bizi buluyor.
The major has an exfil plan, but it is unsanctioned.
Binbaşının bir planı var ancak henüz onaylanmadı.
You staged an unsanctioned, off-book, one-man jailbreak with an operative from a competing spy service.
Rakip bir istihbarat teşkilatının ajanıyla onaylanmamış kayıt dışı bir firar sahneye koyuyorsunuz.
Your being here is unsanctioned.
Buraya onay almadan geldin.
Joan, I wanted to make you aware that OIG has gotten wind of an unsanctioned covert action in Moscow.
Joan, OIG'nin kulağına Moskova'da onaysız gizli bir eylem yaşandığı bilgisi geldi. Seni haberdar etmek istedim.
But the fact is, Tom Card called an unsanctioned hit, and my brother was collateral damage.
Ama gerçek şu ki Tom Card o suikasti izinsiz gerçekleştirdi ve kardeşim de sivil zayiattı.
This was an unsanctioned attack on an Afghan village.
Bu bir Afgan köyündeki izinsiz bir saldırı.
Yeah. Illegal missions unsanctioned by the UN, that's why it's all hush-hush.
Yasadışı görevler Birleşmiş Milletler tarafından onaylanmıyor, bu yüzden tamamı gizli.
Now, there was just a simple matter of some unsanctioned work with dynamite to see if I was right or not.
Tabii haklı olup olmadığımı öğrenmek için yapmam gereken hoş karşılanmayacak bir dinamit işi vardı.
you wish to employ my services in order to execute an unsanctioned operation.
Onaylanmamış bir operasyon için hizmetlerimden faydalanmak istiyorsunuz.
As I said before, not completely unsanctioned.
Biraz önce de söylediğim gibi tamamen onaysız değil.
Despite it being unsanctioned?
- Onaysız olmasına rağmen mi?
Because it is unsanctioned, I will require double my standard fee.
Onaysız olduğu için normal fiyatımın iki katını alacağım.
Hey, listen, before you get set up, you guys should know, this is off-book and unsanctioned, so if anyone finds out about this, we could lose our jobs, maybe worse.
Dinleyin, her şeyi kurmadan evvel şunu bilmelisiniz ki bu yaptığımız kayıt dışı. Ve izinsiz. Yani biri bunu öğrenecek olursa işimizi kaybedebiliriz belki de daha kötüsü olabilir.
- Off-book, unsanctioned.
Kayıt dışı, izinsiz.
That was an unsanctioned move.
Balta işine kafayı takma. Bu onaylanmamış bir hamleydi.
But riding shotgun on an unsanctioned massacre isn't the way to get it done.
Ama onay alınmamış bir yere silahlı saldırı yaparak bu işi halledemeyiz.
It's an unsanctioned mission on Chinese soil. We just gotta remember to play by Hong Kong rules.
Bu Çin topraklarında izinsiz bir görev bu yüzden Hong Kong kurallarına göre oynamamız gerek.
If he was, then I assure you, it was unsanctioned.
Yaptıysa bile onay almadan yaptığı konusunda seni temin ederim.
You ordered an unsanctioned hit that went bad.
Kötü giden onaylanmamış bir görev verdin.