English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ U ] / Unsavory

Unsavory traducir turco

201 traducción paralela
Make sure that nothing unsavory happens on the fourth floor where my office is. That's what he also told me.
Ayrıca kötü kokulu şeylerin Başkan'ın 4. kattaki odasına girmemesini söyledi.
There's some mighty unsavory characters traveling with this wagon train.
Bu kafilede seyahat eden oldukça namussuz tipler var.
If we don't allow them this magazine will publish a rather unsavory article about your father.
İzin vermezsek, baban hakkında kötü bir makale yayınlayacaklar.
He's a pretty unsavory character.
O oldukça itici biri.
And ex-racketeer, and a few other things even more unsavory.
Ve eski dolandırıcı, ve daha da tatsız bir kaç başka şey.
I suppose they were frightened by the various unsavory stories about the house.
Sanırım evle ilgili çeşitli nahoş hikayeleri duyunca korktular.
Most unsavory district, I must say.
Çok kötü bir bölge olduğunu belirtmeliyim.
But all I've heard about you three... is your unsavory reputation
Ama siz üçünüz hakkında.... tüm duyduklarım nahoş bir tarzınız olduğu
ugly to take, unsavory
İçmesi kötü, berbattır tadı
I mean, did you do, or were you asked to do, anything that's... lewd or unsavory or... otherwise repulsive to your person, huh?
Yani ahlaksizca ya da tatsiz ya da sahsiniza normalde itici gelen bir sey yaptiniz mi, ya da yapmaniz istendi mi?
Those mondo weirdo video guys, they've got unsavory connections.
Bu videocu heriflerin çirkin bağlantıları var.
I want nothing unsavory.
Yanlış bir şey yapılsın istemem.
you meet an unsavory element there.
Kötü bir ortamı vardı.
they're not unsavory.
Onlar daha zararsız.
an unsavory element.
Zararlı bir ortam.
"nick the fish" is not unsavory.
Nick The Fish zararlı değildir.
Forces have to be assembled, magazines bought... the past dredged for some suitably unsavory episode... the dogged thought of which can still produce a faint flicker of desire.
Güçler toplanmalı, dergiler alınmalı... geçmişte gömülü olan tatsız birkaç kullanılabilir inatçı anı... zayıf bir şehvet parıltısı uyandırsın diye gün ışığına çıkarılmalı.
Well, it's a rather unsavory trait of man that whenever he stumbles across something different, quite often his first impulse is to destroy it.
Bu insanların tatsız bir davranışı öyle ki ne zaman bilmediği bir şeyle karşılaşsa çoğunlukla tepkisi onu yok etmek şeklinde oluyor.
I could say a few choice words, but I'm a lady and I was raised a lady... so I won't say what I really feel... but I could use some unsavory language as far as the fat cats.
O adama ağzının payını verirdim ama hanımefendi olarak yetiştirildiğim için içimden geçenleri söyleyemeyeceğim. Ancak "şişko kedi" diyebilecek kadar kaba bir dil kullanıyorum.
Alan, a rather unsavory character called David Marriott contacted me, claiming to have information about a drug delivery at Clarendon Court.
Alan, David Marriott isimli oldukça berbat karakterli biri benimle kontak kurdu. Bu adam Clarendon'da bir uyuşturucu teslimi yapıldığı ile ilgili bilgisi olduğunu iddia ediyor.
The cunning devil has told her every unsavory scandal of his past life but always in such a way as to make himself out to be the innocent martyr.
Kurnaz şeytan geçmiş hayatındaki kötü skandallarını ona anlatmış ve her seferinde kendisini masum bir mağdur gibi göstermiş.
Honey, this place is a little unsavory for you.
Gel hadi kızım, burası sana uygun bir yer değil.
I still don't know what gives you the idea... that I enjoy being used as a rubbish dump... for your unsavory reminiscences.
Neden iğrenç hatıraların için bir çöplük olarak kullanılmaktan hoşlandığımı düşünüyorsun
Ridicules me in front of the other two children they have created... from their unsavory loins.
İkisinin rezil üretimi olan iki çocuğun önünde beni komik duruma düşürdü.
I have met unsavory characters before, but she takes the cake.
Çok ahlaksız kişiyle karşılaştım ama bu bayağı oltaya atladı.
Dean Bitterman, I hope nothing unsavory happens during my visit.
Dekan Bitterman, umarım ziyaretim boyunca kötü birşey olmaz.
"Because of notorious and unsavory reputation."
"Kötü ve yakışıksız ünü nedeniyle."
Some of those unsavory characters not like these boys, but real scum, they got pissed too.
Uygunsuz o serseriler buradakiler gibi değil, ama gerçek puştlar, sinirleniyorlardı.
Now Jackie Brown's in jail where he belongs, and he's pissed, and I think he's got some pretty unsavory associates out there.
Ve Jackie Brown ait olduğu yerde, hapiste ve sinirlendi. Bence suç ortağı olan insanlar ortada dolaşıyor.
What an unsavory topic!
Ne kadar tatsız bir konu!
But he had a bad reputation that didn't reflect his wealth derived from his unsavory tastes.
Ama ünü varlığından değil garip ilgi alanlarından geliyordu.
Armin Tamzarian is an unsavory character who played us all for chumps.
Armin Tamzarian hepimizi aptal yerine koyan bir yalancıydı.
No need to dwell on the unsavory aspects.
Tatsız konuları deşmenin bir anlamı yok.
Come, unsavory guide.
Gel, rezil rehber.
Something unsavory from his past.
Belki geçmişinden bir şeyler bulabiliriz.
Sometimes you have to cooperate with some kind of unsavory people, people you don't like, people you don't trust, people you don't respect, the kind of people you might not even invite into your own home.
Bazen sevimsiz insanlarla işbirliği yapmalısınız, hoşlanmadığınız, güvenmediğiniz, saygı duymadığınız, belki evinize almayacağınız insanlarla.
So, as I was saying, the Andromeda debacle put me into some serious debt to some rather unsavory characters.
Daha önce de söylediğim gibi Andromeda fiyaskosu bazı kötü tiplere ciddi biçimde borçlanmama neden oldu.
A dateless bargain to engrossing death. Come, bitter conduct. Come, unsavory guide.
Gel acı ilaç gel ey tatsız kılavuz!
The body art suggests she associates with some of the more unsavory elements in society.
Dövmesi, toplumumuzun sevilmeyen tipleriyle ilgisi olduğunu gösteriyor.
In his kitchen, you'll find a grocery list of unsavory ingredients.
Mutfağına baktığınızda, birçok malzeme göreceksiniz.
Yes, I'm taking an art course and it requires me to use some pretty unsavory transportation.
Sanat kursuna gidiyorum ve bu da oldukça nahoş taşıma araçları kullanmamı gerektiriyor.
Unsavory bastard.
Şerefsizin teki olduğunu düşünmüştüm.
I'm sorry about that, but Yevhen dealt with a lot of unsavory people.
Üzgünüm ama Yevhen bir çok iğrenç insanla iş yapıyordu.
I say that we defer this unsavory topic for another year.
Gerçi sonra kurt sorunu ortaya çıkacak. Bu sevimsiz konuyu seneye erteleyelim derim ben.
Hercharacterization of Uncle Pio did not contradict the store of unsavory testimonies that he had acquired elsewhere.
Pio Amca'yı tasviri, onun başka yerlerdeki tasvirlerine hiç benzemiyordu.
It's unsavory.
Aşağılık bir iş bu.
- You make it sound unsavory.
- Bunu kötü bir şeymiş gibi söylüyorsun.
Just because we share alot, doesn't mean I'm not unsavory.
Çok şey paylaşmamız, kötü biri olmadığım anlamına gelmiyor.
No, what you do is unsavory.
Hayır, yaptığın şey kötü.
Soon the Martian desert will be crawling with Pootsnarfuls and many other unsavory creatures of night. It will not be safe.
Yakında çöl güneş doğunca kaynıyor olacak Ve gecenin çirkin yaratıkları ortaya çıkacak.
[DISGUSTED MOANS] That's unsavory!
Bu çok çirkin!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]