Unsinkable traducir turco
46 traducción paralela
The British called her "the unsinkable Dreadnought."
İngilizler ona, "Batıralamaz Gemi" diyorlar.
There's a little job I have to figure out for tomorrow- - how to sink a great, big, steel-covered, unsinkable battleship... when my commanding officer has made it impossible.
Yarın yapmam gereken ufak bir iş var- - Komuta subaylarının batırmamı imkansız hale... getirdikleri bir gemiyi, batırmanın yolunu bulmam lazım.
Every Britisher is proud of the unsinkable Titanic. - Yes, indeed.
Her İngiliz batması imkansız Titanik ile gurur duyar.
We are faster, we are unsinkable, and we are German!
Biz daha hızlıyız... biz batırılamayız, ve biz Almanız!
I'm one of them. We'll soon have two new unsinkable battlewagons each with a displacement of 64,000 tons and huge guns.
Çok yakında herbiri 64.000 tonluk ve dev topları olan iki tane yeni, batırılamaz savaş gemisi alacağız.
The "unsinkable" ship is a myth.
Batırılamayan gemi mitolojik bir masaldır.
Nothing was said about the unsinkable Bauzon-Montrieux?
Bauzon-Montrieux'nun programının akıbeti hakkında konuşulmadı mı?
The Unsinkable Sadruddin Mahabaradad.
Unsinkable Sadruddin Mahabaradad.
Now I just visualize world peace and occasionally re-enact The Unsinkable Molly Brown.
Artık sadece dünya barışını gözümde canlandırıyor ve ara sıra... "The Unsinkable Molly Brown" ı tekrar sahneye koyuyorum.
So this is the ship they say is unsinkable.
Bu geminin batmasının mümkün olmadığı söyleniyor.
It is unsinkable.
Batması mümkün değil.
History would call her the Unsinkable Molly Brown.
Tarihe Batmayan Molly Brown olarak geçecekti.
It's a waste of deck space as it is in an unsinkable ship.
Batması imkansız bir gemide güverteyi ziyan etmeye ne gerek var.
They are unsinkable cockroaches, no matter how many times...
Hamam Böceklerinin ilginçliği bu. İstediğiniz kadar tuvalete atın.
Everyone believed she was unsinkable so you felt safe too.
Herkes bu geminin batmayacağına inanıyordu, tabi sizde kendinizi güvende hissediyordunuz.
And the ship was designed to be as unsinkable as they could.
Ve gemi o devrin elverdiğince batmaz biçimde tasarlanmıştı.
With all of this combination of safety factors, she was considered virtually unsinkable.
Tüm bu güvenlik faktörleri bir araya geldiğinde Titanik batmaz kabul ediliyordu.
I tell you, now that I'm in the Villa's production of "The Unsinkable Molly Brown" - - as Molly- -
Batmayan Molly Brown'da, Molly'i oynadığım için durmadan provalardayım.
Isn't she in the cast of "The Unsinkable Molly Brown"?
"Batmayan Molly Brown" oyununda oynamıyor mu?
And then she said that she thought I would be perfect- - perfect to play the lead in the fall production of "The Unsinkable Molly Brown."
Sonra "Batmayan Molly Brown" da başrol için çok uygun olduğumu söyledi.
I'm like the Yamato, unsinkable.
Ben Yamato gibiyim, batmaz.
- Unsinkable? If you like.
İstersen batar.
I was on board another ship once. They said that was unsinkable.
Batmaz dedikleri diğer gemideydim.
It was 1997, and Titanic was proving unsinkable at the box office...
1997 yiliydi, Ve titanic box office'de batirilamaz oldugunu kanitliyordu.
Unsinkable, that's me.
Batmayan, işte o benim!
- "The unsinkable Flotilla."
- "Batırılamaz Flotilla."
" It's absolutely unsinkable.
"Bu gemi batmaz"
But the gecko is unsinkable.
Fakat geko asla batmaz.
Oh, the unsinkable Ginny Flynn.
Bir türlü ortadan kaybolamayan Ginny Flynn.
I thought it was supposed to be unsinkable.
Batırılamaz olduğunu sanıyordum.
Every mountain is unclimbable until someone climbs it, so every ship is unsinkable until it sinks.
Biri onu batırana kadar, her dağ batırılamazdır. Yani, batana kadar her gemi batırılamazdır.
My love for you is as unsinkable as this land ship and as brilliant as this stone.
Size aşkım, bu gemi gibi kadar dayanıklı bu taş kadar parlak.
I have a feeling the unsinkable layne monroe sponsored his appearance.
İçimde bir türlü batmayan Layne Monroe'nun sponsor olduğuna dair bir his var.
Like in the woods, in a barn, in a sinking ship everyone thought was unsinkable.
Ormanda, hayvan barınağında ya da bir gemi batarken de bir aşk hikayesi başlayabilir.
They say she's unsinkable, Muir. Is that correct?
Batırılamaz olduğunu söylüyorlar, Muir.
No ship is unsinkable, but it would take considerable effort to send her down.
Hiçbir gemi batmaz değildir ama Dreadnought'ı okyanusa gömmek için çok uğraşmak gerekir.
It is un-unsinkable.
Bu geminin batmaması mümkün değil.
"Unsinkable" by Debbie Reynolds?
Debbie Reynolds'dan "Batmaz" mı?
Now, you can help me, or your book can be the next contestant on Toilet Explorer, and I'm guessing it's really not that unsinkable.
Şimdi bana yardım edebilirsin veya kitabın bir sonraki Tuvalet Kurtarıcı'ya yarışmacı olur ve tahminime göre batar.
Oh yes, the Davaï, that icebreaker that cost the Empire a fortune, and was supposed unsinkable.
Evet, Davai tabii ya! İmparatorluğa bir servete mal olan ve asla batmayacağı düşünülen şu buzkıran!
You're wrong, the Davaï is unsinkable.
Yanılıyorsun. Davai batmaz.
Unsinkable, or so they say.
Batmayan gemi, öyle diyorlar yani.
All ships are unsinkable, Jan.
Hiçbir gemi batmaz, Jan.
They thought the "Titanic" was unsinkable. Boom!
Titanik'in bile batmaz olduğunu düşündüler.
- She's unsinkable.
- Batması imkansız.
But it was made to be unsinkable.
Ama batmayacak şekilde yapıldı.