Untold traducir turco
254 traducción paralela
Over this Pass men faced untold misery and hardship.
Bu geçitte insanlar sonsuz sefalet ve zorlukla karşılaştılar.
Untold want, by life and land Ne'er granted
" Anlatılmadığı için hayatın ve ülkelerin yerine getirmediği arzular.
Or would you have me suffer untold agonies of pain in order to observe strict medical protocol?
Tıbbi uygulamaların hastalığım üzerindeki etkileri uğruna acılar içinde kıvranmamı mı istiyorsunuz?
Behind him and his people are the Vandals, untold millions of them, waiting for a moment of weakness, ready to destroy us.
Arkandaki o haydutlar ve insanları, milyonlarcası! Bizi yok etmek için bir anlığına zayıf düşmemizi kolluyor!
And that is of untold value.
Ve anlatılamaz bir değeri var.
This story almost remained untold. However, it deserves praise.
Bu öykü neredeyse rastgele bir araya getirilmiştir ve güçlükle övgüyü hak eder.
Because of the obvious threat to untold numbers of citizens, and because of the crisis which is even now developing, this radio station will remain on the air, day and night.
Vatandaşlarımıza yönelik saldırılar ve bu saldırılar karşısında aşılması imkansız görünen bir krizin kaçınılmaz sonucu olarak, radyo istasyonumuz gece gündüz yayında olacaktır.
# There's love and there " s joy untold #
# Orada sevgi ve neşe var #
But whoever follows me and the river, will win untold riches.
Fakat beni ve nehri her kim izlerse, muazzam zenginlik kazanacak.
He has beaten me many times and caused me untold misery.
Beni defalarca dövdü ve bende anlatamayacağım yaralar bıraktı.
Souls who waited for untold eternities for a new leader...
Dillere destan bir ölümsüzlüğe susamış olan ruhları...
No sense leaving the story of a lifetime untold, Captain.
Yaşanmış sayısız ayrılık hikayesine üzülemeyiz, kaptan
Our own planet is only a tiny part of the vast cosmic tapestry a starry fabric of worlds yet untold.
Gezegenimiz muazzam bir kozmik dokumanın çok küçük bir ilmeği,... bu yıldız kumaşı daha tamamen örülmedi.
The producers of this film... have unselfishly spent untold millions of dollars... to develop this startling process.
Bu filmin yapımcıları... bu şaşırtıcı oluşum için... milyonlarca dolar harcamaktan çekinmediler.
Yeah, I know, I know, but there's an untold story here.
Evet, tamam, ama burada hiç dokunulmamış bir hikaye var.
A breakthrough that will relieve untold suffering on your planet.
Gezegeninizdeki büyük bir acıya son verecek bir gelişme.
This is a scandal of unprecedented proportions and there are individuals who stand to reap untold fortunes, billions of your tax dollars from SDI research. And I don't think that they would hesitate for one moment to silence me.
Bu eşi görülmemiş bir skandal ve SDI araştırmaları için ödenen milyonlarca dolar vergiden büyük servet elde eden insanlar var ve onların, beni susturmak için bir an bile tereddüt edeceklerini sanmıyorum.
Through dangers untold and hardships unnumbered I have fought my way to the castle beyond the Goblin City to take back the child that you have stolen.
Bilinmedik tehlikeler içinden, bir sürü zorluk çekerek Cin Şehir'i aşarak bu kaleye ulaştım çaldığın çocuğu geri almak için.
Through dangers untold and hardships unnumbered I have fought my way here to the castle beyond the Goblin City to take back the child that you have stolen.
Bilinmedik tehlikeler içinden bir sürü zorluk çekerek Cin Şehir'i aşarak bu kaleye ulaştım çaldığın çocuğu geri almak için.
"Through dangers untold and hardships unnumbered I fought my way here to the castle beyond the Goblin City to take back the child that you have stolen."
"Bilinmedik tehlikeler içinden bir sürü zorluk çekerek Cin Şehir'i aşarak bu kaleye ulaştım çaldığın çocuğu geri almak için."
Through dangers untold and hardships unnumbered I have fought my way here to the castle beyond the Goblin City.
Bilinmedik tehlikeler içinden, bir sürü zorluk çekerek Cin Şehir'i aşarak bu kaleye ulaştım.
So I am not going to go along with this kind of a program in South Vietnam, at least with my vote, that in my judgment is going to kill needlessly untold numbers of American boys, and for nothing.
Yani Güney Vietnam'a bu tür bir program uygulanamaz, bunu onaylayamayız, bizim kararımız Amerikan çocuklarını, hiçbir şey için öldürmemektir.
"Legend has it that there was a second skull " that had untold powers that could unlock the mysteries
Efsaneye göre, bilinmeyen sihirli güçleri olan...
Maybe untold dangers do lie ahead of us, and some of you may well be looking at the one you love for the last time...
Belki önümüzde bilinmeyen tehlikeler yatıyordur ve bazılarınız sevdiklerine son kez bakıyor olabilir...
♪ Look at this trove ♪ Treasures untold
# Bak şu hazineye Gizli zenginliklere
I mean, there's been almost a century of psychoanalytic practice, untold millions spent in dark offices cluttered with expensive Oriental rugs... and Hindu art on Park Avenue.
Yani, neredeyse bir asırdır psikoanalitik uygulama kullanılıyor söylenmeyen milyonlar, Park Caddesi'ndeki pahalı Doğu halıları ve Hindu sanatı ile kaplı karanlık odalarda harcandı.
I'm just saying that revealing Pierre's secret... might trigger a maelstrom of self-doubt, releasing untold psychic devastation - a metaphysical tsunami, if you will.
Tek söylediğim, Pierre'in sırrını açığa çıkarmak büyük bir öz kuşku fırtınası tetikleyebilir tarifsiz ruhsal tahribe yol açabilir başka bir deyişle, metafiziksel bir tsunami.
We gained a few miles of European real estate... and lost the beginnings to untold generations of very bright people.
Birkaç mil Avrupa toprağı kazanmış ama öte yandan pırıl pırıl insanları da kaybetmiştik.
UNTOLD STORY
ANLATILMAYAN HİKAYE
The people have suffered Untold hardship and pain
Halk anlatılmayan sıkıntı ve acılar çekti
Untold hardship and pain
Sıkıntı ve acılar çekti
As morning hues of sun-swept fire caress your passionate face... alone with thee a pure desire to worship untold grace.
Kavuran güneşin ateşinin renkleri, ihtiraslı yüzünü okşarken sabahleyin... seninle yalnız, masum bir arzuyla, tarifsiz zerafetine tapınmak için.
Africa, land of great beauty and untold riches.
Afrika, eşsiz güzelliklerin ve bilinmeyen zenginliklerin diyarı.
- Absolutely untold.
- Kesinlikle bilinmeyen.
- This beauty untold
( Anlatılamaz bir güzellik.. )
The creatures that walk on its surface, always looking to the light, never seeing the untold oceans of darkness beyond.
Yüzeye çıkan canlılar her zaman ışığa bakarlar görülemeyen okyanusların ötesindeki karanlıktan.
But what I'm interested in are the untold stories... the secrets locked deep inside the hull ofTitanic.
Ama ben bilinmeyen öykülerle, Titanic'in... gövdesinde gömülü duran sırlarla ilgileniyorum.
For untold aeons, demons walked the Earth.
Dünyada çok uzun bir süre iblisler yaşadı.
I think it holds untold benefits for human kind.
Bence insanlık için söylenmemiş yararları barındırıyor.
Untold millions in unmarked bills?
Seri numarası alınmamış muazzam milyon dolarlar mı?
In a place of untold danger.
Oldukça tehlikeli bir yerde.
I've worked, slaved, eaten... oh, untold buckets of shit to have this opportunity!
Çalıştım, hizmet ettim, herşeyi yaptım bu fırsat için!
* Deep in the dark your kiss will thrill me * Like days of old * Lighting the spark of love that fills me with dreams untold
... karanlığın içinde öpücüğün beni heyecanlandırır eski günlerdeki gibi aşkın kıvılcımları içimi doldurur anlatılmamış rüyalarla...
A land that has lifted its siren call to the bold and adventurous to those willing to risk their lives for the promise of untold fortune be it from fur, fin, from the heaven - pointing spires of old-growth spruce or from the buried treasures of gold or black energy-rich petroleum.
Bu topraklar, yüzyıllarca tarifsiz servet vaadiyle canlarını riske atmaya hazır, cesur ve maceracı insanları tuzağına düşürdü, ister balıkçılık, kereste veya kürk ticareti olsun, ister toprağa gömülü sarı altın veya kara petrol hazinesi.
" Another untold story of rock love
" İşte rock aşkıyla ilgili bir başka hikaye
- I thought it was a one-sided view of a story that would be better left untold.
Tek taraflı bir hikaye ki bence bu, anlatılmamış olsaydı daha iyi olurdu.
Men who were searching for some self-described ideal to maim and murder untold thousands to find it,
Kendi ideallerini bulmak için binlerce insanı öldüren ve sakat bırakmaya gönüllü olan adamlar.
Consoled of my departure in advance, he bids my absent days untold remain?
Benim gidişimle avunurken olmadığım günleri hiç ortaya dökmeyecek mi?
Of spinning-wheels a make untold,
Böyle bir çıkrık hiç duyulmamış ;
You've passed untold numbers of secrets to Moscow...
Sayısız sırrı Moskova'ya ifşa edip, İngiliz kadın ve erkek vatandaşlarının hayatlarını tehlikeye soktun.
Daddy, he who is the cause of my untold misery
Madhu bu durumun ne? Baba istırabımı anlayamazsın