Unwavering traducir turco
147 traducción paralela
... that I am ruthless and unwavering.
... acımasız olduğumu ve tereddütsüz.
Unwavering.
tereddütsüz.
Only strict discipline, a vigilant attitude, an unwavering sense of responsibility, and a respectful, silent workplace will yield increases in production.
Yalnızca katı disiplin, dikkatli tavır sarsılmaz bir sorumluluk duygusu ve saygılı, sessiz atölye üretimde artış getirecektir.
This voice of mine falls silent, this voice that reaffirms once more our vigilant and unwavering position on every aspect of our life as a nation -
Millet olarak hayatımızın her anında ihtiyatlı ve değişmez durumumuzu bir kez daha doğrulayan sesim sessizliğe karışır.
" To Jonas Ansel, for 20 years'unwavering loyalty.
" Jonas Ansel'e, 20 yıllık... sarsılmaz sadakatinden ötürü.
If our unity is unwavering
# Birliğimiz bozulmadıkça
despised, ridiculed and tormented Bavaria without betraying the unwavering trust of his people. What I am referring to is that I am one of the few. One of the very few ministers who has been in office without suspension since March 1864.
Bugün bu zor ve acılı soruşturmada sizinle birlikte çalışmaya başlarken hissettiklerimi haklı çıkaran bir şey var soruşturmanın amacı, kralımızın, bizim görüşümüze göre sevdiklerini yitirmiş, kötü kaderli, aşağılanan, alay edilen ve işkence gören Bavaria'mıza, halkının sarsılmaz güvenine hala ihanet etmeden hükmetmeye uygun olup olmadığını belirlemek.
A single note, hanging there, unwavering.
Bir tek nota, asılmış, titremeksizin.
My companions consider themselves to be the foremost among God's creatures and treat Africa and all things African with an unwavering contempt.
Yoldaşlarım kendilerini Tanrı'nın en kusursuz yaratığı sanıyor Afrika'yı ve Afrikalı olan her şeyi küçümsüyor.
I would, however, like to thank the bureau for its unwavering support and commitment to this operation.
Operasyondaki katkı ve desteklerinden dolayı büroya teşekkür etmek istiyorum.
I'm sure Hank appreciates your unwavering devotion.
Eminim Hank sadakatini takdir ediyordur.
He had an unwavering interest in comic books.
Çizgi romanlara karşı sarsılmaz bir merakı vardı.
Bart makes it through the days relying on his unwavering belief... that Krusty the Clown will come through.
Bart günlerini artık sabit fikir haline..... getirdiği "Krusty gelecek" inancıyla geçiriyor.
I want the archon to see the clear, unwavering eyes of an innocent man.
Yargıcın kendinden emin bir adamın gözünden gerçeği görmesini istiyorum!
One unanimous, unwavering support for the president on this one.
Bir... Başkana tereddütsüz ve art niyetsiz destek verilmelidir.
Our Unwavering Security "
Değişmez Güvenimiz "
Tempered by wisdom, yet unwavering in retribution.
Bilgelikle yönetilen ancak misilleme yapmaktan çekinmeyen.
Keevan doesn't deserve your unwavering loyalty.
Keevan, karşılıksız sadakatinizi hak etmiyor.
- Offering you my pure and unwavering true love
Sana saf ve sarsılmaz gerçek aşkımı sunuyorum.
The quest for perfection demands our unwavering devotion.
Mükemmellik arayışı vazgeçilmez bir kendini adama ister.
It's constant, unwavering.
Sabittir, titremez.
I think that you have this idea about me that I'm somebody I'm not, that I'm somebody with unwavering integrity...
- Benim olmadığım biri olduğumu düşünüyorsunuz. Sarsılmaz haysiyeti olan biri olduğumu.
I mean, in clear, unwavering terms.
Açık ve kararlı bir şekilde söyledin mi?
And thank you, Avram... for your unwavering loyalty and devotion.
ve sana da teşekkürler Avram... Değişmez sadakatine ve adamına
And as my unwavering one... I shall grant you the privilege of assisting us.
Ve benim değişmezim, bize yardım etmenin ayrıcalığını bahşedecektir.
My support for the death penalty is unwavering.
Ölüm cezasına olan desteğim değişmedi.
He is a wonderful communicator, with impeccable moral standing... and an unwavering commitment to this school.
Çok iyi bir iletisimci, kusursuz dürüstlügü ile.. ve bu okula tereddütsüz katkilari..
The only thing I ask is that if they return with evidence of vampirism can we count on your immediate and unwavering support?
Sizden istediğim tek şey vampirlik kanıtıyla geri dönerlerse sizden tam destek görebilir miyiz?
imperious and unapproachable... immortal, unaffected, invisible, unwavering, prohibiting, commanding, creators and destroyers.
Babalar ceza veren ve eğiten, sıkıcı, her şeyi bilen, otoriter ve soğuk, ölümsüz, tepkisiz, görünmez, kendinden emin, yasakçı, emir veren yaratıcılar ve yok edicilerdir.
Now I believe we should take to the streets and march in unwavering support of this important movie!
İnanıyorum ki artık caddelere inmeli ve bu önemli filmin sarsılmaz desteğiyle yürümeliyiz!
And once he returns, he will lead us again and will reward you for your unwavering faith.
Ve bir kez o döner, yine bize yol gösterecek ve sarsılmaz inanç için ödüllendirecektir.
He's blinded by fatherhood by his unwavering desire to protect his son.
O baba tarafından kör olduğunu Oğlu korumak için onun sarsılmaz arzusu tarafından.
And unwavering.
Ve tereddütsüz.
If your heart is pure and your devotion unwavering, they will protect you.
Eğer kalbin saf ve bağlılığın tamsa, onlar seni koruyacaktır.
Their commitment was as unwavering as my own, and now you would repay them by surreptisiously stealing upon their world. Putting their people, to say nothing of the Stargate program, at risk!
Bağlılıkları benimki kadar tereddütsüzdü ve şimdi onlara gizli gizli dünyalarından çalarak Yıldız Geçidi programını ve insanlarını riske sokarak teşekkür ediyorsunuz.
Though that is not the case, it must not be considered a cause for clemency. On the contrary, the sentence must be absolute and unwavering.
Bu durum gerçekleşmese bile,... af için olumlu bir işaret olarak algılanmamalı,... aksine, karar mutlak ve kesin olmalıdır.
They say to be an exceptional intelligence officer, you have to have a steady mind, an unwavering sense of belief in what you're doing, and be a hopeless romantic.
Seçkin bir istihbârat görevlisi olmak konusunda derler ki, kararlı bir akla, yaptığın işe karşı kesin bir imân duygusuna ve ümitsiz bir romantikliğe sahip olmak zorundasın.
Unlimited resources and unwavering support.
Limitsiz kaynak ve aşılamaz bir destek.
BECAUSE WHEN IT COMES TO SEX, I HAVE AN UNWAVERING MORAL COMPASS. TRULY.
Çünkü konu seks olduğunda, sabit ahlak pusulam devreye giriyor.
The unwavering attention of my Faith and Physics class.
İnanç ve Fizik dersimin değişmez klasiği.
The president has unwavering faith in you.
Başkan'ın sana sarsılmaz bir inancı var.
In response, the White House issued its own press statement, thanking Jeffrey Collins for "his extraordinary service to the country and his unwavering dedication as a leader in the senate."
Beyaz Saray cevap olarak yaptığı basın açıklamasında,... Jeffrey Collins'e, ülkesi için yaptığı hizmetlerden dolayı teşekkür etti... ve Senato'ya karşı olan bağlılığına dikkat çekti. "
And with unwavering emotion in my heart, it continued to bloom
Onların içinde açacak kadar kararlılar.
And with unwavering emotion in my heart, it continued to bloom
Solmayan çiçekler harikalar,
I guess my commitment to punishment is unwavering.
Sanırım cezaya olan bağlılığım değişmiyor.
Let me assure you that we intend to meet this aggression as we did previously, with unwavering resolve and fully confident that we will once again... emerge victorious.
Sizleri temin ederim ki, daha önce yaşadığımız saldırıda gösterdiğimiz değişmez azim ve tamamen kendine güven ile bundan bir kez daha galip olarak çıkacağız.
It's an unwavering faith.
Sarsilmaz bir inanç.
I shall be able to satisfy my life's unwavering wish!
Caligari'nin sırrını keşfedeceğim!
Thanks for that unwavering vote of confidence, son.
Bana olan sabit güven oyun için teşekkür ederim.
Awaken to triumph again in the face of yet another day... another step in our unified march... into the unwavering purpose... move ahead together... into the certainty of our collective destiny.
Yeni bir gün doğarken zaferine uyan. Ortak kaderimizde giden şaşmaz hedefimize atacağımız yeni bir adıma uyan.
The unwavering attention of my Faith and Physics class. LARRY :
Ofisinde bunun bir kopyasını alabilir miyim?