Unwrap traducir turco
169 traducción paralela
Well, when we came to unwrap the girl herself...
- Kızın sargılarını açacağımız sıra...
Don't unwrap it.
Sakın açma.
Please don't bother to unwrap it.
- Lütfen açma zahmetine girişmeyin.
Let's unwrap it.
Açalım o zaman.
Well, unwrap it!
Hadi paketini aç!
I'm going to cut the bandages a section at a time, then i'm going to unwrap the bandages very gradually.
Bandajları kısım kısım keseceğim. Sonra bandajları yavaş yavaş açacağım.
So now, as i unwrap, i want you to keep your eyes open, and i want you to describe to me the various shadings of light as you perceive it.
Anlıyorum. Bandajları açarken, gözlerinizi açık tutmanızı istiyorum. Işığın farklı gölgelerini nasıl görüyorsanız bana tarif etmenizi istiyorum.
Don't unwrap it till I'm away.
Ben gidene kadar yapma.
Help me unwrap the present?
Hediyeyi açmama yardım etmeyecek misin?
I had to unwrap it didn't I? Come here.
Paketten çıkartmam sence önemli değil mi?
Want to unwrap him, Ross?
Ross, bunu çözmek ister misin?
Now all we've got to do is unwrap it.
Şimdi tek yapmamız gereken, onu çıkarmak.
I'll unwrap it.
- Ben çözerim. - Tamam.
Come unwrap your Christmas present.
Gel ve Noel hediyeni aç!
You're going to unwrap it?
Açacak mısın?
If I unwrap my heart and see what's inside.
Kalbimi açıp içinde saklı olana bakınırsam ki eğer...
I didn't unwrap them, in case you want to take them with you.
Belki yanında götürmek istersin diye açmadım.
Go ahead. Unwrap it.
Devam et, aç onu.
No. We should unwrap them in the morning.
Hayır, onları sabaha çözeriz.
Unwrap it and be surprised by how wonderful it is instead of having it shoved in my face like half-off coupons at a swap meet.
Toplantılarda yüzüme yarı indirim kuponları dayamak yerine onu açmak ve ne kadar harika olduğuna şaşırmak istiyorum.
Unwrap it, let's see.
Açın, bir bakalım.
- And unwrap the hooters
- Sonra memeleri açarız.
Barn, you gotta unwrap the plastic before you smoke these.
Barney, içmeden önce plastik kısmını çıkarmalısın.
Don't unwrap it.
Açma.
One of those rebels who thinks that everything and everyone should stop once a year just to raise a glass...,... eat a goose, unwrap gifts.
Sadece bir kadeh kaldırmak, bir kaz yemek ve hediyeleri açmak için yılda bir kez herşeyin ve herkesin durdurulmasını düşünen o asilerden birisi!
Want me to unwrap it for you?
Senin için açayım mı?
You get the instructions, you unwrap it and throw the instructions out the window.
Teknolojiyi sevdiğiniz için talimatları alır ve açarsınız sonra da pencereden dışarı atarsınız.
Well, I think we should go and unwrap this.
Gidip bunu açalım.
Please unwrap me.
Şimdi beni çözün lütfen.
Unwrap it, put it in your mouth and chew it.
Bu bildiğimiz bonbonlardan değil. Paketini açın, ağzınıza atın ve çiğneyin!
Yes. He's been trying to unwrap it for six years.
Evet, altı yıldır bunu açıklamaya çalışıyor.
Uh, unwrap my present.
Hediyemi açar mısın.
Well, the other day, I saw him unwrap his bandage and hit his hand repeatedly against the sink deliberately causing it to bleed.
Geçen gün sargısını açtığını gördüm ve elini defalarca lavaboya vurdu kasten kanamasına neden oldu.
If you think you may need a lozenge may we suggest that now would be the time to unwrap it as opposed to during the performance.
Eğer gösteri süresince bir şeyler yemeyi düşünüyorsanız, paketleri gösteride değil, şimdi açmanızı tercih ederiz.
First, unwrap the paper from the chicken.
Önce kâğıdı tavuktan ayırın.
Well, that'll teach'em to unwrap butterscotch during the overture.
Bu onlara ders olsun da oyun sırasında içki içmemeyi öğrensinler.
And I want to just unwrap it.
Beni daha iyi görsünler diye.
And I want to just unwrap it.
Ve onu açmak istiyorum.
Can't wait to unwrap it.
Ambalajını açmak için sabırsızlanıyorum.
Let's unwrap the Beemer.
- BMW'ye bakalım o zaman.
I need you to unwrap it... and pound it into small strips no more than 1 mm thick.
Şimdi onu soy ve en fazla 1 mm kalınlığında şeritler olacak şekilde parçalara ayır.
Are you going to unwrap it?
Paketi açmayacak mısın? Hoş geldiniz, nazik baylar.
So I unwrap the paper... and there she is... with her head held high and her ears perked up.
Paket kağıdını açtım ve karşımda duruyordu. Başını ve kulaklarını neşeyle dikmiş.
- What? Unwrap your legs!
Bacaklarını aç!
I want you to unwrap it.
Onu açmanı istiyorum.
- You'll have to unwrap it. - Yes er...
- Evet biliyordum.
Let's go unwrap your gift.
- Hediye paketini birazdan açacağız.
- Don't unwrap it
- Onu açmayın.
- Let me unwrap these.
- Ben şunu bir çözdüreyim.
Help me unwrap it.
Sökmeme yardım et.
- Helping how? - Unwrap your legs.
- Bacaklarını aç.