Uppity traducir turco
191 traducción paralela
Don't go getting so uppity. Even if you is the last chicken in Atlanta.
Kibir yapma Atlanta'da kalan son horoz olsan dahi.
Don't get uppity, Miss Libby.
Nazlanmayın Bayan Libby.
If you hadn't been so uppity... I'd have known who you were a long time ago.
Eğer bu kadar ukala olmasaydın çoktan senin kim olduğunu anlamış olurdum.
You're gettin'kind of uppity, ain't you?
Biraz haddini aşmıyor musun?
Good morning, Miss Uppity.
Günaydın, Bayan Uppity.
Like he deserves to act uppity!
Sanki kibirli davranmayı hak ediyor da!
Nagamatsu's gotten real uppity.
Nagamatsu kendini bir şey zannetmeye başladı.
But, damn it, I ought to stay here. But it's an awful lot of botherjust to take that uppity hyena down a peg.
Toby, yetişkin bir erkek kendi kararlarını kendi verebilir.
But nowhere was the clamor of gold heard more eagerly than in St. Louis the busiest fur-trading center in the world... most uppity town west of New York.
Ama hiçbir yerde, altının gürültüsü dünyanın kürk takas merkezi ve New York'un batısındaki....... en gürültülü, en iffetsiz ve en kibirli kent olan St. Louis'teki kadar iştahlı bir yaygara kopartmadı.
Listen, Miss Uppity!
Dinle, Bayan Haddini Bilmez!
But in this case if anyone knew about it, I'd be called uppity.
Fakat bu durumda, biri bunu öğrenirse, bana küstah, haddini bilmez der.
No need to get uppity with the colonel.
Albaya uzun uzun anlatmaya gerek yok.
- The female's a bit uppity, sir.
- Dişi olan biraz küstah, efendim. - Ya?
They're a bit uppity.
Acınacak şeyler.
You stay out of this, or I'll lock your uppity black ass up for...
Yetkinin ne demek olduğunu biliyor musun? Bu işten uzak dur, yoksa kibirli siyah kıçını içeri tıkarım.
That uppity nigger hit me on the head with a shovel.
O küstah zenci küreği kafama indirdi.
You see that uppity Tom fetch me a dipper of water, nice and polite?
O küstah Tom'un bana nazikçe su verdiğini gördünüz mü?
Well, she's getting too uppity.
Sonra şımarıyor.
Don't get uppity.
Hemen parlama.
And who is Reinhold, of all people, to get uppity about The Salvation Army?
Her şeye rağmen kolum geri gelmeyecek. Kolumdan olduğum çok doğru.
Don't get uppity with me.
Haddinizi aşmayın.
And who is Reinold of all people... to get uppity about the Salvation Army?
Kurtuluş Ordusu'nda o kadar insan varken Reinhold ne diye kibirlensin ki?
- Another fuckin'uppity nigger!
-... araya giriyorsunuz?
This uppity nigger is buying you a drink.
Ukala zenci sana bir içki ısmarlıyor.
If you and Michael don't straighten up and give that boy the love and attention he deserves, I will kick your uppity butt till hell won't have it again!
Eğer sen ve Michael kendinizi bir düzene sokmaz ve o çocuğa hak ettiği özeni ve şefkati göstermezseniz senin o kibirli kıçını buna bir son verene kadar tekmelerim!
You got one of them uppity Northern niggers staying'with you, Jesse?
Kendini beğenmiş Kuzeyli zencilerden seninle kalan biri yok mu, Jesse?
Now, when your niggra starts actin'uppity, people take notice of that.
Yanındaki zenci kibirli davranmaya başladığı an insanlar bunu farkeder.
Don't you get uppity on me.
Bana acimiyor musun.
So the Countess dispatched Sissy out west for her first modeling assignment in years, but not before warning her to keep her distance from those nasty and uppity cowgirls who worked his so-called ranch.
Böylece Kontes, Sissy'yi yıllar sonra... ilk modellik görevi için Batı'ya gönderdi. Tabii önce çiftlikte çalışan kaba saba... ve kibirli dişi kovboylardan uzak durması için de uyardı.
Goddamn uppity nigger son of a bitch!
Kendini beğenmiş zenci orospu çocuğu.
Uppity niggers turn into strange fruit where I come from.
Benim geldiğim yerde kendini beğenmiş zenciler kötü tohuma dönüşür.
You're pretty uppity for someone who eats bugs all day.
Bütün gün böcek yiyen biri için fazla küstahsın.
You get a little attention, you start acting all uppity and shit with me.
Biraz ilgi gördün diye kendini beğenmişin biri oldun.
You mean like uppity nigga?
Kendini beğenmiş zenci mi?
You've got personal problems. That's why you're uppity.
Evinde sorunların var ve bu seni asileştiriyor.
- Carter's getting a little uppity.
- Carter biraz küstahlaşıyor.
You know, she's funny, and she's not uppity at all.
Bilirsin, çok da komik, ve kendini beğenmiş hiç değil.
You the one brought me out here... in Beverly Hills mingling with these uppity-ass people.
Beni buraya Beverly Hills'e götü kalkmış insanlarla..... takılıyım diye getiren sensin.
I don't like his uppity attitude.
Kendini beğenmiş tavırları canımı sıkıyor.
With all due respect, you walk around with uppity breasts.
Buna saygı duymakla birlikte, sen de ortalıkta gösterişli...
Let's not get uppity.
Küstahlaşmayalım.
I think I might just have to teach this uppity nigger a lesson in manners.
Sanırım, kendini birşey zanneden bu zenciye nasıl davranması gerektiğini öğretmeliyim
So I stay away for a year, and she gets uppity.
Bir yıl uzak kalıyorsunuz, ve o çok mağrur oluyor.
Must be in good with the uppity-ups.
Güçlü dostların olmalı.
Uppity Earth scum.
Dünyanın yüz karası kötü insanlar.
As for me, well, I'm - I'm not going to put myself... through the rest of the season with that uppity...
MESELA BEN, - BUTUN SEZON BU APT - - HEY.
What, am I getting too uppity for you... you sherry-swillin', opera-lovin', Armani-wearin'elitist.
Kimsin sen? Şeri içici, opera sevici, armani giyici, kendini bir şey zanneden elitist.
This is the last thing I need. Uppity homosexuals shooting their mouths off to the... liberal media that the Federal Wildlife Office persecutes gays.
Bir çift acınacak durumdaki homonun liberal medyaya, Federal Vahşi Yaşam Şerifi hakkında atıp tutmaları ihtiyacım olan en son şey.
You uppity little bastard!
Seni kendini beğenmiş küçük piç!
- I also heard he's uppity.
- Üstelik adam çok kibirliymiş.
- Uppity.
- Kibirli mi?