Uselessly traducir turco
36 traducción paralela
When there are no more men, then women and children, uselessly.
İşe yarar Adam, Kadın Ve çocuk kalmayıncaya kadar..
There are 2,081,376,000 seconds in the average man's life, each tick of the clock the beat of a heart, and yet you sit here uselessly ticking your lives away... because certain members are not on schedule.
Ortalama insanın hayatında 2.081.376.000 saniye vardır. Saatin tik tak sesi kalbin bir vuruşudur ama siz oturmuş, hayatınızı boşa harcıyorsunuz. ... çünkü üyelerimizden bazısı geç kaldı.
We've used up our strength uselessly.
Kuvvetimizi boşuna harcamayacaktık.
Uselessly, uselessly.
Boşuna, faydasız.
You'll kill 60,000 people uselessly.
Boş yere 60,000 insanı öldüreceksin.
My knees, embraced uselessly so many times, by this miserable man who owes me everything and over whom I have lost all hope.
Dizlerim, pek çok kez boşu boşuna okşanıp durdu! Herşeyini, bütün umutlarını yitirmiş karısına borçlu olan... bu zavallı adam tarafından.
He was just my friend. You are uselessly wasting your and my time too.
Bu ülkede ki tüm meşhur insanları bilirsin.
I was getting scared uselessly.
O benim eski arkadaşım.
And now two-thirds of our crop will rot uselessly.
Şimdi ekinimizin üçte ikisi boş yere çürüyecek.
Admittedly, not as interesting as staring uselessly at Foreman.
Amaçsızca Foreman'ı kesmek kadar ilginç olmadığını kabul ediyorum.
34 ) } Boku no kono koe ga My voice 34 ) } yami ni munashiku uselessly 34 ) } suikomareta swallowed up by the darkness
Süper Galaksi Mega Kesici!
My voice 32 ) } yami ni munashiku uselessly 32 ) } suikomareta swallowed up by the darkness
Boş yere karanlığa karşı koymayı denerken.
My voice 34 ) } yami ni munashiku uselessly 34 ) } suikomareta swallowed up by the darkness
Boş yere karanlığa karşı koymayı denerken.
Damn thing hangs uselessly!
faydasızca asılı durur!
But I worry that, while I lie here uselessly the king may proceed with his divorce since he has given himself the power.
Sadece burada bir işe yaramadan yatmak beni kahrediyor. Kral artık boşanmasına hız verebilir, ne de olsa kendisine bu yetkiyi verdi.
Don't let us shed blood uselessly.
Gereksiz yere kan dökmeyelim.
I'm digging uselessly like this,'cuz there are eyes in our school.
Böyle boşuna kazıyorum. Çünkü okulumuzda bizi izleyenler var.
Afterall, one cannot hang uselessly on the door, like a drink-up wine gourd... not contributing to this world
Kapıda asılı duran suyu çekilmiş sukabağı gibi dünyaya katkı yapmadan duramam.
No kid of mine is gonna grow up uselessly educated.
Benim evladım gereksizce eğitilmeyecek.
You are uselessly meddlesome.
Gereksiz yere herşeye burnunu sokuyorsun.
Don't uselessly throw fancy pitches!
İşe yaramaz havalı atışlar yapmayı bırak!
I was moaning uselessly on my own.
Kendi kendime boşu boşuna sızlanıyordum.
It's not anything important... but uselessly, he looks like a man...
Önemli bir şey de değil ama birden gözüme erkek gibi göründü.
He'll die uselessly.
Boş yere ölecek.
And when you will uselessly look for me on the pictures of your past birthdays, or when you try, without luck, to remember of a walk with me in the park, or when you realize that I'm a stranger, and that you don't know my favorite animal, or favorite color, don't be sad.
Beyhude yere, geçmiş doğum günlerinin resimlerinde beni ararken, ya da kazara, parkta yürüyüşümüzü hatırlamaya çalışırken, veya yabancının biri olduğumu ve en sevdiğim hayvanı, en sevdiğim rengi bilmediğini anladığında, sakın üzülme.
Don't spread the words uselessly.
Olur olmaz yerde anlatma.
But then it would sink uselessly.
Ama sonra çaresizce batar.
Don't start uselessly imagining...
Olmadık şeyler yumurtlama.
Now we will no longer have anyone uselessly floating donuts in the ocean.
Artık denize gereksiz yere donut atacak kimse kalmadı.
We are uselessly posted here.
Burada boşu boşuna bulunuyoruz.
So instead of uselessly crying small tears, hold it in, and cry thick tears. The bigger they are, the more valuable.
Ne kadar büyük o kadar değerli.
Why am I uselessly doing this well?
Ne diye boş yere bu kadar iyi yaptım ki?
Oh, I got sick uselessly to make you do extra work.
Hasta olup boş yere size zahmet verdim.
- Uselessly?
- İşe yarar mı?