Usurped traducir turco
89 traducción paralela
What mummy has usurped my eternal resting place?
Benim sonsuz huzur yatağımı hangi mumya almış?
I'll not have my place in this house usurped by that woman, that servant.
O hizmetçi kadın yüzünden bu evdeki konumumu kaybetmeyeceğim.
He has usurped the throne from the legitimate heir.
O, tahtı, yasal varisinden gaspetti.
Yes, we met the man who's usurped his place.
Evet, yerini alan adamla tanıştık.
Your Uncle Pelia imprisoned your father and usurped the throne.
Amcan Pelia, babanı hapse attı ve tahtı zor kullanarak ele geçirdi.
In the meantime, Dr. Schaefer usurped that particular bed... for his own purposes.
Ama, Dr. Schaefer o yatağı amaçlarına alet etmeye karar vermiş.
E before its body esfriarr, Hitler commands usurped it of the army.
Daha naaşı toprağa verilmeden, Hitler ordu üzerindeki tüm kontrolü de ele geçirdi.
We are going to exile ourselves. Your father has been killed, and the Imam has usurped his power. Come with us.
Sürgüne gidiyoruz.
It has been a long time since the samurai usurped our authority.
Samuraylar yetkilerimizi gaspedeli uzun bir zaman oldu.
Unfortunately, five years ago he was ambushed by one of his ministers who usurped his throne and called himself king
Ne yazık ki, en sonunda 5 yıl önce... Aynı hain vezir tarafından Kral pusuya düşürüldü Ve o vezir tahtı elegeçirip kendini kral ilan etti
That was when Shing Cho usurped the throne
Shing Cho tahta el koyduğu zaman...
They seized everything, conquered, usurped, and you are the ultimate cripple in that house.
Herşeyi ele geçirirler, gaspederler, zorla alırlar,
The rest was stolen, usurped. - By whom?
Geriye kalanı çalındı, gasp edildi.
This man usurped authority, disregarded procedures and ignored my personal directives all week.
Bu adam emir komuta zincirini es geçti, talimatları hiçe saydı... ve tüm hafta boyunca emirlerimi kulak arkası etti.
Usurped by his uncle and shattered by his mother's incestuous marriage... He loses his reason.
Amcası tarafından gaspedilmiş ve annesinin ensest evliliğiyle yıkılmış aklını kaybeder.
I am not going to send these kids back to the great towns they came from with the feeling that their rights to be together, have a good time, and yeah, do a little skiing, have been usurped.
Bu çocukları geldikleri büyük kentlere birlikte olma güzel vakit geçirme, birazcık da kayma hakları ellerinden alınmış hissiyle göndermeyeceğim.
My uncle, Dawn usurped to be the Head Chief.
Amcam, Dawn'la Büyük Ustayı ele geçirdi.
You usurped my earnings of a lifetime.
Sen benim hayat kazancımı gasp ettin.
You usurped my role. - You were busy.
Benim görevimi gasp ettiniz.
Like Leopold of Belgium, usurped by his son before his time.
Belçikalı Leopold gibiyim, tacımı oğluma zamanı gelmeden verdim.
Disguise thy features with an usurped beard.
Takma bir sakalla kimliğini gizle.
Won't mind that I just usurped her baby's name the moment I heard it?
Bebeği için önerilen, ismi duyduğu anda önemsemeyecek midir?
And you usurped it.
Ve sen onu gaspettin.
I wrongfully usurped Sergeant Skinner's position... and I suggest you consider him to replace me.
Çavuş Skinner'ın yerine el koymuştum. Benim yerime onu almanızı tavsiye ederim.
It's not easy, I mean, for our pride, to suddenly be usurped by....
Gururlu insanlarız. Birdenbire emir altına girmek kolay değil...
His position among the males has been usurped by younger animals.
Erkekler arasındaki yeri gençler tarafından gasbedildi.
And I just don't like the idea of being usurped by a Hollywood slickster, you know?
Yerimi bir Hollywood.. ... özentisine kaptırmak istemem.
Not far away, the brothers have completely usurped Half-Tooth.
Fazla uzak olamayn bir yerde, kardeşler tamamen Yarım Diş'in saltanatına el koymuşlardı.
Yes it is. It's most instructive to learn how the old German gods were usurped by the young God of Israel, the God of guilt, the projection of slaves.
Evet öyle öğrenmek için, eski Alman tanrısı ne yapıyor?
If in any way you feel like... Chrissy usurped you or anything like that, and you're trying to read me.... - That's not how it is.
Bir şekilde Chrissy'nin senin hakkını aldığını falan düşünüyor ve beni yoklamaya çalışıyorsan öyle bir şey yok.
Well, political, of course, because Claudius usurped his father's throne.
Politik, elbette, çünkü Claudius babasının tacını ele geçiriyor.
Vandal's usurped my father's throne.
Babamın tahtına Vandal geçti.
Ha-ha! Your position has been usurped.
Konumun gasp edildi...
People who've had their freedom usurped.
Özgürlükleri gaspedilmiş insanlar.
Were he to fall, his worlds and armies will simply be usurped by another Goa'uld.
O düştüğünde, onun dünyaları başka bir Goa'uld tarafından gaspedilecek.
Fashion, culture... and Mad is on Avenue have usurped true beauty.
Moda, kültür ve Madison Bulvarı gerçek güzelliği ele geçirmiş.
Caesar has driven us from Rome, chased us out of Italy, killed our friends, usurped our Republic.
Sezar bizi Roma'dan sürdü, bizi İtalya'dan attı, dostlarımızı öldürdü. Cumhuriyetimize el koydu.
Prince Wu Luan's uncle has killed his brother, the Emperor and usurped the throne and the Empress
Prens Wu Luan'ın amcası öldürür ağabeyi olan İmparatoru ve göz diker tahta ve İmparatoriçeye.
Your uncle has usurped the throne
Amcanız tahtı ele geçirdi.
The Fed has usurped the government. "
Devlet, Federal Banka tarafından gasp ediliyor. "
The King of England has an ancient and historic right to the French throne, which the Valois have usurped.
İngiltere Kralı'nın geçmişten gelen tarihi hakları var... Valois'in zorla ele geçirdiği, Fransız tahtı için.
Ezra usurped her position.
- Ezra kadının mevkisini zorla aldı.
Eventually, the original tree will die and the fig will be left standing on its own, having usurped its position in the sun.
Sonuçta, orjinal ağaç ölecek ve incir onun güneşteki yerini gaspederek kendi başına ayakta kalacak.
That had usurped upon a living thought, that never more could be.
"Hayatlara tehacüm edenler... "... artık bunu yapamayacaklarını düşündüler. "
Then your only authority to put yourself above others is a usurped one.
Yani, kendi otoriteni, diğer insanların üzerinde tutmanın tek yolu, devlet yönetimini gasptan geçiyor.
He usurped your property, That sin took his life.
Senin malına el koydu ama bu günah hayatına maloldu.
- I will not have my role usurped!
- Rolümü zorla almayacağım.
The position has been usurped, and now you're dead too.
Bak onu elimizden aldılar, ve üstüne sen de öldün.
Usurped his sister Siobhan's birthright, took her crown and castle, and then killed her.
Kız kardeşi Siobhan'ın hakkı olan tacı ve kaleyi zorla alıp onu öldürmüş.
NO, I'M THINK THE BACKSTREET BOYS HAVE USURPED OUR FORMER GLORY.
Sanırım BackStreet Boy's bizim şöhretimizi çoktan kaptı.
Usurped.
Suistimal.