Vacations traducir turco
577 traducción paralela
That's almost 30 years of state hospitality, give or take a few vacations on the outside.
Neredeyse 30 yıldır devlet hapishanesinde, aşağı yukarı bir kaç kez dışarıda.
In vacations, I worked in a steel mill and in an automobile factory.
Tatillerde çelik ve otomobil fabrikalarında çalıştım.
Ah, those vacations in the Hartz Mountains.
Ah, Hartz Dağları'ndaki o tatiller.
I worked there a couple of vacations, but I don't know.
Birkaç zaman orada çalıştım ama bilmiyorum.
Plastic surgery during my vacations.
Tatillerim sırasında estetik operasyonlar.
I remember when we were kids in Bakersfield and I worked vacations in San Joaquin Valley.
Bakersfield'daki çocukluğumuz aklıma geldi. Yaz tatillerinde San Joaquin Valley'de çalışırdım.
We could go out on Sundays and take vacations in the country.
Pazarları dışarı çıkabilir, köye tatile gidebiliriz.
- Who put them together? - You did. It was the only way you could arrange for Miss Andre's summer vacations without causing talk.
Sen. Böylece ortalığı karıştırmadan Bayan Andre'nin yaz tatilleri ayarlandı.
Remember the days when we used to resent vacations because they interrupted our work?
İşimize mani olduğu için tatilleri iptal ettiğimiz günleri hatırlıyor musun?
If a teacher has to be sick, he owes it to himself to be sick on school days and not on vacations.
Eğer bir öğretmen hasta olacaksa, ders olan günlerde olmalı, tatillerde değil!
CALM VACATIONS IN CAR, PEACEFUL TRIP!
ARABADA SAKİN TATİL, HUZURLU YOLCULUK!
She spent her summer vacations at home.
Yaz tatilini evinde geçirir.
You give us good salaries, paid vacations, insurance, you take away our problems and act like you've done us a favour.
Bizlere iyi maaşlar veriyorsun, tatile yolluyorsun, sigortaları ödüyorsun sorunlarımızı uzaklaştırıyorsun ve bize iyilik yapmış gibi davranıyorsun.
Vacations end.
Tatiller biter.
- Planning vacations, Mr. Sullivan?
Tatile çıkmayı mı planlıyorsunuz, Bay Sullivan? Hayır...
That'll depend on school vacations and all that sort of thing.
Onun gelmesi, okuluna filan bağlı.
Yeah, well, we shouldn't make too much of vacations.
Öyle, belki de çok fazla tatil yapmamalıyız.
Sundance says it's because you're a soft touch and always taking expensive vacations, buying drinks for everyone, and you're a rotten gambler.
Sundance elinin çok açık olduğunu... pahalı tatiller yaptığını... herkese içki ısmarladığını... ve berbat bir kumarcı olduğunu söylüyor.
I canceled all vacations, put the entire crew on emergency.
Tüm izinleri iptal edip ekibi acil durum pozisyonuna soktum.
People who have houses in the suburbs... are supposed to take summer vacations.
Banliyölerde evi olan insanlar... yaz tatiline başlamış olmalılar.
I have a house there where I spent vacations as a child.
Çocukluktan beri tatillerimi geçirdiğim bir evim var.
We've spent our vacations since 1945 in Brittany.
1945'ten beri tatillerimizi Brittany'de geçiriyoruz.
She spent her vacations there until she was 12.
12 yaşına kadar tatillerini o civarda geçirirdi.
It's vacations that make me sad.
Beni mutsuz kılan, tatiller.
Dr. Esterhazy wants to start hiring temporary people... to cover the summer vacations.
Dr. Esterhazy yaz tatillerini geçiştirmek için geçici eleman çalıştırmak istiyormuş.
Like all vacations, this one finished too soon.
Her güzel şey gibi, çok çabuk bitti.
He's always swooping down and carrying me off for divine vacations.
Her zaman gelir ve beni, süper gezilere çıkarır.
The parisienses badly had come back of the vacations, when they turn over again in war with its enemy of always.
Tatil dönüşü, Paris halkı kendilerini bir kez daha ezeli düşmanlarıyla savaş halinde bulmuştu.
Winter is my dead season so I take vacations.
Biliyorsunuz kış ölü mevsim. Ben de tatil yapıyorum.
You're not the type who vacations in Cannes.
Cannes'da tatil yapacak biri değilsiniz.
Because I've had about enough of these people feeling smug with their cars, vacations, families...
Çünkü bu insanların arabalarıyla, tatilleriyle, aileleriyle övünmelerinden bana gına geldi.
- But we have our vacations.
- Ama tatillerimiz var.
Affection shouldn't be kept for vacations.
Ben şefkatin yalnızca tatillere saklanabileceğini düşünmüyorum.
power and vacations, decision-making and consumption, that are at the beginning and the end of an undisputed process.
bu yan ürünler, sihirli bir biçimde sosyal çalismanin esas amaçlari olarak üstüne yansitilir : güç ve seyahatler asla sorgulanmayan bir sürecin basinda ve sonunda yer alan karar alma ve tüketim.
the social image of the consumption of time, for its part, is exclusively dominated... by moments of leisure pursuits and vacations, moments represented at a distance... and postulated as desirable, like all spectacular commodities.
Zaman tüketiminin sosyal görüntüsü ise, yalnizca bos zaman ve seyahatlerin ( tüm gösteriye ait metalar gibi uzakta ve arzu edildigi varsayilan betimlenen anlar ) egemenligindedir.
♪ No friends or relations and weekend vacations
# Ne bir dost, akraba Ne de hafta sonu tatilleri
Planning your vacations? .
Şimdiden tatili mi düşünüyorsun?
He didn't take vacations.
Tatil yapmazdı.
I know familes who go off on vacations and abandon their dogs.
Aileleri bilirim, köpeklerini terk edip, tatile giderler.
I'm gonna check their records against these dates and his vacations.
Bu kayıtlarla bu tarih ve tatillerini mukayese edeceğim.
I swear to God, we're getting a divorce when all we need is separate vacations.
Tek ihtiyacımız ayrı ayrı seyahate çıkmak iken, biz boşanıyoruz.
I asked, after the wedding, when do we come on vacations from America?
- Ne? Dedim ki, düğünden sonra, Amerika'dan tatile ne zaman geleceğiz?
She breezes in a few days on vacations.
Birkaç günlük tatillere çıkıyor.
Other people take care of workers'vacations!
Diğer insanlar işçilerin tatilini umursuyor!
There'll be no vacations until this thing is cleared.
Bu konu aydınlanıncaya kadar izin kullanılmayacak.
We spent our vacations... in Denmark...
Tatil için Danimarka'ya gitmiştik.
He said they're dovetailing their vacations with the "rising international tensions".
Yüksek tansiyonları için tatilin iyi geleceğini söyledi.
- My kinda trouble doesn't take vacations.
- Benim sorunlarım tatile çıkmıyor.
One, your vacations have been canceled.
Bir, tatilleriniz iptal edildi.
It seems there are a lot of children who like to take vacations without their mothers.
Görünen o ki ; anneleri olmadan tatile çıkmaktan hoşlanan bir sürü çocuk var.
Have you ever spent your vacations at Sochi?
Hiç tatilinizi Sochi'de geçirdiniz mi?