Varos traducir turco
323 traducción paralela
I have an aunt in Stara Varos.
Stara Varos'ta bir teyzem var.
SLUMMING
VAROŞ MAHALLELERDE TURİSTİK GEZİ
You're a low person, darling, obviously out of the gutter.
Sen bir varoş çocuğusun tatlım. Belli ki bataktan çıkmışsın.
- Quit slumming.
Kes şu varoş muhabbetini.
Quit slumming!
Kes şu varoş muhabbetini.
What's the idea of bringing people up here from the tenement district?
Varoş bölgesinden buraya adamlar getirmendeki maksat nedir?
The banks were located behind poolrooms, In lofts, cellars, or hidden in slum apartments like Leo's.
Bankalar, bilardo salonları tavan araları, mahzenler ya da Leo'nunki gibi varoş apartmanlarında bulunuyordu.
-... with a husband, mortgage and children.
... kendimi kiralık bir evde bir koca ve çocuklarla yaşayan bir varoş güzeli olarak buluvereceğim.
You all come in here with your hearts bleeding'about slum kids and injustice.
Hepiniz buraya varoş çocukları ve haksızlıkla kan ağlayan kalplerinizle gelmişsiniz.
Acute ghetto-itis is all it is. lt'll pass.
Ağır varoş hastalığı. Geçer.
But our area is a slum!
Fakat mekânımız varoş!
Slum conditions in, uh, Crawleyville.
Crawleyville'deki varoş hayatı üzerine.
Suburban formality?
Varoş formalitesi mi?
When you've deducted the hours spent asleep in your dormitory suburb, or half-suffocating in the subway-bus
Varoş mahallelerde ya da yarı boğucu metroda uyuyarak geçirdiğin saatleri çıkarırsan...
Charnel house city : the covered markets rotting away, the slum belt in the heart of Paris, the unbearable horror of the boulevards when the cops hang out :
Toplu mezarların şehri : kokuşmuş sebze halleri, Paris'in göbeğindeki varoş mahallesi polisler ortaya çıktığında bulvarların dayanılmazlaşan korkunçluğu :
My opponent went to the ghetto and handed out dollar bills trying to buy votes.
Rakibim varoş bölgelerine gitmiş ve oy satın almak için dolar dağıtmıştı.
Yeah, in the ghetto, maybe.
Evet, varoş mahallesinde, belki.
You want to use a gun, you start with respect, not your barrio bullshit!
Silah kullanmak istiyorsan saygı duyarak başla. Varoş mantığıyla değil.
He's not some suburban zombie like your husband.
Eski kocan gibi varoş zombisi değil o!
Adam can manage 48 hours in a suburban jail.
Adam varoş kodesinde 48 saat idare edebilir.
These are slum kids.
Onlar varoş çocukları.
Keep it under my mattress like a skid-row bum.
Varoş serserilerinin yaptığı gibi yatağımın altında saklayacağım.
They're some Laura Ashley suburban mutation.
Laura Ashley'in varoş versiyonu gibi.
I knew this would happenl poor suburban cops!
Bunun olacağını biliyordum. Zavallı varoş polisleri!
Never fails.
- Varoş'a fazla inmiyorum. İndiğim zaman da beni değil rozetimi görüyorlar.
What's that?
Haklısınız. Varoş'ta olmalı.
Why would someone want to jam the president's...?
Arama ekibini şimdilik Varoş'tan çekin.
- We've got a problem. Meet me in 20. - What?
Varoş'un tüm giriş çıkışlarına da nöbetçi dikin.
But Star's parents have never been addicts... they're just handicapped, suburban hippies.
Ama Star'ın ailesi asla keş olmadı onlar sadece özürlü, varoş hippilerindendi.
He's been working for me as an informant in Downbelow.
Varoş'ta benim için muhbirlik yapıyordu.
Found in Downbelow like the others.
Diğerleri gibi Varoş'ta bulunmuş.
Let me clean out Downbelow.
İzin ver de mutlu olayım. Varoş'a ineyim.
So far, it's in Downbelow.
Varoş katlarında olduğunu biliyoruz.
She's been living on her own in Downbelow.
Varoş'ta tek başına yaşıyormuş.
We found a young girl, an orphan, she's been living Downbelow.
Genç bir kız bulduk. Bir yetim. Varoş'ta yaşıyormuş.
Especially in Downbelow.
Özellikle de Varoş'takiler.
- He got off at a Downbelow sector?
- Varoş'a mı indi?
Man, there's probably 10,000 of you little ghetto niglettes out there dreaming the same fucked-up dream.
Dostum, herhalde etrafta seninle aynı lanet hayali kuran 10 bin zenci varoş çocuğu vardır.
I'll go live in Downbelow before I'll pay them a penny.
Varoş'ta yaşarım da onlara bir kuruş vermem.
The two shooters were living in Downbelow like I figured.
Tahmin ettiğim gibi, iki tetikçi de üssün Varoş'ta yaşıyormuş.
Last year, I set up a clinic Downbelow so we could start processing runaways and changing records without anyone from Medlab knowing about it.
Geçen sene Varoş'ta bir klinik açarak kaçırma işlemlerini başlattım böylece klinikten fark edilmeden kayıtları değiştirebilecektim.
Jay, we just had an explosion in Downbelow.
Jay, Varoş'ta bir patlama meydana geldi.
- We'll live in what you call Downbelow.
- Varoş adını verdiğiniz yerde yaşayacağız.
This is my part of Downbelow.
Varoş'un bu kısmı bana ait.
It's pretty much the worst part of Downbelow.
Varoş'un en kötü yerlerinden biri.
Deceased is a human male, age 35 identified as having lived in Downbelow since June of 2258.
Müteveffa erkek, insan, 35 yaşında. Haziran 2258'den beri Varoş'ta yaşandığı belirlendi.
All this time I thought I'd been expressing a rational and reasonable concern about the fact that an increasingly large number of people in Downbelow aren't acting normally.
Bunca zamandır giderek artan sayıda Varoş sakininin normal davranmadığı hususundaki makul ve mantıklı endişelerimi seninle paylaşıyorum.
If they were normal, they wouldn't be in Downbelow.
Normal olsalardı zaten Varoş'ta yaşamazlardı.
He was breaking up a fight in Downbelow when somebody attacked him.
Varoş'ta bir kavgayı ayırmaya çalışırken saldırıya uğramış.
Now, according to the station map, this is Downbelow.
Üssün haritasına göre burası "Varoş" dedikleri yer.
But the people you got living in Downbelow, Steve they're at the end of their ropes maybe some of them, the end of their lives.
Ama Varoş'ta yaşayanlar, Steve umutlarının sonundalar hatta bazıları hayatlarının sonundalar.