Vata traducir turco
229 traducción paralela
Bolt must have jammed.
Cıvata sıkışmıştır.
And don't think it was a bolt from the blue, a bewilderment!
Sonra kederden bir cıvata, bir şaşkınlık olduğunu düşünüyorum.
Citizens of Tobiki...
Değerli Tobiki vata...
E vata.
E vata.
I'm just in charge of the nuts and bolts around here.
Benim işim cıvata ve somunlarla!
Looking at six slotted bolts.
6 tane düz başlı cıvata görüyorum.
- Number six is loose.
- 6 numaralı cıvata gevşetildi.
A vault door has 20 bolts, each an inch in diameter.
Hücrenin kapısında her biri 2 cm çapında 20 cıvata var.
He says the restraining bolt has short-circuited his recording system.
Engelleyici cıvata yüzünden kayıt cihazı arızalanmış.
Won't work loose.
Cıvata gevşemiş.
Lady, a couple of bolts, fresh paint, it'll be good as new.
Bayan, bir kaç cıvata ve yeni boya ile eskisi gibi olacak.
A couple of bolts and some new paint?
Bir kaç cıvata ve biraz yeni boya mı?
I'm gonna need some pliers and a set of 30-weight ball bearings.
Bana birkaç tane pense, kerpeten... ve 30'luk cıvata seti gerekiyor.
What the hell do you need ball bearings for?
Cıvata neden gerekiyor?
Hey, it's all ball bearings nowadays.
Hey, bugünlerde cıvata olmadan olmuyor.
Tools and Firearms say the cutting tool used on the severed branch was a common bolt cutter.
Kesici alet, sıradan bir cıvata kesicisiymiş.
What's that? He used a bolt cutter to trim away the branch when he was watching from the woods. Why didn't he use the bolt cutter on the garage door?
Neden cıvata kesicisini garaj kapısında kullanmadı?
You brought a bolt cutter'cause you thought there was a padlock.
Cıvata kesicisini asma kilit için getirdi.
And you know you need a bolt cutter and every other goddamn thing because everything with you is seeing, isn't it?
Bir cıvata kesiciye ihtiyacın olduğunu biliyorsun. Her şeyi biliyorsun. Çünkü sen görmek istiyorsun.
Let me get a nice big bolt for you.
Size kocaman bir cıvata getireceğim.
One last bolt
Son bir cıvata
Oh, then, maybe if you use, like, a little metal bolt or something.
İlla kullanacağım dersen de, metal cıvata falan olabilir.
- Defib, 400-watt seconds.
- Kalbi durdu, 400 vata ayarla.
You know, my life isn't all hubs and gears.
Hayatım hep cıvata ve vitesle mi geçecek?
Grab a bolt.
Bir cıvata kap.
He killed this dog with this thing that he made that fires steel bolts.
O kendi yaptığı çelik cıvata atan silahla bir köpeği öldürdü.
America, if you need starters, spark plugs, ball joints, gaskets, cam shafts, U-joints or rocker arms, anything that can be screwed or glued to that car or truck of yours, come see old Ray.
Amerika, marş lazımsa, ya da buji... bilye, conta, kam mili... cıvata veya jigle, arabana ya da kamyonuna takılacak... herhangi bir şey lazımsa, Ray'e uğra.
Bolt cutters.
Cıvata keskileri.
Did you get the bolt cutters?
Cıvata keskilerini aldın mı?
One of your crew called our furies a bunch of old rust buckets.
Seninkilerden biri, bizim Cengâverlere cıvata yığını demiş.
It's either a self-sealing stem bolt or a reverse-ratcheting router.
Ya kendinden sızdırmaz cıvata ya da ters cırcırlı yönlendirici.
Do you know what bolt cutters are?
Küçük aptal. Cıvata keskisinin ne olduğunu biliyor musun?
Be here tomorrow at dawn with bolt cutters and food, or I'll kill you.
Yarın sabah burada olacaksın. Şafakta. Cıvata keskisi ve yiyecek getirmezsen ölümlerden ölüm beğen.
Every memo on every last nut and bolt.
Her vida ve cıvata hakkındaki bütün notlar.
- Not if you brought bolt cutters.
- Cıvata keskisi getirdiysen.
I think you're going to need bolt cutters there, Gare.
Bence cıvata keskisine ihtiyacın olacak Gary.
Hardware store, bolt cutters?
Hırdavatçı, cıvata keskisi?
Yeah, well, we got to get the bolt cutters. We...
Evet, cıvata keseri almalıyız...
It is a time for warriors to do great deeds, to triumph in glorious battles, not waste away protecting a shipment of stembolts.
Savaşçıların büyük işler yapmalarının, görkemli savaşlarda zafer elde etmelerinin zamanı. Bir cıvata sevkiyatını koruyarak vakit harcamanın hiç sırası değil.
That bolted door leads to the cabin and the other to the forward compartment.
Şu cıvata ile tutturulmuş kapı kabini tutuyor ve diğeri ilerideki kompartmanı.
"Newspaper found beneath a coarse-thread hex bolt with 4 p.m. circled on it."
"Geniş dişli altıgen bir cıvata altında bulunan gazetede saat 16.00 yuvarlak içine alınmış."
An iron bolt holding down a piece of paper a book page with 119 written on it.
Bir kağıt parçasını tutan demir bir cıvata. Üstünde 119 yazan bir kitap sayfası bu.
What about that bolt?
Peki ya cıvata?
There's three initials on the head :
Cıvata başında üç tane baş harf var :
And the bolt's not steel.
Cıvata çelik değil.
You stay here with me and work that bolt.
Sen burada benimle kal ve cıvata üstünde çalış.
The six-inch iron bolt was used mainly for steam pipe assemblies. "
Buhar borularında 15 cm'lik demir cıvata kullanıldı. "
Look, Pop. I'm planning some expert home repairs... and I need a pair of bolt cutters or wire cutters... or something to get the lock off my toolbox.
Evde uzmanlık gerektiren tamirler yapacağım birkaç cıvata keskisi ya da tel makasına ihtiyacım var.
And so Pete Conrad went for a stroll and, with the help of bolt cutters, snipped the camera off the defunct robotic ship.
Pete Conrad yürüyüşe çıktı. Dayanıklı cıvata keskilerinin yardımıyla, kamerayı artık ömrünü tamamlamış olan robot gemiden keserek ayırdı.
Motion granted.
Ama cıvata bulunamadı.
That's why the bolt cutter.
Onun için cıvata kesicisi. Efendim?