Vaughan traducir turco
283 traducción paralela
Doctor Vaughan!
Doktor Vaughan!
Wynford Vaughan-Thomas remembers the liberation of the Burgundy vineyards.
Wynford Vaughan-Thomas Burgonya üzüm bağlarının kurtarılışını hatırlıyor.
( Vaughan-Thomas ) The French army paused.
Fransız ordusu bir an için durakladı.
( Vaughan-Thomas ) I couldn't understand why people went to Cenotaph ceremonies.
İnsanların anıt mezarlara neden gittiğini anlayamazdım.
( Vaughan-Thomas ) There was one unit that simply packed in - folded their coats and handed themselves over.
Benim de tanıdığım bir birlik, basitçe toparlandı paltolarını katladı ve teslim oldu.
( Vaughan-Thomas ) They came over a moon landscape, pitted, wrecked tanks, abandoned Jeeps along the road, and I still to this day don't understand the German tactics.
Kraterlerle dolu oyuk zemine geldiler, tanklar enkaz halindeydi yol boyunca terkedilmiş jipler vardı ve ben hala o günkü Alman taktiklerini anlayabilmiş değilim.
( Vaughan-Thomas ) We then had to form trenches, and Anzio then became an old-fashioned World War I trench system.
Sonrasında siper kazmak zorunda kalmıştık ve Anzio eski moda 1. Dünya Savaşı'ndaki siper sistemine dönmüştü.
Junior Vaughan, Brookie Peters, Jackie, Mike...
Küçük Vaughan, Brookie Peters, Jackie, Mike...
Does Sarah Vaughan still have it?
Sarah Vaughan hala söyleyebiliyor mu?
- You've heard of Lady Millicent Castle Vaughan?
- Leydi Millicent Castle Vaughan'u duymuş muydunuz?
The Castle Vaughan girl said you wanted to talk to me.
Castle Vaughan, benimle konuşmak istediğinizi söyledi.
- What is it, Vaughan?
Efendim! - Ne var, Vaughan?
Freddy Vaughan, Averill Watson.
Freddy Vaughan, Averill Watson.
- You know Fred Vaughan.
- Fred Vaughan'i tanıyorsun.
- You do not love Fred Vaughan.
- Fred Vaughan'i sevmiyorsun.
I hate Fred Vaughan.
Fred'den nefret ediyorum.
Any more than Fred Vaughan wishes to be loved for his 40,000 a year.
Fred Vaughan'ın da yıllık geliri için sevilmek istememesi kadar.
Monsieur Vaughan, Mademoiselle.
Bay Vaughan, hanımefendi.
That's Vaughan.
Bu Vaughan.
When I first met Vaughan he was a specialist... in international computerized traffic systems.
Vaughan'a ilk rastladığımda uluslararası bir trafik... sistemleri şirketinde uzmandı.
You can never be sure with Vaughan.
Vaughan hakkında asla emin olamazsın.
I'll be ready, Vaughan.
Hazır olacağım, Vaughan.
Vaughan makes everything look like a crime, doesn't he?
Vaughan'ın yaptığı her şey suç gibi görünüyor, değil mi?
What exactly is your project, Vaughan?
Projen tam olarak ne içeriyor, Vaughan?
Vaughan's semen must be very salty.
Vaughan'ın spermi çok tuzlu olmalı.
Did you fantasize that Vaughan was photographing all these sex acts... as though they were traffic accidents?
Vaughan'ın tüm bu sevişmeleri araba kazaları gibi... fotografladığı fantezisi kurdun mu?
They've been questioning Vaughan about an accident at the airport.
Havaalanındaki bir kaza hakkında Vaughan'ın ifadesini alıyorlar.
Vaughan isn't interested in pedestrians.
Vaughan yayalarla ilgilenmez.
James, somebody named Vaughan.
James, Vaughan diye biri.
It was Vaughan.
Bu Vaughan.
Lord Rivers and Lord Grey are sent to Pomfret and with them Sir Thomas Vaughan prisoners.
Lord Rivers'la Lord Grey Pomfret'e gönderildi. Beraberlerinde Sir Thomas Vaughn da mahkum oldu.
Vaughan's, Cleary's Pub.
Vaughan'ın yerine, Cleary'nin yerine...
- Vaughan's.
- Vaughan'ın yerinde.
Vaughan's isn't safe.
Vaughan'ın yeri güvenli değil.
They lifted him at Vaughan's.
Onu Vaughan'ın yerinde enselediler.
- Hey, Mama, Vaughan.
- Selam Anne. Selam Vaughan.
Karl, this is Mama and Vaughan.
Karl, bunlar Annem ve Vaughan.
Vaughan is the manager.
Vaughan buranın müdürü.
Vaughan's real good to Mama.
Vaughan Anneme çok iyi davranıyor.
Vaughan that you met?
Vaughan? Hani tanışmıştın ya?
I'd rather him be Mama's boyfriend than Doyle.
Annemin erkek arkadaşı Doyle olacağına, Vaughan olsaydı.
- Hey, Vaughan.
- Selam Vaughan.
- Vaughan, you ready to go?
- Vaughan, hazır mısın? - Evet.
Vaughan, you know what I heard?
Hey Vaughan! Ne duydum biliyor musun?
Sure. lt sounds like a number one hit tune.
- Vaughan, hoşuna gitti mi? Kesinlikle. Hit şarkılar gibi.
Karl, come with us. Vaughan, come on.
Karl, bizimle gelsene.
- Let's go, Vaughan.
Tam bir yalan!
We'll be back in a while.
- Gidelim Vaughan.
Vaughan, I was just going on with you.
Hey Vaughan.
- No, you play through- - - You like that, Vaughan?
- Doğru yerde giriver...
It's late.
Vaughan, haydi.