Verve traducir turco
40 traducción paralela
Without the vim and verve
Sünepe ve uyuşuksan
You'll recover some of your verve.
Seni yeniden canlandıralım.
Some verve.
Ha gayret.
I only wish I could describe it with the incomparable panache the consummate verve, the enthralling cadences, the delicate gestures, the evocative expressions of America's greatest tragic actress,
Aslında bunu şöyle anlatmak isterdim ; eşsiz bir şevk, benzersiz bir coşku, şıklık, ince jestler, nüans sanatı ile tıpkı büyük tiyatro sanatçısı Harriet Belinda gibi ya da Linda Arden.
Although the part of the doctor was played with gusto and verve, and the girl had a delightful cameo role. A puckish satire of contemporary mores, a droll spoof aimed more at the heart than the head.
Her ne kadar doktor rolünü zevkle ve şevkle oynadıysa da ve kız da muhteşem idiyse de, oyun hiç dikkatimi çekmedi.
I chose you for your verve, your excellence... and your ability to... instruct.
Yaşama zevkin, mükemmelliğin ve yönetme gücün nedeniyle seni seçtim.
Unfortunately, however, he kept on winning... and for one extraordinary June and July... the Durham Bulls began playing baseball... with joy and verve and poetry.
Tabii ki ve ne yazık ki, o kazanmaya devam etti hem de koca bir Haziran ve Temmuz boyunca... Durham Bulls sonunda beyzbol oynamaya başladı. Hem de eğlenceli, enerjik ve şiirsel bir oyun.
You have a lot of verve.
- Çok canlı birisin.
Verve?
- Canlı mı?
I admire your verve.
Canlılığına ve konuşma kabiliyetine hayranım.
You saw a life, brimming brightly with optimism and verve...
Ağzına kadar canlılık, optimizmle dolu ışıl ışıl bir hayat gördün...
Anything he did on The verve label...
Onun Verve'de yaptığı her şey.
I chose you for your verve, your excellence and your ability to instruct.
Yaşama zevkin, mükemmelliğin ve yönetme gücün nedeniyle seni seçtim.
You know, it needs more verve More character, more More of me.
Bilirsin, daha fazla çoşkuya, daha fazla karaktere, daha fazla... daha fazla bana ihtiyacı var.
- The Verve.
kim? — Verve.
Right now, they need your leadership and verve.
Şu anda senin liderliğine ve coşkuna ihtiyaçları var.
I need personality, verve, humor.
Ben kişilik, canlılık, mizah anlayışı isterim.
I need personality, verve, humor..
Ben karakter ve zeka ararım.
That's a song, you know The Verve?
The Verve grubunun bir şarkısı, bilmiyor musun?
Has Chongkwai ever said that ghosts are afraid of the verve in our breath?
Chongkwai hiç hayaletlerin bizim nefes alışlarımızdan korktuklarını söylemiş miydi?
Full of vim and verve, as usual.
Her zamanki gibi enerjik bir konuşmaydı.
You will deliver my final orders to the council with force and verve.
Son emirlerimi, kuvvetle ve canlılıkla meclise ileteceksin.
So let me introduce you to your new boss the new editor-in-chief of Verve.
Yani, size yeni patronunuzu tanıştırmama izin verin Verve'ün yeni baş editörü.
At our university you have to have verve, a sense of charisma - intellectual thrust.
Üniversitemizde, şevkiniz, hissedilebilir bir karizmanız ve entellektüel dürtüleriniz olmalı.
Occasionally, of course, but oh, I find not with the same gusto and verve as in days gone by
Bazen olabiliyor elbet, ama... Ama zaman ilerledikçe aynı hazzı ve şevki bulamıyorum.
They say you've got verve.
Sende canlıIık olduğunu söylüyorlar.
- Verve.
- Güç.
A boy of infinite verve, exquisite fantasy.
Şakalarının tadına doyulmazdı, ne ince hoşlukları olan bir adamdı.
Verve but what we saw, it was completely arbitrary.
Biz sadece, tamamen rastgele dalga geçiyorduk.
I hope you continue to show the same verve while you sit out your sentence behind bars.
Umarım aynı şevki parmaklıkların arkasında cezanı çekerken de göstermeye devam edersin.
He's shown me his poetic verve.
Şiir yeteneğini bana göstermişti.
She's so full of... verve and vigor.
Çok canlı, çok dinç...
You have lots of verve, but need to be more serious!
Çok enerjiksiniz ama daha ciddi olmalısınız.
It has that sort of unselfconscious verve... that... That you don't... Then, of course, there's the second album syndrome, which...
Bilincinde olunmayan bir başarı söz konusu fakat klasik olarak ikinci albüm sendromu var tabii.
Where's the verve?
Heves nerede?
My brethren possess a verve when dealing with trespassers that I fear can be a touch dramatic.
Tarikat arkadaşlarım izinsiz girenlere karşı fazlaca bir şevke sahipler ve bunun kötü etkilerinden korkarım.
Would The Verve have got to boot camp?
The Verve acemi eğitim programına katılır mıydı?
The Verve.
Verve.
And you, sir, have the swagger and the verve we want at heart enterprises.
Ve bayım sizde Heart Holding'de görmek istediğimiz bir karizma ve arzu var.
What happened to personality, verve and humor?
Çıktığım onca erkekten sonra böyle bir tane hak ediyorum! Canı cehenneme!