Victors traducir turco
213 traducción paralela
The Victors and the Vanquished
Galip ve Mağlup
To the victors belong the spoils.
Zaferler, avantaya ait.
- Half-victors.
- Yarım kalmış zaferler...
- We were the victors, not the Persians.
- Zaferi biz kazandık, Persliler değil.
- There are no victors nor vanquished.
- Burada yenen ya da yenilen yok. Onlar yenildi.
Kidneys for the victors.
Kazanırsan böbrekleri de yeme hakkın olur.
The victors are coming!
Fatihler geliyor!
He was part of the revenge the victors always take on the vanquished.
Yenilenlerin yenenlerden aldığı intikamın bir parçasıydı.
Some believed themselves to be victors.
Bazıları zafer kazandığını düşünüyordu.
The victors stood guard over an empire of rats.
Galipler, bir fareler krallığının başına geçmişti.
To the victors belong the spoils.
Ganimet galibindir.
The vale of Siddim was full of slime pits... and the kings of Sodom and Gomorrah fled and fell there... and the victors took captives and goods and went their way.
Siddim Vadisi zift kuyularıyla doluydu ve Sodom ve Gomorra kralları kaçtılar ve orada düştüler ve galipler esirleri ve malları alıp gittiler.
When you lose a war, play up to the victors. "
Adam ölmüş olsa bile suçlusu ben değilim. "
There was a will to surrender, and a desire to get along with the victors at any price.
Teslim olmak ve ne pahasına olursa olsun galip gelenlerle iyi geçinmek gibi bir istek vardı.
Whereas the victors I've often seen generally don't know what's next and cannot answer such questions.
Oysa sık sık gördüğüm kadarıyla kazanan taraflar genellikle sırada neyin olduğunu bilmiyor ve bu gibi sorulara cevap veremiyorlardı.
The victors will be as cursed as the defeated.
Galipler, yenilmiş gibi lanetlenecek.
Victors! Are you?
Galip geldiniz, öyle mi?
That the victors would now be able to cooperate in peace, as they had in war, to see to it that "the four policemen",
Galipler, savaş zamanı yaptıkları gibi bu defa barış için birlikte hareket edebilirdi.
A crowded agenda for this first meeting of victors.
Galiplerin bu ilk toplantısı, yoğun bir gündeme sahip.
Some of the victors have the time of their lives.
Galiplerden bazıları, günlerini gün ediyor.
The Germans, too, are victors - though they do not know it yet.
Almanlar dahi galiplerdi. Henüz bunu bilmiyor olsalar da.
But the guests are always the victors. Mind if we look around?
Elbetteki onlar için bunu inanıIır kıImaya çalışıyoruz ama konuklarımız daima kazananlardır.
To the victors belong the spoils.
Ganimet kazananindir.
- Okay. - My sons, you say you are the victors.
Evlatlarım siz kazandığınızı söylüyorsunuz.
In this power 20th century, almost every nation in the world has at some time been in conflict, the oppressors and the oppressed, the victors and the vanquished
20. yüzyılımızda dünyadaki ulusların hemen hemen hepsinde zaman zaman çarpışmalar olmuştur. Ezenler ve ezilenler... Galipler ve mağluplar.
That's why... Histoy is criticized for dealing only with the victors.
Tarih işte bu yüzden sadece galip gelenlerle ilgilendiği için eleştiriliyor.
And after it, there will be no victors and no vanquished... no cities or towns, grass or trees,
Bu savaştan geriye ne yenen ne de yenilen kalacak.
The victors invariably write history to their advantage.
Galipler, tarihi her zaman kendi çıkarlarına göre yazmıştır.
If they should be victors in this war they would surely form a new Klingon / Romulan alliance.
Eğer bu savaşın galibi onlar olursa yeni bir Klingon Romulan dostluğu oluşturacaklar.
The victors!
Kazananlara!
And as victors, we will collect the spoils of war.
Kazandığımıza göre savaş ganimetlerini toplayacağız.
We are the victors!
Gerçek galip biziz!
History is written by the victors.
Tarihi muzafferler yazar.
You're one of the victors.
Kazanlardansın.
But now that the victors have control, they demand to be honored, use their power unwisely, and do nothing but covet money.
Ama şimdi kontrolü kazananlar ele geçirdi, onlar şereflendirilen olmayı talep etti, onlar gücü akılsızca kullandılar, ve hiç bir şey yapmadılar ama yinede paraya imrendiler.
And to the victors go the spoils.
Kim kazanırsa ganimeti o alır.
Churchill, Stalin and Truman were the official victors of the Second World War.
2.Dünya Savaşı'nın resmi galipleri Churchill, Stalin ve Truman'dı.
From the Mediterranean to the Baltic, the victors were shaping Europe in their own image.
Akdeniz'den Baltık'a galipler, Avrupa'yı kendilerine göre şekillendiriyordu.
I was among the victors.
Ben kazananlar arasındaydım.
We will battle to the death, and Apophis will choose the victors as his guard.
Ölümüne savaşacağız, ve Apophis kazananları koruması olarak seçecek.
In other Cup quarter-final action, Dunfermline were victors today along with Kilmarnock and little Kilnockie.
Diğer yarı finalistler Hamilton, Kilmarnock ve küçük Kilnockie oldu.
The victors will always be the judges.
Galipler her zaman yargıçtır.
We'd be landslide victors every time.
Bu gayet normal bir şey.
But it is increasingly clear to this reporter, that the only rational way out then will be to negotiate not as victors but as an honorable people who lived up to their pledge to defend democracy and did the best they could.
AMA KESİN OLAN ANLAŞMA YAPMAK, GALİP OLARAK DEĞİL
Victors, come claim your prizes and your dates.
Kazananlar, ödüllerinizi ve buluşacağınız kişileri alın.
The victors were cruel and denied even the basic humanity of their defeated foes.
Galipler acımasızdı ve düşmanlarının en temel insan haklarını bile hiçe saydı.
But then, history's written by the victors.
Geçmiş muzafferler tarafından yazılır.
Her generals knew a European war would be long and devastating, even for the victors.
Generaller biliyordu ki, Avrupa'da savaş, kazananlar için bile uzun ve yıkıcı olacaktı.
We were treated like victors, like saviors.
Bize fatihler, kurtarıcılar gibi muamele edildi.
We must place ourselves now at the mercy of the victors... Shut up! Shut up!
Şu an savaşı kazananların merhametine sığınmak zorundayız.
04, 00 : 08 : 45 : 16, This is history written by the victors, 04, 00 : 08 : 49 : 04, but as usual it is written in crocodile tears.
Galipler tarafından yazılan bir tarihtir bu... ve her zaman olduğu gibi sahte gözyaşlarıyla yazılmıştır.