Village traducir turco
15,224 traducción paralela
My friend, Appa Rao is your relative and he suggested this village. I just came
Arkadaşım Appa Rao sizin akrabanız ve bana bü köye gelmemi önderdi ve ben de geldim.
We thought he is a vagabond but he is so responsible towards the village.
Başı boş biri olduğunu sanmıştık fakat o çok sorumluluk sahibi biri köyümüzle ilgileniyor.
When you would loiter around as a child, I was worried for you but you sent your friend and helped the village, I feel very happy.
Ne zamana kadar çocuk gibi davranacaksın, senin için endişeleniyorum. fakat sen köye arkadaşını gönderdin bize yardım etti. Çok mutluyum.
This is my village too
Burası benim de köyüm.
I came here to do something for the village.
Buraya köy için iyi bir şeyler yapmaya geldim.
Why in this village?
Neden bu köy?
Brother from Delhi wants us to do something for the village.
Delhiden kardeşin köy için bir şeyler yapmamız için aramıştı zaten.
But with the wealth I have, I will adopt not just one or two people, but the village.
Benim zenginliğimle, Sadece bir veya iki kişiyi benimsemeyeceğim, bütün köyü benimseyeceğim.
I am adopting this village from today..
Bugünden itibaren bu köyü benimsiyorum.
A great man has come here and adopted our village
Büyük bir adam geldi ve köyümüzü benimsedi.
He's been working day and night without a wink to develop our village
Gece gündüz gözünü kırpmadan köyümüzü geliştirmek için çalışıyor.
I always wanted to do something for the village.
Her zaman köy için bir şeyler yapmak istemiştim.
Isn't your village my village..
Senin köyün benim de köyüm değil mi..
This too is my village right?
Bu benim de köyüm değil mi?
You didn't know you had a village till I told you.
Sana söyleyene kadar bir köyün olduğunu bilmiyordun.
Suddenly it has become your village and showering affection.
Aniden şimdi senin köyün oldu ve onlara sevgi yağdırıyorsun.
You know their weakness is the village and you are investing on it.
Onların zayıf yönünün köy olduğunu biliyorsun, ve araştırıyorsun.
Your investment on this village go waste.
Bu köye yatırım yaparak boşa harcıyorsun.
I am cleaning the entire village, and here you are messing it up.
Bütün köyü sizin gibilerden temizleye uğraşıyorum.
Don't you want to live in the village?
Köyde yaşamak istemiyor musun
Who lived in this house and in this village.
Bu evde ve bu köyde yaşıyordu.
He always wanted to do something good for the village.
Her zaman köy için iyi şeyler yapmak istiyordu.
Our village was always backward, in a pathetic state.
Köyümüz her zaman geri kalmıştı, Acınacak bir yerdi.
Ravi, my friend went out of the village for higher studies, got a good job.
Ravi, benim arkadaşım yüksek öğrenim için şehir dışına gitmişti, iyi bir iş için.
He was moved by the plight of the village
O köyden gitmişti fakat döneceğine söz vermişti.
You are going around a village every day, what is your plan?
Her gün köyün etrafında dolanıyorsun, Planın ne?
Growth means, I want the people and the village around me to grow.
Büyümek demek çok para kazanmak değil, Ben köyüm ve insanlarımla birlikte büyümek istiyorum.
I want to stay here and do something for the village.
Burada kalıp köy için iyi şeyler yapmak istiyorum.
Since this village is an arid area,
Köy kurak olduğu için,
Once he left, the village languished in darkness
O gidince, Bütün köy karanlığa teslim oldu
He's doing something to the village with his money.
Parasıyla köy için bir şeyler yapıyor.
I am coming to the village.
Köye geliyorum.
But she looks not to go out of this village like us
Fakat görünüşe bakılırsa oda bizim gibi köyden ayrılmak istemiyor.
Will live together in there village with whole family
Köyde bütün aile beraber yaşayacaksınız
Every time he hears someone is going, he runs to the bus stop and pleads people not to leave the village
Her defasında birinin köyden gittiğini duyduğunda, Otobüsün arkasına koşuyor. ve ayrılanlara köyü terketmemeleri için yalvarıyor.
Now when his own brother is going, how will he face the village and live?
Şimdi öz kardeşi gidiyor, Bununla nasıl yüzleşip yaşamaya devam edecek?
Anyway we are removing all the plants, we are leaving the village tomorrow.
Herneyse tüm bitkileri söküyoruz. Yarın köyü terkediyoruz.
Minister came to village yesterday.
Dün bakan köye geldi.
He left his village to the borders, and died for us in the war.
O köyünü terkedip sınırda savaşta bizim için öldü.
Who in this village has the guts to hit our men?
Kim bu köyde bizim adamımızı dövecek kadar cesaretli.
One man came to this village and adopted it.
Bir adam köye geldi ve köyü benimsedi.
A new person settles down in the village and does all these things, you people watch silently?
Yeni bir adam köye gelip yerleşiyor ve her şeyi değiştiriyor siz de sessizce izliyorsunuz?
Please pack your luggage and leave from this village.
Lütfen eşyalarını topla ve köyü terket.
She needs to see what all happens here and narrate it in the village
Olanları görsün ve köydekilere anlatsın.
You have adopted the village and you are spending money.
Sen köyü benimsedin ve paralarını harcıyorsun.
I have adopted the goodness and also the negativity in the village.
Ben köyü içinde iyilik ve kötülükle benimsedim.
You have taken a lot from the village.
Köyden çok fazla şey aldınız.
You left the village and have become a big man.
Köyü terkedip büyük bir adam oldun.
After earning so much, why did you send your son here to the village?
O kadar para kazanıyorsun, Neden oğlunu köye gönderdin?
It was enough to evict you from the village but we need to send your son straight out of this world.
Seni köyden göndermek yetmedi. Şimdide oğlunu bu dünyadan göndereceğiz.
But when I got to know that he is son of Ravikant, who left our village, I kept him at a distance.
Fakat onun köyü terkeden Ravikant'ın oğlu olduğunu öğrendiğimde, Aramıza mesafe koydum.