Vindicator traducir turco
74 traducción paralela
You still have to fly the Vindicator, Grady.
Hâlâ Vindikatör'ü uçurmak zorundayız, Grady.
Those are Vindicator bombers of the Strategic Air Command... on routine patrol.
Bunlar, Stratejik Hava Birliği rutin devriyesinin... Vindikatör bombardıman uçakları.
At the same time, we've informed those Vindicator bombers... that you saw in the air before.
Aynı zamanda daha önce uçarlarken gördüğünüz... Vindikatörler'e haber vereceğiz.
One of our Vindicator groups got a wrong signal.
Hava savunma filolarımızdan biri yanlış sinyal aldı.
Do our Vindicator missiles have both infrared - and radar-seeking capacity?
Vindikatörler'in füzeleri hem kızılötesi hem de radar teknolojisine sahip mi?
I've ordered a Vindicator bomber into the air from Washington.
Washington'dan kalkan başka bir Vindikatör'e emir verdim.
Let's show them Vindicator, Hilary.
MARTHA : Haydi onlara Vindicator'u gösterelim, Hilary.
Vindicator's really very gentle.
Vindicator gerçekten çok naziktir.
My daughter has a special affection for Vindicator.
Kızımın Vindicator'e karşı özel birsevgisi var.
Mr. Ellsworth, Vindicator's lack of horns is a product of breeding... and it is not a freak condition.
Bay Ellsworth, Vindicator'ün boynuzlarının olmayışı beslenme eksikliğidir ve olağan dışı bir şey değildir.
I'll get a good hand to take Vindicator west.
Vindicatoru batıya götürmek için iyi birini bulmalıyım.
Mr. Burnett is just leaving to put Vindicator on the train.
Bay Burnett, trene Vindicator'ü bindirmeye gidiyor.
Then you've changed your opinion about Vindicator?
MARTHA : Sonunda Vindicator hakkında düşünceni değiştirdin mi?
You said that Vindicator would be delivered to your partner.
Sen Vindicator'ü ortağına teslim edileceğini söyledin.
Vindicator will be used for breeding in Texas.
Vindicator Texas'ta beslenecek.
We're going to the Bowen Ranch with you and Vindicator.
Biz, sen, ben ve Vindicator ile, Bowen Çiftliğine gidiyoruz.
How are you getting along with Vindicator?
Vindicator ile günleriniz nasıl geçiyor?
Vindicator is not useless.
Vindicator işe yaramaz değildir..
And Vindicator doesn't appreciate name-calling, either.
Ve Vindicator, ismiyle çağırmayanları takdir etmez.
I mean Vindicator's lineage... is traceable back to James I.
Bence Vindicator'ün soyu... 1.Jamesden geliyor.
I intend to deliver Vindicator personally to Mr. Bowen.
Ben Bay Bowen'e şahsen Vindicator'ü teslim etmeyi düşünüyorum.
Vindicator represents generations of selective breeding... and I intend to see he's properly placed.
Vindicator seçici üreticilik neslini temsil ediyor ve onun iyi bir yere yerleştirildiğini görmek istiyorum.
Vindicator, you're a fickle-hearted muley bull.
Vindicator, sen değişken kalpli boynuzsuz boğasın.
Because they plan to kidnap Vindicator... and Mr. Burnett is in cahoots with them.
Çünkü onlar Vindicator'ü kaçırmayı planlıyor... ve bay Burnett onlarla ortak.
What do you think now, Mr. Burnett, of Vindicator's ability to travel?
Yetenekli Vindicator ile yaptığın yolculuk için şimdi ne düşünüyorsun, Mr. Burnett?
If anyone's interested, Vindicator and I are all right, too.
Eğer birisinin ilgisini çekiyorsa, Vindicator ve ben de, iyiyiz.
I'll take care of Vindicator.
Ben Vindicator'e bakarım.
You're taking Vindicator to them.
Onlara Vindicator'ü verecektin.
Vindicator will be better off with Taylor... and my mother can certainly do without you.
Vindicator Taylor ile daha iyi olacak ve annem kesinlikle sen olmadan yapabilir.
Vindicator is going to be delivered to Alex Bowen.
Vindicator, Alex Bowen'a teslim edilecek.
How much were you paid for Vindicator, Mr. Burnett?
Bay Burnett sana Vindicator için kaç para vermişti?
And furthermore, we can't leave... until you understand how to take care of Vindicator.
Ve üstelik, sen Vindicator'e bakmayı öğrenene kadar biz gidemeyiz.
The only one I can talk to around here is Vindicator.
Burada konuşabileceğim bir tek Vindicator var.
Mr. Bowen, Vindicator's first calves... will weigh half again as much as your longhorn calves... and they'll be hardy.
Bay Bowen, Vindicator'ün ilk buzağıları senin Longhorn buzağının yarı ağırlığında olacak ve dayanıklı olacaklar.
I believe that Vindicator will live long enough... on the open range to reproduce.
Ben Vindicator'ü çoğaltmak için açık alanda yeteri kadar uzun yaşayacağına inanıyorum.
Vindicator does have stamina and fighting spirit.
Vindicator'ün dayanıklılık ve mücadele ruhu var.
All right, Vindicator.
- Pekala, Vindicator.
Vindicator isn't old.
Vindicator yaşlı değil.
Come on, Vindicator.
Haydi, Vindicator.
You go along now, Vindicator... and don't you come back, do you hear me?
Sen şimdi yoluna devam et, Vindicator ve geri dönme, beni duyuyormusun.
Vindicator, you've got to stand on your own four feet.
Vindicator, sen artık kendi başının çaresine bakmalısın.
Vindicator's out there on the range...
Vindicator dışarıda merada...
Alex, I'm going out and find Vindicator... and bring him back here until this weather lets up.
Alex, ben Vindicator'ü bulmaya gidiyorum ve onu bu hava düzelene kadar onu getireceğim.
You think Vindicator's dead, too?
Vindicator'ün öldüğünü düşünüyor musun?
I think Vindicator is as good or better than any longhorn alive.
Vindicator'ün iyi olduğunu düşünüyorum veya canlı bir Longhorndan daha iyi.
It's Vindicator, isn't it?
O Vindicator, değil mi?
Vindicator could have lasted longer than anybody expected.
Vindicator herhangi birinin umduğundan daha uzun dayanabilirdi.
Vindicator?
Vindicator?
Forget it, Vindicator.
Unut gitsin, Vindicator.
VINDICATOR : Wolverine, no!
Wolverine, yapma!
Your turn, Vindicator.
Sıra sende, Vindicator.