Violet traducir turco
3,264 traducción paralela
This way. Violet?
Violet?
I could do with some good news, Violet.
Görünen o ki, bilgiler kaçırılmış. Violet, biraz iyi haber iyi olurdu.
He was on the ground when Violet shot him? Strange, right?
Violet onu vurduğunda yerde miymiş?
Then I'll have to move quickly, and, Violet, make sure rossi doesn't talk.
O zaman hızlı hareket etmek zorundayım ve Violet, Rossi'nin konuşmadığından emin ol.
What do we do with Violet?
Violet'i ne yapacağız?
Downton is being mismanaged, cousin Violet, and something must be done.
Downton kötü idare ediliyor Kuzen Violet ve bu konuda bir tedbir alınmalı.
Cousin Violet is trying to find a new job for my cook.
Kuzen Violet aşçım için yeni bir iş bulmaya çalışıyor.
Cousin Violet has never let a matter of convenience stand in the way of a principle.
Kuzen Violet ilkelerinin önüne hiçbir şeyin geçmesine izin vermez.
It's not your fault, Aunt Violet.
Suç sizde değil Violet Teyze.
Aunt Violet, we feel so privileged to have lured you this far north.
Violet Teyze, sizi kuzeye getirebildiğimiz için çok ayrıcalıklı hissediyoruz.
Aunt Violet wanted to see the gardens, so I left them to it.
- Susan nerede? - Kuzen Violet bahçeleri görmek istedi,... ben de onları orada bıraktım.
I know that, Aunt Violet.
Biliyorum Violet Teyze.
Aunt Violet, tell her.
Violet Teyze söyle lütfen.
Rose, take Aunt Violet through to the ballroom.
Rose, Violet Teyze'yi balo salonuna götür.
He's with Violet.
- Violet'ın yanında.
Did Violet send you to tell me to cooperate?
İşbirliği için Violet seni mi yolladı?
- Violet?
- Violet mı?
Oh, well, we should call Violet, let her know what's going on.
Violet'ı arayıp haber verelim.
What if I blew it, Violet?
Ya mahvedersem Violet?
Oh, remember, we have that ridiculous fundraiser at Violet's school tomorrow night.
Yarın akşam Violet'in okulunda şu saçma bağış gecesi var, unutma.
Nick, we have Violet's school thing.
Nick! Violet'in okul gecesi var ya.
Did Violet Whaley die in this house?
Violet, Whaley bu evdemi öldü?
Okay, Violet died in this house, but did she shoot herself here, too?
Tamam, Violet bu evde öldü. Ama o buradaydı, çekim yaptın değil mi?
Is this Violet Whaley?
Bu Violet Whaley kim?
I mean, how would he know all that stuff about Violet Whaley?
Tüm bu şeyler hakkında Violet Whaley?
I couldn't think of any obscure info on the house, and Violet was on my mind, so I asked about her.
Ben düşünüyorumda evin karanlık bir bilgisi, Ve Menekşeye, bunun hakkıda soru sordum.
Ah, she wants it to be like Violet.
Ah, Violet gibi olmak istiyorum.
Violet died of a broken heart.
Violet, kırık bir kalple öldü.
Violet.
Violet.
I'm not Violet.
Ben Violet değilim.
I'm not Violet.
Violet değil.
Violet's gone.
Violet gitti.
Violet, please.
Violet, lütfen.
Go be with Violet.
Violet'yanına gidin.
It's a Pandora's box, Violet, and, you know, it's not yours to open.
Pandora'nın kutusu bu Violet. Açmaman gerektiğini de biliyorsun.
I have a history, Violet, and not just I dated some guys and made some mistakes.
- Kocaman bir geçmişim var Violet. Birileriyle birlikte oldum, hata yaptım gibi değil.
You have to stop seeing this patient, so just- - just walk away, Violet.
Ona artık terapi uygulayamazsın. Bırak peşini Violet.
Her backpack's just violet?
Sırt çantasının tamamı mor muydu?
If you're friends of Violet, then you're friends with me.
Eğer ki Violet'in arkadaşlarıysanız, benim de arkadaşlarımsınızdır.
Ye... We are very good friends with Violet.
Violet'le çok iyi arkadaşız.
Barn was registered to a Violet Burgin.
Ahır Violet Burgin üzerine kayıtlı.
( Violet ) The point of open adoption is not for the birth mother to move on.
Açık evlatlığın amacı, biyolojik anneye yardımcı olmak değildir.
( Violet ) Just because you can't imagine it doesn't mean that it's an invalid choice.
Hayal edememen, bu kararı geçersiz kılmıyor.
( Violet ) It's not about weighing in on parenting decisions.
Kararları tartışma gibi bir durum söz konusu değil.
Hey, Violet.
Selam Violet.
"Dear Violet, we are pleased to inform you " that your next bursary payment is now available. "
"Sayın Violet, bir sonraki bursunuzun kullanıma açıldığını söylemekten mutluluk duyduk."
Er, Violet Nordstrom.
Ee, Violet Nordstrom.
Since we saw you at the cemetery... Violet's been pretty flipped out. " Why doesn't Uncle Matt ever come to see us?
Seni mezarlıkta gördüğümüzden beri Violet "Neden Matt dayım bize hiç gelmiyor?" diye sorup duruyor.
Violet!
Violet!
♪ cry all... ♪ Violet. What are you doing here?
Violet, ne yapıyorsun burada?
Violet.
- Violet.