Virile traducir turco
193 traducción paralela
It has all the virile qualities.
Tüm erkeksi özelliklere sahip.
When we were married, he was such a strong, virile man and now...
Evlendiğimizde o kadar kuvvetli ve dinç birisiydi ki ama şimdi...
For a great nose indicates a great man, congenial, courteous, intellectual, virile, courageous.
Büyük burun yetenekli, sevimli, kibar, bilgili, başı dik, mert biri olmanın göstergesidir çünkü.
Grand opening of the Jett Rink Airport and Emperador Hotel... is the latest milestone in the dramatic life of this virile son of Texas.
Jett Rink Havaalanı'nın ve İmparator Oteli'nin büyük açılışı... Teksas'ın bu yiğit evladının çileli hayatındaki son dönüm noktası.
A small, sturdy local wine with a virile but friendly bouquet.
Erkeksi, içten kokulu küçük ve güçlü bir yerel şarap.
I knew my son was a very virile man.
Oğlumun çok erkeksi bir adam olduğunu biliyordum.
A virile attitude is an advantage although not essential.
Erkeksi bir tutum, çok fazla gerekli olmasa da avantaj olacaktır.
He has a... virile romanticism that I find irresistible.
Karşı koyamadığım güçlü bir romantizmi var.
I think most husbands would object to their wives... being alone in a room with a handsome... virile young man.
Çoğu koca eşlerinin yakışıklı bir gençle yalnız kalmasına karşı çıkardı.
On the Day of the Virile Toga he wore a woman's stole.
Virile Toga gününde kadınların kıyafetlerini giydi.
He was virile, he was!
- Erkeksiydi, öyleydi! - Hayır!
More virile, domineering.
Daha sahip, daha hakim.
You're so virile.
Çok güçlüsün.
And 22-22 - large portraits of Miss Oja Kodar... were born under that virile brush.
Ve Bayan Oja Kodar'ın 55x55'lik geniş portreleri... işte bu güçlü fırçadan çıktı.
Virile.
Yiğitler.
Virile.
Yiğitsin.
My! You are so virile and forceful, Master.
Çok güçlü ve çekicisiniz, efendim.
I think I'm going to be the balding, virile type... as opposed to the distinguished gray.
Ama tabii, kelleşmeyip kırlaşabilirim de.
You're virile!
Çok erkeksisin!
Makes you... more virile.
Seni çok erkeksi yapıyor.
All I want to hear from you is that I'm handsome, virile, generous, and kind. Waffle man, waffle man... Put your money in your hand for the waffle man
Senden tek duymak istediğim... yakışıklı, güçlü, cömert ve iyi kalpli olduğum.
So many virile young men
Düşün, bir sürü babayiğit genç.
# He's virile # And he's strong
# O enerjik # # ve o güçlü #
While a man does it more for himself, to prove he is virile.
Erkek ise, kendisi için yapar, güçlülüğünü kanıtlamak için.
Does it make you feel more virile, Normie?
Daha erkeksi hissetmeni sağlıyor mu Normie?
He's a breeder. Not young, but virile.
Üretici bu, genç değil ama bir o kadar cesur.
I'm so virile, I'm so rich!
Çok erkeğim. Çok zenginim.
- virile. What are you laughing at?
Bu onlara kendilerini... erkeksi hissettirir.
Some people say it's the most virile sport in the world.
Bazıları dünyadaki en yiğit spor olduğunu söylüyor.
Tell her so she can realize, like thousands of other women have, that bald men are sexier, more virile, and aerodynamic.
Karına söyle ki o da binlerce başka kadın gibi kel erkeklerin daha seksi daha erkeksi ve aerodinamik olduğunun farkına varsın.
" Attractive, virile, sexy...
Çekici, erkeksi, seksi mi?
He is virile, flamboyant.
O çok enerjik ve havalı.
Some women find bald men quite virile.
Biliyor musun, bazı kadınlar kel erkekleri daha erkeksi buluyorlarmış.
He's virile... flamboyant.
Çok güçlü gösterişli.
I mean, if I walked up to you and I said "Excuse me, sir, I'm sorry to bother you, but, well, I just had to meet you because you are the most handsome, the most virile man I have ever seen in all of my entire life," now, would you believe me?
Sizi rahatsiz ettigim için üzgünüm, ama sizinle tanismaliydim çünkü siz hayatimda gördügüm en yakisikli en güçlü erkeksiniz " desem, simdi, bana inanir miydiniz?
You should see the way she just... she throws herself at young, handsome, virile men.
Kendini yakisikli ve güçlü genç erkeklerin... kucaklarina nasil attigini görmelisiniz.
Ah, Simpson, you big, virile son of a gun... would you like a check for $ 2,000?
Ah, Simpson, sen koca, damızlık adam... 2,000 dolarlık bir çek ister misin?
If you need to play games to feel virile, you might as well stay impotent.
Eğer kendini iktidarlı hissetmek için oyun oynuyorsan iktidarsız kal daha iyi!
There's something really rugged and virile about the outdoors.
Kırların çok haşin ve erkeksi bir havası var, öyle değil mi?
- to assist Germany in her virile struggle for economic recovery including support for her fair demand for equality of armaments and universal military service for German youth.
... Almanya'nın ekonomik kalkınmadaki yiğit mücadelesine yardım etmek. Buna silahlanma eşitliği için haklı talebi ve Alman gençliğinin askerlik hakkı dahildir.
- In my country they speak of a man so virile, so potent that to spend a night with such a man is to enter a world of sensual delights most women dare not dream of.
- Ülkemde derler ki erkeksi ve kuvvetli erkekle bir gece geçirmek çoğu kadının düşlemeye cesaret edemeyeceği bedensel zevk dünyasına girmektir.
I'm young, virile, sensitive to a woman's needs...
Gencim, enerjiğim, hassasım. Bir kadının istediği herşey var.
We're both virile men in the prime of our lives.
İkimizde en güzel çağımızda kuvvetli adamlarız.
Virile, modern ideas.
Çılgın, modern fikirler.
So virile.
Cok erkekçe.
My father was a virile fellow. Great intellects are, you know.
Babam çok ergin biriymiş.
You left the Bronze and were set upon by three unusually virile vampires.
Bronze'dan çıkışta normalden çok daha güçlü üç vampirle karşılaştın.
A young, virile man like you,
- Neden?
I'm a virile male.
Güçlü bir erkeğim.
He is a witty, virile, charming man, possessed with the hereditary Crane good looks.
Bu Crane'lerin ırsi özelliği.
Next you'll be telling me that young girls should be virtuous, women chaste, men virile, and children should be brought up to pay their debts and earn their bread and all the other nonsense.
Bize ne öğretildi. Genç kızlar erdemli olur. Erkekler onların peşinde koşar.