Volume traducir turco
1,992 traducción paralela
Plastic surgery is about volume.
Estetik cerrahi hacimden ibarettir.
Terry? Terry, increase your volume.
Terry, Terry, kapladığın alanı arttır!
It's a three-volume set of books about the supernatural.
Bu, doğaüstü şeylerle ilgili üç kitaplık bir seri.
" Volume One :
" Birinci Cilt :
" Volume Two :
" İkinci Cilt :
" Volume Three :
" Üçüncü Cilt :
I'm pretty sure we left half her blood volume on the side of the road.
Kanının yarısını yolda bıraktığımıza bahse girebilirim.
Would you please stop and just turn down the volume?
Durur musun lütfen ve sesi kısar mısın?
Over time, with enough volume, we become profitable.
Her defasında yeteri kadar kâr edebileceğimizi gördüm.
Yeah, they said my basal ganglian volume's improved.
Evet, bazal gangliyon hacmimin arttığını söylediler.
It's not asthma, lung volume's normal.
Astım değil. Akciğer hacmi normal.
I need to see for myself the volume of 340 grams of toothpaste
340 gram diş macununun hacmini görmek istiyorum.
Like zero experience running a high-volume psychiatric facility?
Tıpkı hiç deneyimi olmadan büyük bir psikiyatri tesisini işletmek gibi mi?
She lost 9 pints of blood, which is double her normal volume.
Normal hacminin iki katı olan 4 litre kan kaybetti.
I mean, you know, I... Still, you know, I hear any volume of sound, and the ringing comes back, and...
Yani, hâlâ şiddetli bir ses duyduğumda, çınlama geri geliyor...
They'll lose some volume once the swelling goes down.
Şişkinlik indikçe biraz küçülecekler.
And thy commandment all alone shall live within the book and volume of my brain, unmix'd with baser matter.
Beynimin defterinde, yapraklarında, ıvır zıvır bütün bildiklerimin üstünde.
But yes, I have the ability to recall text with extreme accuracy and in abundant volume.
Ama evet, yüksek miktarlardaki metinleri tam doğru olarak hatırlama yeteneğim var.
Volume of prism.
Prizmanın alanı.
Volume.
Al.
Yeah but even if you can believe half of it the sheer volume... wow.
Evet, ama yarısına inanabilirsin herhalde. Şu toplam sayıya bak. Vay anasını.
Now, in this case, it was set to the volume of a human voice.
Şimdi, bu durumda insan sesinin yoğunluğuna ayarlanmış.
Clearly the volume of the sales overwhelmed any possibility of the bankers trying to stem the tide.
Açıkçası, satışların hacmi, bankacıların her türlü piyasadaki dalgalanmayı engelleme çabalarını bozguna uğratmıştı.
You reach the 911 police emergency line, due to the reason of high volume calls your call will be answered in the order received.
911 polis acil durumu aradınız, çok yoğun olduğumuz için aramanız sıraya alınmıştır.
Well, it is highly unlikely that anyone would voluntarily reach for a volume of McGonagall.
Birinin kendi isteğiyle McGonall okuması inandırıcı değil.
The aorta and heart chambers are significantly reduced in volume.
Ana toplardamarı ve kalp odacıkları çok küçülmüş.
Turn up the volume.
Sesi açın.
Only now do we get a real sense of the sheer volume of fish.
Artık asıl sardalya sürünü görmek mümkün olacak.
The sheer volume of sardines, the way they twist and turn in harmony, confuses the sharks.
Sardalyaların hacimli görüntüsü ve yaptığı dönüşler köpekbalıklarının aklını karıştırıyor.
END OF VOLUME FOUR.
CİLT DÖRDÜN SONU
VOLUME FIVE "REDEMPTION"
CİLT BEŞ "KEFARET"
Now keep the volume really high.
Sesini iyice aç.
Lung volume is normal.
Akciğer hacmi normal.
I've come about that 11th volume.
Benim şeyi sormaya geldim. 11. ciltten haber var mı?
It's the final volume. That's why it's hard to find.
- Son cilt ya, o yüzden zor bulmak.
- Just Volume 11.
- Yok 11.
Volume 11.
11. kısmı...
Now ask your friend... if he has the Istanbul Encyclopaedia. Volume 11 by Resat Ekrem Kocu.
Senin arkadaşına sor bakalım onda İstanbul Ansiklopedisi, Reşat Ekrem Koçu'nun 11. cildi var mı?
The Istanbul Encyclopaedia, Volume 11?
İstanbul Ansiklopedisi, 11. cilt?
- Which volume? - Eleven.
- Kaçıncı cilt?
It would be worth a lot if it was complete. But Volume 11 is missing.
Eksiği olmasa çok para eder de, 11 cilt eksik.
But meanwhile my book man He's found the missing volume.
Ama işte bizim sahaf, bize bulmuş bu eksik cildi.
He said he'd found Volume 11, the one I was looking for.
Dedi, buldum sizin aradığınız şeyi, 11. cildi dedi.
You remember that Volume 11? Someone wants to buy it.
Ya şu 11. cilt vardı ya, ona bir müşteri çıktı.
God, somebody turn down his volume or something.
Biri sesini falan kıssın.
I don't get it, I've been at this all morning. I found a high-volume area, followed the script.
Bir türlü anlayamıyorum, bütün gün buradaydım işlek bir alan buldum, yazanlara uydum.
They have volume like my hair.
Aynı saçlarımın rengindeler.
What formula would you use to find the volume, hmm? Mr. Court. So glad you've decided to join us.
Hacimi bulmak için hangi formülü kullanıyorduk, hmm?
Would you like to tell us what formula you would use to find the volume of a triangular prism?
Bize katılmaya karar vermenize sevindim.
- Volume 11?
- 11'i?
Volume?
Boyut?