English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ V ] / Vomiting

Vomiting traducir turco

850 traducción paralela
But if anybody feels like vomiting, do it now.
Ama eğer kusmak isteyen varsa, bunu şimdi yapın.
Sitting up straight is bad when you're vomiting blood.
Kan kusarken dik oturmak kötüdür.
There's no food inside you worth vomiting.
Miden kusmuş kadar boştur.
Apparently, he was vomiting, he couldn't breathe, he passed out.
Görünüşe göre, adam kusuyormuş, nefes alamıyormuş, kendinde değilmiş.
Mr. Senzo Kawahara's wife, Satoe, got home when he was vomiting blood.
Senzo Kawahara'nın karısı Satoe, patronum kan tükürürken geldi.
Τhen she started vomiting.
Sonra kusmaya başladı.
Vomiting?
Kusmak mı?
My wife is vomiting.
Eşim kusuyor.
For seven years I am a rifle vomiting blood, a robber, a killer, a criminal still at large...
Şu yedi senedir, durmadan kan kusan bir tüfeğim soyguncuyum, katilim, hapishane firarisiyim.
I was a weapon vomiting blood.
- Kan kusan bir silahtım.
Just the fever eating me up and... the nausea and vomiting every time they tried to give me food or water.
Sürekli ateş, mide bulantısı ve kusma beni yedi bitirdi... Bana birşeyler yedirip içirmeye çok çalıştılar.
was yesterday morning, had headache and vomiting.
Dün sabah, baş ağrısı ve kusması vardı.
Fever began spiking like hell, uremia, vomiting.
Adamın ateşi yükselmeye başladı.
What're you doing, vomiting on my shoes?
Ne yapıyorsun, ayakkabılarıma mı kusuyorsun?
We create a laxative that induces vomiting,
Kusmaya sebep veren bir ilaç üretiyoruz.
Of course I'll induce vomiting.
Elbette kusmaya zorlayacağım.
You end up vomiting excre -
Kusarak ölürsünüz -
You wouldn't want to die moaning and vomiting blood.
İnleyerek ve kan kusarak ölmek istemezsin.
Vomiting.
Kusmuksun kusmuk.
After the cramps and vomiting, he's got a head like an atom bomb.
Krampları ve kusmalarından sonra kafası da atom bombası gibiydi.
Day, vomiting, diarrhea.
Daha iyi olduğunu düşünüyorum. Ama bu gece burun akıntısı vardı.
- He was vomiting.
Kusuyordu.
- Hiding someplace. Probably vomiting or drinking... or both.
Bir yerde saklanıp, muhtemelen içki içip kusuyor olacağım.
I heard you vomiting last night.
Dün gece kustuğunu duydum.
A bunch of borderline humans stand around swilling beer and vomiting on themselves, until, inevitably, they raise their robes to reveal the depths of their personalities.
Sınırda kişilik bozukluğu olan bir grup insan kusana kadar bira içip kaçınılmaz an geldiğinde çarşaflarını kaldırarak birbirlerine kişiliklerinin derinliklerini sergilerler.
And the kids are crying and vomiting and breaking the plastic ashtrays.
Çocuklar bağırıp kusar ve plastik kül tablalarını kırar.
Tell me, boy, was he vomiting blood... and complaining that he was cold?
Söyle evlat, kan kusuyor ve... soğuk algınlığından şikayet ediyor mu?
And that can lead to dizziness gastroenteritis, fever, vomiting, skin sores, hair loss.
Ve bu da baş dönmesine karın ağrısına, yüksek ateşe kusmaya deri tahrişine ve saç dökülmesine yol açabilir.
Such an anguish, that you feel before vomiting, only - spiritual.
Böyle bir ızdırap, önce kusacak gibi hissettim, sadece - manevi olarak.
Firstly, a total piss-up involving beer throwing and wall-to-wall vomiting.
Öncelikle, bira çekmeyi mobilyaları kırmayı ve her bir tarafa kusmayı içeren bir eğlence.
Been vomiting pretty bad.
Feci kustu.
Failing sight, pain in the joints... vomiting, muscular cramps.
Eklem ağrıları, kusma, kramplar...
Well, the last time I am seeing him, he is busy vomiting, sir.
Şey, onu son gördüğümde, kusmakla meşguldü, efendim.
[Vomiting]
[Kusma]
No crying or vomiting in the sedan chair, it's bad luck!
Tahtırevanta ağlamak ya da kusmak yok. Bu kötü şans getirir.
Have you experienced any vomiting, nausea or diarrhoea?
Kusma veya ishal gibi şikayetlerin var mı?
It's like vomiting up every resentment I ever had.
Şimdiye kadar ki her kızgınlığımı kusmuş gibiydim.
Shaking, vomiting.
Titreyeyim mi? Kusayım mı? .
"The Vomiting Cavalier"?
'Kusan Şövalye'mi?
She's vomiting...
Kusuyor.
She's been vomiting...
Kusuyor.
He was the best producer in the biz, the only guy in the industry I could talk to without vomiting Day-Glo.
Yapımcılar içinde bir numaradır bu endüstride adam gibi muhabbet edebileceğiniz tek kişidir.
Shaking and vomiting.
Titreme, kusma.
We take care of the calves and sometimes... vomiting.
- Kuzulara sahip çıkar. Bazen de biz kusarız.
Have the neck irritadísima by vomiting.
Sürekli kusmaktan boğazı tahriş olmuş.
The patient was admitted with pain in the lower thoracic cavity, projectile vomiting, and viscous steatorrhea.
Hastanın göğüs kafesinin alt kısmında kusma ve öksürmeyle ortaya çıkan bir ağrı var.
The rest took part in the collective vomiting spree... that took place by the river.
Geri kalanların hepsi... nehir kıyısındaki... kusma partisinde buluştular.
How will you feel if you jump, breaking the hearts of millions and leave Bernie vomiting on little kids instead of inspiring them?
Milyonların kalbini kırmak ve Bernie'nin küçük çocuklara kötü örnek olması pahasına atladığında, kendini nasıl hissedeceksin?
Vomiting is not a deal-breaker.
Kusma anlaşmayı bozan bir şey değildir.
For vomiting on her vest.
Onun yakasına kustuğun için.
- Vomiting?
Kusuyor muydu?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]