English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ V ] / Vulnerabilities

Vulnerabilities traducir turco

140 traducción paralela
Vulnerabilities, my dear priest, are exploitable weaknesses.
Zayıf noktalar, sevgili rahip, suiistimal edilebilir noktalardır.
Maybe he had access to everything we need to know about them, especially their vulnerabilities.
Eğer şanslıysak, onlar hakkında bilmemiz gereken her şeye erişimi vardır. Özellikle de zayıf noktaları hakkında.
Is it part of your program to seek out vulnerabilities in your enemies?
Düşmanının zayıf yönlerini aramak da programının bir parçası mı?
You were giving her access to your innermost vulnerabilities... forcing them on her, for God's sake!
Senin en zayıf noktana girmesine izin veriyordun. Tanrı aşkına, onların istediğide bu zaten!
What are his vulnerabilities?
Onun zayıf noktaları nelerdir?
I know her vulnerabilities and her weaknesses.
Hassas noktalarıyla zayıf yanlarını biliyorum.
We do a version without ours this time and investigate its vulnerabilities.
Bu sefer bizimkini eklemeyiz, böylece zayıflıklarını görürüz. Güzel.
Just what vulnerabilities do the Q have?
Q'ların zayıflıkları nelerdir?
It's sophisticated, but not without its vulnerabilities.
Karmaşık, ama savunmasız değil.
I'm calling in regards to an advisory posted on sendmail vulnerabilities, and, frankly, I need help trying to fix it.
Aslında geçenlerde hücresel sistemlerdeki açıklar hakkında yaptığınız açıklama için arıyorum Aslına bakarsanız açıkları kapama konusunda yardıma ihtiyacım var.
She senses other people's vulnerabilities, she reads their personalities and then she performs accordingly.
Diğer insanların zayıf yanlarını hissediyor kişiliklerini okuyor ve ona göre hareket ediyor.
And what's happening is that the marketers are playing to their developmental vulnerabilities.
Ve olan şudur pazarlamacılar onların gelişme zayıflıkları üzerinde oynamaktadırlar.
Meanwhile, Lindsay and Tobias were getting to the heart... of each other's vulnerabilities with a role-reversal exercise.
Bu sırada, Lindsay ve Tobias, rol değişimi egzersizi yaparak... birbirlerinin kırılganlıklarını anlamaya çalışıyorlardı.
[Narrator] Meanwhile, Lindsay and Tobias were getting to the heart... of each other's vulnerabilities with a role-reversal exercise.
Bu sırada, Lindsay ve Tobias, rol değişimi egzersizi yaparak... birbirlerinin kırılganlıklarını anlamaya çalışıyorlardı.
It's not wise to advertise our vulnerabilities, is it, Clark?
Savunmasız olduğumuzu reklam etmek hiç akıllıca olmaz değil mi Clark?
You're talking about some very expensive vulnerabilities.
Oldukça pahalı bir zarardan bahsediyorsunuz.
It's like he knew their habits, their vulnerabilities and when to strike.
Alışkanlıklarını, zaaflarını biliyordu. Ve saldırıya geçti.
My friends and I came in peace to find your vulnerabilities and, um, shore them up with more peace.
Arkadaşlarım ve ben, zayıf noktalarınızı barış içinde bulmak için geldik. Bir de barış için geldik.
If you do not deliver complete and irrefutable proof to our embassy that you have recovered or destroyed this component within two hours, I will have no choice but to extend my country's forward perimeter to compensate for our defensive vulnerabilities.
Eğer komponentin yok edildiğine dair elçiliğimize tam ve reddedilemez bir delili iki saat içinde getirmezseniz, elimde başka bir seçenek kalmayacak ve savunma zaaflarımızı telafi etmek için ülkemin ileri çevresini genişletmek zorunda kalacağım.
I know your operation has problems - - vulnerabilities.
Operasyonunuzda sorunlar olduğunu biliyorum - - Kırılgan noktalar.
Vulnerabilities?
Kırılgan noktalar mı?
Vulnerabilities at the travel office.
Seyahat bürosunun güvenlik zafiyetiyle ilgili.
Seduction, when somebody uses someone's vulnerabilities To lure them into a relationship that only brings them pain.
Ayartma, biri diğer birisinin zayıf taraflarını kullanarak onu yalnızca acı getiren bir ilişkinin içine sokar.
I need to get to his weakness, exploit his vulnerabilities.
Zayıf noktasını bulmalıyım oradan vurmalıyım.
We were just trying to determine If the councilman had any significant vulnerabilities.
Yalnızca zayıf bir noktası olup olmadığını bulmaya çalışıyorduk.
Which, of course, means sensing their vulnerabilities.
Bu da zayıf anlarını kollamaktan geçer.
Flip that table on its side to fortify any vulnerabilities.
Masayı yan yatırıp açıkları kapatın.
By observing their behavior, you can learn what their weaknesses are, their vulnerabilities, their fears.
Onların davranışlarını inceleyerek, zayıf yönlerini, hassas noktalarını korkularını anlayabilirsin.
Sébastien plays the dual roles of cyberterrorist looking for vulnerabilities and defender of the system.
Onlar yıldızları dinliyorlar. Tüm olası sığınakları kontrol altında tutuyorlar... Bileşik modelleri biraraya getiriyorlar...
This is day zero, and the new malware is going to exploit the vulnerabilities of those servers.
Şanslı olarak öğrencim Paul Butler ve ben Lick Gözlemevi'nin 3m teleskobunu ard arda 4 gün için
From the level of the president on down, there are human weaknesses, technical problems, deficiencies and vulnerabilities.
İktidardaki yönetimin seviyesine göre,... insani zaaflar vardır,... teknik problemler, yetersizlikler ve savunmasız noktalar.
He's already dissected the patterns, the personnel, the vulnerabilities of the target's protection detail.
Görevlileri, görev şemasını ve hedefin korumasındaki hassas noktaları çoktan gözden geçirmiş ve ayarlamıştır.
Does he have any weaknesses, vulnerabilities?
Hiç zayıflığı, hassas noktası var mı?
All vulnerabilities pointed out by API white papers.
Bütün hassas noktalar API'ın beyaz belgeleri tarafından gösterilmiş.
It's important that you're honest with me about any potential vulnerabilities.
Olası zayıf noktalarınıza karşı bana karşı dürüst olmanız çok önemli.
Vulnerabilities?
Zayıf noktalar mı?
Vulnerabilities in the oil supply.
Petrol tedarikindeki zayıf noktalar.
He was isolating vulnerabilities in the D.N.A. strand, and then he was attempting to create patches, like... sort of like genetic spackle.
DNA dizilimindeki zayıflıkları ayırıyor ve oralara yama yapmaya çalışıyormuş. Bir nevi genetik alçı gibi.
Chancellor Palpatine, in light of this unprovoked attack on Coruscant and the vulnerabilities it raises,
Başbakan Palpatine, kışkırtma olmaksızın Coruscant'a yapılan saldırı ve bunun arttırdığı savunmasızlık nedeniyle,
Are any of them vulnerabilities?
Zaafları olan var mı?
Now that the Princes of Mourne have left their stronghold their vulnerabilities are in your hands.
Bu mahkumların aksine, Senin kaderin kendi ellerinde.
In any secure facility, the biggest vulnerabilities tend to be at the lowest salary levels.
Yüksek güvenlikli tesislerin en zayıf noktası genelde düşük ücretli çalışanların çalışma alanlarıdır.
The event was organized last-minute, creating vulnerabilities we can exploit if we work together.
- Olay son dakikada organize edildi birlikte hareket edersek, kullanabileceğimiz açıkları yaratabiliriz.
Those boys, they all had these vulnerabilities that they were hiding from everyone, but you saw them.
Bu çocukların hepsinin, herkesten sakladığı bir güvenlik açıkları vardı. Ama sen gördün. Çok fazla şey gördüm.
Playing on my emotional vulnerabilities. That part's true.
Duygusal hassasiyetlerimden istifade etti.
I want you to go back down to Major Crimes, interview everyone, and make sure we have no vulnerabilities.
Büyük Suçlar'a inmeni ve herkesle görüşmeni istiyorum, ayrıca, zayıf noktamız olmadığına emin olun.
We always have vulnerabilities.
Daima zayıf noktalarımız vardır.
I want to know all vulnerabilities- - legal, criminal, credit reports, wives, ex-wives, girlfriends, boyfriends, what rashes he's had, if he flunked class, borrowed money, from whom, what rate, anything he's ever said on TV, radio, print, if he's a Mac or a fucking PC.
Bütün zayıflıklarını... yasal, adli, kredi raporlarını... karısı, eski karısı, kız arkadaşı, erkek arkadaşı... kirli neyi varsa, eğer sınıfta kaldıysa, kimden hangi oranda borç aldığı, radyoda ve televizyonda söylediği her şeyi...
And they are pretty good in analyzing the vulnerabilities of a people, right?
Zaten onlar insanların hassasiyetlerini Analiz etmekte çok iyidirler değil mi?
Using a person's vulnerabilities to manipulate them is just- - it's downright un-Christian. Watch your mouth, young lady.
Bir insanın zayıf noktalarını kullanmak onu aciz görmek, düpedüz ahlaksızlıktır.
I see your vulnerabilities.
Ben senin açıklarını görüyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]