Vve traducir turco
42 traducción paralela
- Don ´ tt say you ´ vve never heard of her.
- Bana hiç Şanghay Zambağından söz edildiğini duymadığını söyleme?
They ´ rre after somebody and they ´ vve got nothing on me.
Birisinin peşindeler ve bu kişi ben olmadığım için çok mutluyum.
Thats not true. I ´ vve known him for years.
Hayır bu doğru değil. Onu yıllardan beri tanıyorum.
Shes the most terrible woman I ´ vve ever met.
Karşılaştığım en korkunç kadın.
I ´ vve got to attend to something.
Bir şeyle ilgilenmem gerekiyor sadece.
ak t e od youe a vve, oecause you ea y owe t to m
Yaşadığın için Tanrı'ya şükret. Çünkü bunu Ona borçlusun.
No oe cou d evve spoot t ese vve evve apopoovved t e dea
Hiç kimse bunları ayırt edemez. Bu fikri hiçbir zaman tasvip etmedim.
M c tock poom sed to g vve me te poe cet ea do as
Çünkü McIntock yüzde 10'unu gerçek para olarak vereceğine söz verdi.
Now, wat was t e mot vve?
Sebep ne demiştin?
M a o eye dead ad vve got my go d!
Ve bu ikisi... - Binbaşı. -... artık öldü.
One has to be lucky, yes Grandma?
Vve ne iyi bir çocuk! Ve şanslı da, evet büyükanne?
And why do you study me so much in class?
VVe sınıfta neden bana o kadar çok bakıyorsun?
Bu t l'vve ggoot aa aavvoor too aaskk
Sizden bir ricam olacak.
- And the woman on the invitation.
Vve davetiyedeki kadını.
VVe'll take it.
Tutuyorum.
VVe'll take your dog for a proper walk.
- Ne? Köpeğini düzgün bir yürüyüşe çıkaralım.
VVe'll be off, then.
Peki. Gidelim o zaman.
VVe've tried everything we can.
Elimizden geleni yaptık.
VVe'II... go and find those who know. We know where to go.
Gidip bilen birini buluruz, neredeler biliyoruz.
But dont worry, we ´ vve thought of that.
Fakat merak etmeyin bunu da düşündük.
And screw... The...
Ve... vve..
Oh! 'VVe Kings don't party with our subjects.'
Biz Krallar uşaklarla parti vermeyiz.
Kids hurry up and go.
Çocuklar acele edin vve gidin.
VVe'l / try and find reasons in a moment.
Dakikalar içinde bunun nedenini öğrenmeye çalışacağız.
VVe | |... whatever it may be... these are known drivers... you're safe with them not only do they listen to you... they're also scared of you...
Ne olursa olsun, onlar şoför. Onlarla güvendesin. Seni dinledikleri zaman değil sadece.
I'll call you later what's this. oh maybe... the driver has kept it... for safety vve're on the highway so... keep it inside... listen... don't you know what's kept in your car and what's not..?
Bu ne? Belki de şoför yoldayız diye güvenlik için bırakmıştır. Dinle, arabanın içinde ne var ne yok bilmiyor musun?
Besides, vve covered the payoff for your incident,
Ayrıca verdiğin zararı biz karşıladık.
- Shall vve take a break?
- Ara versek mi?
Hovv would vve do that?
- Bunu nasıl yapacağız?
- Do vve have discards, boss?
- Atılacak olan tatlı var mı patron?
Boss, why dorft vve go see her? In the place Where Tokue lives.
Patron Tokue'nin yaşadığı yere gidip niye onu ziyaret etmiyoruz?
When I first met Tokue, vve looked at the moon together.
Tokue ile ilk karşılaştığımda beraber aya baktık.
When vve got to the station, he said for the first time, " You probably have leprosy.
İstasyona geldiğimizde ilk defa muhtemelen cüzzamlısın.
This is Where vve cooked sweets, for many years.
Burada senelerdir tatlı pişiririz.
When vve cook bean paste, vve use just a little salt.
Fasulye ezmesi pişirirken biraz tuz atarız.
But along with red bean soup, vve serve distinctly salty things, like kombu.
Ancak kırmızı fasulye çorbasıyla beraber kombu gibi belirgin bir biçimde tuzlu yiyecekleri servis ederiz.
So when any one of us dies... vve plant one tree.
Bu yüzden içimizden biri öldüğünde ağaç dikeriz.
But for that... vve must take him home.
Ama bunun için... onu eve götürmeliyiz.
And for that... vve must find out where this evil spirit came from.
Ve bunu... bulmamız gerekiyor kötülüğün nereden geldiğni.
As soon as I get that locket here vve'| | have to throw it in the fire.
En kısa sürede benim o madalyonu almam gerek ateşe atmak zorundayız.
VVe're on the same landing.
Aynı yerdeyiz.
VVe've a lot to talk about.
Konuşacak çok şey var.