Want to come with me traducir turco
1,688 traducción paralela
Anyway, I want you to know, I totally understand if you don't want to come with me today.
Neyse bilmeni istedim eğer bugün benimle gitmek istemezsen seni kesinlikle anlarım.
You want to come with me?
- Benimle gelmek ister misin?
If you want to come with me to the beach right now...
Şu anda benimle kumsala gelecekseniz...
You want to come with me to this photo shoot?
Benimle fotoğraf çekimine gelmek ister misin?
Anyway, they picked a date, so, uh, you want to come with me, so that we can laugh our asses off as we watch him walk barefoot down the aisle in a hemp tuxedo?
Her neyse, tarihi seçmişler ve benimle gelmeyi ister misin? Böylece onu keten smokini içinde koridorda çıplak ayak yürürken yakalayıp kıçımızı yırtarak gülebiliriz. Tabii ki.
I've already decided to take the job, and I want nothing more than for you to come with me... but I'm honestly not trying to tell you how to make your decision.
İşi kabul etmeye çoktan kabul etmiştim, benim can attığıom tek şey senin de benimle gelmen... Fakat sana nasıl karar vermen gerektiğini empoze etmeye çalışmıyorum. Ben sadece...
Do you want me to come over? No, there's something wrong with my computer.
Hayır, bilgisayarıma bir şeyler oldu.
Okay, look, I will come with you to check out your green explosion, and then if you want my help you can hire me, to consult... for money.
Tamam, bak seninle yeşil patlamaya bakmaya geleceğim ve sende beni danışman olarak alabilirsin para karşılığında.
Light, want to come to bed with me?
Misa Misa! Harikaydın!
You want me to come to South America with you and Dick?
Dick ve seninle Güney Amerika'ya gelmemi mi istiyorsun?
I want you to come with me.
Benimle gelmeni istiyorum.
- Nora, I want you to come with me. - What?
- Nora, benimle gelmeni istiyorum.
- I want you to come with me.
- Benimle beraber boşalmanı istiyorum.
Ok, but I want you to come home with me and Janice, ok, on the plane, all right,
Tamam, ama benimle ve Janice'le eve gelmeni istiyorum, uçakla, tamam mı?
So, if you want to come into the booth with me...
Şimdi benimle kabine gelirseniz...
Do you want to come for a walk with me?
Benimle yürüyüşe çıkmak ister misin?
So if you feel that you need to punish me for what it is that I've done... or if you just want someone to share the loneliness... then... I'll come with you.
Senin de amacın, onu benim yaptıklarımdan dolayı cezalandırmak ya da yalnızlığını biriyle paylaşmaksa o zaman seninle gelirim.
Are you sure you want Geneva to stay here or you want her to come home with me?
Geneva burada mı kalsın, yoksa eve mi dönsün?
- Do you want me to come with you?
- Seninle gelmemi ister misin?
He--he reached out his hand and he said, "come with me if you want to live."
Elini uzattı. Ve dedi ki "Yaşamak istiyorsan benimle gel."
Come with me to work if you want.
İstiyorsan benimle işe gel.
Do you want me to come inside with you?
Seninle birlikte gelmemi ister misin?
You want to come outside and smoke a cigarette with me?
Dışarı çıkıp benimle bir sigara içmek ister misin?
Well, do you want me to come with you and wait outside or -
Gelip, dışarıda seni beklememi falan ister miydin?
Why don't you want to come back to england with me?
İngiltere'ye neden benimle dönmüyorsun?
Sarah connor, come with me if you want to live.
Sarah Connor, yaşamak istiyorsan benimle gel.
Simone, I want you to come back to New York with me.
Simone, benimle New York'a gelmeni istiyorum.
Zach, when you're old enough and you watch this, if you ever want to talk with me personally or you want to come and see me, you have an open invitation and you should know that.
Zach, yeterince büyüyüp bunu izlediğin zaman eğer benimle özel olarak konuşmak istersen ya da gelip beni görmek istersen kapımın her zaman açık olduğunu bilmelisin.
- you want me to come up with it.
- Benim bulmami istiyorsun.
You want me to come with you to awkward class?
Seninle o garip kursa mı katılmamı istiyorsun?
What, d'you want me to come with you to see your flat or your house?
Seninle gelip de dairenizi görmemi istemiyor musun?
You want me to come with you.
Seninle gelmemi mi istiyorsun?
If you want it, you have to come back with me and get it!
Eğer istersen, benimle geri gelmeli ve onu almalısın!
- Want me to come with you?
- Seninle gelmemi ister misin?
You don't want me to come home with you?
Seninle birlikte eve gelmemi istemiyor musun?
Well, that's why I want you to come with me- - take a look at the crime scene.
Şey, ben de bu yüzden suç mahalline göz atmak için benimle gelmeni istiyorum.
- Do you want me to come with you?
- Seninle gelmemi istiyor musun?
Birbal, if you want to come home with me.. .. then you must come with me quickly.
Birbal, benimle eve dönmeyi istiyorsan beni hızla takip et.
Are you sure you don't want me to come with you?
Seninle gelmemi istemediğine emin misin?
- You want me to come with you?
- Seninle gelmemi ister misin?
Come with me if you want to live.
Yaşamak istiyorsan benimle gel!
Would you want to come back with me?
Benimle gelmek ister misin?
Do you want to come up to the decks with me?
Benimle birlikte sahneye gelmek ister misin?
I want you to come with me and stay.
Benimle gelip, kalmanı istiyorum.
Hey, sorry to interrupt, but since I am, I wanna tell you, both of you that I want you to come stay with me.
- Böldüğüm için özür dilerim. Ama size söylemek istediğim. İkinize de.
Because I want you to come with me and fix those Jumpers like you said you were gonna do two years ago.
Çünkü ben, senin benimle gelmeni ve 2 sene önce dediğin gibi o Jumper'ları tamir etmeni istiyorum.
I want to come to buenos aires with me for christmas.
Noel için benimle beraber Buenos Aires'e gelmeni istiyorum.
You want to come with me?
Benimle gelmek ister misin?
- D'you want me to come with you?
- Seninle gelmemi ister misin?
Do you want to come outside with me?
Benimle dışarı gelmek ister misin?
So you want me to come up with something devoid any accountability for anyone.
Yani bir şeyler ayarlayıp, sorumluluğu başkasına yüklememi istiyorsunuz.