Warnings traducir turco
501 traducción paralela
Those geniuses up there think they can intimidate the Czechs... with public warnings, dopes.
Oradaki zekiler Çeklere kamu duyurularıyla... gözdağı vereceklerini sanıyorlar aptallar.
Michel must have understood your warnings, and fled to a safe place.
Michel ikazlarını anlamış olmalı, ki güvenli bir yere kaçmış.
Don't you believe in warnings?
Uyarılara inanmıyor musunuz?
From boat to boat the voices ring out... with calls, warnings and signals.
Balıkçılar kayıktan kayığa komut veriyorlar.
Hoist the storm warnings.
fırtına uyarılarını kaldır.
Or are you willing to pay only for storm warnings of disasters you can do nothing about?
Yoksa elinizden hiçbir şeyin gelmeyeceği fırtına uyarılarına ve felaket haberlerine mi para vermeyi yeğlersiniz?
And these does she apply for warnings and portents and evils imminent, and on her knee hath begged that I will stay at home today.
Bunları uğursuz belirtiler sayıp başıma gelecek var sanıyor. Diz çöküp yalvardı evde kalmam için bugün.
Since you won't listen to my warnings.
Baştan bu yana benim uyarılarımı dinlemedin.
You are going to call on Miss Barkley in spite of my warnings.
Uyarılarıma rağmen Bayan Barkley'i ziyaret edeceksin.
Some ignorant people believe... those disasters were warnings from the gods... not to change our ancient ways but to remain as before.
Bazı cahil insanlar bu felaketlerin, eski geleneklerin değiştirilmeden önceden olduğu gibi kalması için tanrıların uyarıları olduğuna inanıyor.
- More ice warnings from steamers ahead, sir.
- Öndeki gemilerden başka aysberg uyarıları.
Ice warnings from steamers ahead of us.
Önümüzdeki gemilerden gelen buz kütlesi uyarıları.
I'm getting a bit weary of your warnings and insinuations.
Uyarılarından ve imalı konuşmalarından sıkıldım artık.
I've let you off lightly. There will be no more warnings.
Bu seferlik ucuz kurtuldun ama bundan sonra başka uyarı olmayacak.
They were given three warnings, and they laughed.
Üç uyarı verdik ama güldüler.
Man is the only not realize that the warnings.
Doğanın tüm bu uyarılarına sadece insanoğlu kulaklarını tıkamış.
"Small-craft warnings Block Island to Hatteras." Whatever that means.
"Block Island'dan Hatteras'a," "sandal ikaz veriyor." bu ne demekse artık.
Small craft warnings have been hoisted.
Küçük teknelere uyarı yapıldı.
- Yesterday... due to the warnings from our superiors... They were very kind, you'll agree.
- Dün üstlerinden gelen o kadar uyarıya rağmen yine de çok naziktiler, sen de kabul edersin ki.
Absurd warnings.
Saçma sapan uyarılar.
Forget the warnings. Just sit down.
Uyarıları bırak da yerine otur.
He worked again after all my warnings and got worse.
Tüm uyarılarıma rağmen yine çalıştı ve durumu daha kötüye gitti.
What I need are recommendations, Spock, not vague warnings.
Tavsiyeye ihtiyacım var, uyarıya değil.
Their warnings were disregarded.
Yaptıkları uyarılar ciddiye alınmamış.
When will you people wake up to the warnings from Bill Townsend and myself?
Bill Townsed ve benim ikazlarıma uyarak halkı bundan haberdar edecek misiniz?
" I heard nothing but rumors and vague warnings of its danger...
"Bölgenin batıl inançlı halkından tehlikelerine dair söylenti..."
I am bound by law to declare... that if the defendant... fails to heed our warnings... he will be guilty of contempt of Court!
Kanunen şunu ifade etmeliyim ki sanık uyarılarımızı dikkate almamaya devam ederse mahkemeye itaatsizlikten suçlu bulunacaktır.
There'll be a flashing signal and the money is to be dropped in a bag. Usual warnings - no cops.
El feneriyle işaret alınca, parayı bir çanta içinde bırakacak.
Despite the warnings Danjel Andreasson continued his preaching.
Tüm ikazlara rağmen Danjel Andreasson vaaz vermeye devam etti.
- I don't care about your warnings.
- Senin uyarıların beni enterese etmez.
Storm warnings are posted over most of northern Utah...
Fırtına uyarıları Utah'ın kuzeyinden...
Heavy snow warnings posted along the Eastern Seaboard tonight.
Bu gece doğu sahili boyunca şiddetli kar yağışı olacağı uyarısı yapıldı.
We find it almost impossible to believe that you have ignored several warnings by us to conform to the rules that are vital to the continued growth and well-being of our beloved Topeka, but you did.
Sevgili ülkemiz Topeka'nın sürekli gelişimi ve huzuru için hayati derecede önemli kurallara itaat etmeniz yönünde yapılan tüm telkinleri görmezden gelmenize inanmakta güçlük çekiyoruz. Ama görmezden gelmişsiniz.
You have ignored several warnings by us informed of the rules that are vital to the continued growth and well-being of our beloved Topeka.
Sevgili ülkemiz Topeka'nın sürekli gelişimi ve huzuru için hayati derecede önemli kurallara uymanız yönündeki tüm telkinleri görmezden geldiniz.
And if the warnings aren't heeded?
Peki ya uyarılara kulak asılmazsa?
There we go... the tremors, the warnings.
İşte başlıyoruz. ... sarsıntılar, uyarılar.
You have not listened to my warnings, I I have to close them again explosion.
Uyarılarımı dinlemediniz, onları tekrar patlatıp kapatmam gerekiyor.
The warnings of this house, Freudsteins house.
Bu evin, Freudstein evinin ihbarcıları.
And here are 3 warnings :
Bu yüzden 3 konuda sizi uyarayım...
My favourite, though, was when they announced exposed flesh warnings on the radio to prevent frostbite.
En sevdiğim şeyse donmayı engellemek için radyoda yaptıkları açıkta kalan yerler anoslarıydı.
They had exposed flesh warnings, too, called "beach parties."
İnanın onlarda aynı uyarıları yapıyorlardı buna "plaj partisi" deniyordu.
But no, not after my warnings.
Ama uyarılarımdan sonra olamaz bu.
Me help her after your warnings?
Uyarılarınızdan sonra ona yardım mı edecektim?
Warnings, death threats...
Uyarılar, ölüm tehditleri...
Quarantine warnings active on all frequencies, Captain.
Karantina uyarıları tüm frekanslarda çalışıyor Kaptan.
Despite her doctor's warnings about sweets, the only thing Sunny consumed was a sundae.
Doktorunun tatlı konusundaki uyarılarına rağmen Sunny'nin tükettiği tek şey dondurmaydı.
And we have tornado warnings for- -
Ve bir kasırga uyarımız var....
Warnings have gone out to all outposts along the border as well as several independent vessels in nearby sectors.
Sınır boyundaki tüm karakollara ve yakındaki... birkaç bağımsız gemiye gereken uyarılar yapıldı.
Commander Tomalak, as I am sure you already know we were responding to warnings of Romulan incursions at Nelvana lll.
Komutan Tomalak, sizin de bildiğinize eminim ki... Nelvana III'teki Romulan istilasıyla ilgili uyarılara yanıt için buradayız.
I'm late, I've gotten two warnings already.
Geciktim. İki defa uyardılar.
- Warnings.
- Uyarılar.