Waters traducir turco
3,542 traducción paralela
Even after years of circling the same waters, it's possible to find a way to shore.
Yıllar boyu aynı sularda geziyor olsanız bile elbet bir gün sahile ulaşmanın yolunu bulursunuz.
Uh, Hiccup, I really hate to be the voice of doom, but we just crossed into Outcast waters.
Ah, Hiccup felaket tellalı olmaktan nefret ediyorum fakat biz şu an serseriler sularını geçtik.
And when the waters recede, new opportunities emerge.
Ve sular çekildiği zaman, yeni fırsatlar ortaya çıkmaktadır.
♪ On these waters ♪
♪ On these waters ♪
Its waters have powerful magical properties.
Sularının çok güçlü sihirsel özellikleri vardır.
It went the Indian Ocean in calms, one speck of white remains and waters called and Kelly grinned.
Hint Okyanusu sakinleştiğinde, belirir biri... Onun adı da güzeller güzeli Kelly.
Okay, I think I might have paddled into some deeper waters here.
Arı kovanına çomak soktum galiba.
The next day, with modifications complete, we were ready to enter the icy waters.
Ertesi gün, tamamlanan değişikliklerle, buz gibi sulara girmeye hazırdık.
How far is international waters from here?
Uluslararası sular buradan ne kadar uzaklıkta?
Trolling the waters, as they say.
Denizlerle savaşıyorsun, derler ya.
We should reach calmer waters by nightfall.
- Akşama Calmer sularına varmış oluruz.
We're in uncharted waters, my friend.
Bilinmeyen sulardayız, dostum.
See, I've asked him to help you out, navigating the waters and all.
Ondan sana yardımcı olmasını yol göstermesini falan istedim.
I told them about a well-armed drug boat in their waters.
Onlara karasularında iyi silahlı bir uyuşturucu teknesi olduğunu söyledim.
Well, he was lying, of course, to muddy the waters.
Red John söyledi. Suyu bulandırmak için yalan söylemiş tabii ki.
Come December, the waters roll.
Aralık ayının gelmesiyle sular kızışıyor.
From there, we board a freighter which will take us into international waters.
Oradan da bir yük gemisi bizi uluslararası sulara götürecek.
Waters from heaven, come down!
Cennetin suları, buraya gelin!
I've spent my entire life on Berk... climbed its hills, explored its forests, swam its waters.
Tüm hayatımı Berk'te geçirdim tepelerine tırmandım, ormanlarını keşfettim, sularında yüzdüm.
We're like those freaky six-legged frogs that they find in polluted waters.
Biz, şu kirli sularda buldukları... altı bacaklı kurbağalar gibiyiz.
Have you heard about those six-legged frogs they sometimes find in polluted waters?
Altı bacaklı kurbağaları hiç duymuş muydun? Bazen kirli sularda buluyorlar.
The Zeeland sailors weren't in Danish waters on the Thursday.
Zeeland'in denizcileri Perşembe günü Danimarka'ya henüz varmamışlardı.
- And you don't know where Mr. Waters is being stationed in Afghanistan?
- Ve siz Bay Waters'in Afganistan'da nereye atandığını bilmiyorsunuz öyle mi?
The witness, Ricky Waters, was transported back to the States on two-week leave, and is a mere 12 miles from here, in Northbrook.
Tanık, Ricky Waters, yalnızca iki hafta ayrılmasından sonra Amerika'ya geri transfer edildi ve buraya yalnızca 20 km uzaklıkta, Nortbrook'da.
Mr. Waters is being deployed to a military base that is directly in the line of fire, which is why he is granted the same protections from liability as every other soldier.
Bay Waters, direk olarak ateş hattında olan askeri bir üste görevlendirilmek için işe alındı ki, diğer her asker gibi sorumluluklardan aynı derecede yararlanmalarına izin verildi.
If it's true that Mr. Waters is subject to the military hierarchy, I will conclude that he and Martinel are immune to lawsuit.
Bay Waters'in askeri hiyerarşiye bağlı olduğu bir gerçek, o ve Martinel'in de davadan muaf olmasına hükmedeceğim.
Take, for example, this subpoena of the witness, Ricky Waters...
Mesela tanık Ricky Waters'in mahkeme celbini ele alalım.
The attempted rapist, Ricky Waters.
Tecavüzcülükle suçlanan kişi, Ricky Waters.
The witness, Ricky Waters, trains soldiers in counter-insurgency techniques.
Tanık, Ricky Waters, askerlere, ayaklanmaya karşı koyma teknikleri öğretiyordu.
Please make Mr. Ricky Waters available for questioning by... say, 3 : 00 this afternoon, or be subject to arrest.
Lütfen Bay Ricky Waters'e bu öğleden sonra saat 3'de sorgulanmak üzere hazır olmasını aksi taktirde tutuklanmaya maruz kalabileceğini hatırlatın.
Ricky Waters.
Ricky Waters.
Mr. Waters, thank you for taking the time - to speak to us today.
- Bay Waters, bizimle görüşmeye zaman ayırdığınız için teşekkürler.
What happened after that, Mr. Waters?
Ondan sonra neler oldu, Bay Waters?
- Near Captain Hellinger's and Mr. Waters'offices?
- Yüzbaşı Hellinger ve Bay Waters'in yanında?
Sergeant Compton's job depends on positive reports from Mr. Waters, his superior.
Çavuş Compton'un işi Bay Waters'dan yani amirinden gelecek olumlu raporlara bağlı.
I heard voices- - Captain Hellinger and - Mr. Waters arguing.
- Yüzbaşı Hellinger ve Bay Waters'in tartıştıklarını duydum.
Well, Mr. Waters wanted to have sex with Captain Hellinger.
Bay Waters Yüzbaşı Hellinger ile seks yapmak istiyordu.
I think he ripped her clothes and she kicked him, and then he called her a "bitch."
Sanırım elbisesini yırttı ve yüzbaşı da onu tekmeledi, Waters da ona "kaltak" diye bağırdı.
Well, like you said, Mr. Waters is kind of like... my boss.
Sizin de dediğiniz gibi, Bay Waters bir nevi benim patronum.
Mr. Waters'reserve deployment orders.
Bay Waters'in gizli atama emirleri.
And as you can see, Mr. Waters was officially called up to active duty as of that very same midnight.
Buradan da gördüğünüz gibi,... Bay Waters resmi olarak aynı gecede aktif göreve atanmış.
Mr. Waters attacked your client.
Bay Waters müvekkilinize saldırdı.
So when Mr. Waters first propositioned you, it was at the bar at the MWR?
Bay Waters ilk defa uygunsuz teklifi yaptığında, MSD'deki barda mıydınız?
Mr. Waters was an Army reservist at the time of the attack, and therefore is immune from liability.
Saldırı anında Bay Waters ordunun ihtiyatında bulunuyordu,... bu nedenle sorumluluktan muaf tutuldu.
Wrestled from the colossal squid of the northern waters.
Kuzey sularının büyük mürekkep balıklarından toplandı.
I thought you said these gorgeous, silvery waters were a bursting cornucopia of aquatic life.
Sanırım sen, bu gümüşi, muhteşem sularda, suda yaşayan büyük bir bereket patlaması olduğunu söylemiştin.
The legend says its waters hold the power to restore what was once lost.
Efsaneye göre gölün suları, bir zamanlar yitik olanı geri getirebiliyormuş.
But these waters have regenerative properties.
Fakat bu suların iyileştirici özellikleri var.
Well, even without the garbage spill, coastal waters can have over 240,000 parts per million of fecal coliform.
Saçılmış çöpler dışında, kıyı suları milyonda 240.000 civarında dışkı bakterisine sahip olabilir.
Avoiding extradition to France, he's taken to international waters.
Fransa'ya suçlu iadesinden kaçıyor uluslararası sulara açılmış.
- Yes. - Ricky Waters.
- Ricky Waters.
water 1797
waterloo 19
waterfalls 20
watermelon 24
waterford 37
waterboy 18
water under the bridge 69
water bottle 23
water running 52
water dripping 16
waterloo 19
waterfalls 20
watermelon 24
waterford 37
waterboy 18
water under the bridge 69
water bottle 23
water running 52
water dripping 16