We're going to be okay traducir turco
168 traducción paralela
We're still going to be okay.
Yine de sorun değil.
We're going to be okay, huh.
İyi olacağız, ha?
We're going to be okay.
Olsun, mesajımızı aldılar. Her şey yoluna girecek.
We're going to be okay.
Bize bir şey olmayacak.
- Okay, we're going to be upstairs studying if you need anything.
- Peki, bize ihtiyacın olursa yukarıdayız.
We're going to be okay.
Düzelecek.
We're going to be okay.
Herşey düzelecek.
Leo, just because Alvarez is going to be okay... doesn't mean we're going to be so lucky next time.
Leo, Alvarez'in iyi olacak olması... gelecek sefer bu kadar şanslı olacağımız anlamına gelmiyor.
We're going to be okay.
Sorun olmayacak.
Okay, fine. We'll go down there, but they're not going to be open.
Tamam, gidelim ama açık değildir.
We're going to be okay.
Her şey yolunda gidecek.
We're going to be married for a long, long time, okay?
Ömrümüzün sonuna kadar hep birlikte olacağız, tamam mı?
Okay, I'm probably going to. But you shouldn't automatically expect it... because if we're going to have the kind of relationship... that one day you're going to be making up these fantasies...
Pekala, bunu muhtemelen yapacağım ama bunu otomatik olarak yapacağımı sanma.
I'm going to warm up the car and we're going to be gone in two minutes, okay?
Arabayı ısıtmaya gidiyorum ve iki dakika içersinde gidiyoruz, tamam?
- But... "we're going to be friends, okay?"
Arkadaş olacağız, tamam mı?
Mr. Lizzio, why don't you sit down? We're going to be a while, okay.
Mr. Lizzio neden otur muyorsunuz?
We're going to be okay?
- İyileşecek miyiz?
Okay, so on tonight's agenda, we're going to be talking about hair removal, gait, and we'll do our pride walk, hormones, and voice pitch... Ladies, come on.
Pekla, yani bu geceki programımızda, saç kesimi, yürüyüş biçimi, hakkında konuşup en iyi yürüyüşümü gerçekleştireceğiz, hormonlar ve kullanma, kadınlar, haydi.
- I think we're going to be okay, Rick. - Yelina said you'd say that.
Başımızın çaresine bakabileceğimizi sanıyorum Rick.
Maybe we're not going to be together for the rest of our lives, but right now I'm in love for the first time and if I look at this tattoo 20 years from now, and it reminds me of how I feel today, I think I'll be okay with that.
Belki de hayatımızın geri kalanında birlikte olmayacağız ama şu an hayatımda ilk kez âşkı hissediyorum ve bundan 20 sene sonra bu dövmeye baktığımda bana bugün nasıl hissettiğimi hatırlatacak ve sanırım bu benim için iyi bir şey.
Cassy's going to be living with your dad and we're gonna be staying here, okay?
Cassy babanla yaşayacak, biz de burada kalacağız. Tamam mı?
and we're going to be running the same ad... one more time. Okay?
Bu baskıda da aynı ilanı bir kez daha basacağız, değil mi?
Okay, but we're not going to be able to use any of it.
Peki ama bu çekimi kullanamayacağız.
Okay, see... Once we're married, you're not going to be able to run away to your clubhouse anymore.
Evlendikten sonra bu şekilde kulüp evine kaçamayacaksın.
Okay, look, Alex, if you're saying that he's going to be gone forever, then we need to talk. Um... I read your letter.
Tamam, bak, Alex, eğer söylediğin buysa sonsuza dek gidecek diyorsam, o zaman konuşmamız lazım.
Okay, we're going to be okay.
- Clark. - Her şey yolunda. İyileşeceksin.
Okay, we're going to be in G here.
Tamam, burada sol kullanacağız.
We're all going to be okay.
İyi olacağız.
We're going to be okay, you guys.
Her şey yoluna girecek.
So we're going to be strong, stick together... and find ourselves a way out. Okay.
Tamam mı?
We're going to be okay.
Her şey düzelecek.
We're going to be okay...
Her şey düzelecek.
Okay, I reckon the promotional campaign for the first single is gonna be around 80 thou, yeah? For another 20 thou on that, we're going to have DJs, radio pluggers, stylists. Say what you got to say.
Hesabıma göre seksen bini, ilk solo albümün tanıtım kampanyasına geriye kalan yirmi binide Dj'lere, radyoya ve stilistlere harcarız.
Look, we're not going to pretend to be all liquid and soft, okay?
Bak, bunun içkiden ve şaşkınlıktan olmuş gibi davranmayacağız, tamam mı?
We're going to turn it off and you're gonna be okay.
Onu kapatacağız ve sen iyileşeceksin.
Look, don't worry, everything's going to be just fine, okay? We're going to get you out of here.
Hey endişelenmeyin her şey yolunda sizi dışarı çıkaracağız?
Listen to me, the more you can tell us about Todd, the sooner we're going to be able to find him, okay?
Bize onun hakkında ne kadar çok şey anlatırsan onu o kadar çabuk buluruz.
okay, we're going to be able to do this.
Tamam, bunu yapabiliriz..
We're going to figure out how to be a family, okay?
Aile olmanın bir yolunu bulacağız, tamam mı?
I think we're going to be okay.
Sanırım bunu düzeltebiliriz.
We're going to be okay.
Hayatımız çok güzel olacak.
Plan for tomorrow. 'Cause we swear to you you're going to be okay.
# Yarın için planlar yap,... # #... çünkü sana söz veriyoruz... # #... düzeleceksin. #
'Cause we swear to you you're going to be okay.
# Çünkü sana söz veriyoruz... # #... düzeleceksin. #
I think we're going to be okay.
Bence iyi olacağız.
Okay, it's not going to be long until ming knows we're here.
Tamam, Ming'in burada olduğumuzu öğrenmesi uzun sürmez.
And if we use our brains, then we're going to be okay.
Eğer bunu kullanırsak o zaman sırtımız yere gelmez.
We're going to be okay. We're in good hands.
Emin ellerdeyiz.
We're going to have to operate. Is he going to be okay?
Ameliyat etmemiz gerekecek.
We're going to be okay.
İyi olacağız.
We're going to take care of you. You'll be okay.
Seninle ben ilgileneceğim.
And if I find out you've been lying to us, well... we're not going to be as nice as we've been so far, okay?
Bize yalan söylediğini anlarsam bu kadar nazik davranmayacağız, tamam mı?