English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ W ] / We're going to do it

We're going to do it traducir turco

493 traducción paralela
If we're going to be generous, let's do it properly.
Eğer cömertlik edeceksek, bunu uygun bir şekilde yapalım.
We always talked about a vacation in the snow, now we're going to do it.
Bir tatile çıkmayı o kadar çok istiyorduk ki. Ve şimdi artık çıkacağız.
Just as I do. We're going to just stick here tonight until we get it right, even if it takes all night.
Yapacağımız şey bütün gece burada kalmamız bile gerekse bu işi düzgün yapmak.
If we're going to be that frank about it, I do.
Eğer bu kadar açık olacaksak, evet, istiyorum.
We came all the way out here to do a job, and we're going to do it.
Buraya görevimizi yapmaya geldik... - ve yapacağız da.
We're going to do it, Bart. This is my meat.
Yapacağız, Bart. bu benim besinim.
- We're going to do it.
Yapacağız.
If we go back to our books now and let you manage the land, you're going to do something terrible to it!
Kitaplarıma döneceksem ve sen de orada geçinip gideceksen bunun için korkunç şeyler yapmalıyız!
They got one in where it would do the most damage and we're going to lose the ship.
Bir torpido ile isabet aldık ve gemiyi kaybetmek üzereyiz.
And then, do it later on but that seems like such a hack's way of getting married, so we're going to drive up-state, or over to Jersey, or wherever it is that you do it, and do it.
Gerisini de sonra yapacaktık. Ama bu çok sıradan göründü, o yüzden... Jersey'e veya bu işler nerede yapılıyorsa oraya gidip... yapacağız.
There's another thing now if we're all going to be in here three or four days, close together like it might be a good idea if a certain party, not to mention no names was to do what he said he'd do.
Bir şey daha var. Hepimiz üç dört gün burada burun buruna kalacaksak... ismi lazım olmayan birinin yapacağını söylediği şeyi yapmasında... fayda var.
If we're not going to make love, why do you need to give me it?
Eğer sevişmeyeceksek bana neden para vermeyi gerekli görüyorsun ki?
We're going to do it the right way, from seeds.
Biz bunu doğal yolla, tohumlarla yapacağız.
Well neither do I, if we're going to do anything at all we must stop it!
Bende öyle, hiç bir şey yapmayacaksak bile en azından durduralım şunu.
We're going to do this play and we're going to do it right.
Bu gösteriyi yapacağız ve bunu doğru yapacağız.
We're going to take it, and they'll do their worst to keep us from taking it.
Onu alacağız. Bizi engellemek için herşeyi yapacaklar.
We must break the chain of events that led up to it and going out of here might be just what we're not supposed to do.
Olaylar zincirini içine sürüklendiğimiz zaman kırmamız gerekir ve buradan ayrılmak tam da yapmamamız gereken şey olabilir.
Go back and tell your pa we're going to do whatever we can, but it's up to him whether he gives up or not.
Geri dön ve babana söyle, elimizden geleni yapacağız ama pes edip, etmemek ona kalmış.
Sure, we're going to do it all legal, with receipts and everything.
Tabi, her şey yasal olacak, makbuzu, her bir şeyi.
If we're going to do this job, let's do it with some precision.
Bu işi biz yapsaydık, biraz daha hassas davranırdık.
We're going to try higher again, and if we get everybody to join in we'd appreciate it. It will do you no harm.
Daha yükseğe atacağız, ne kadar çok kişi katılırsa o kadar çok memnun olacağız.
Well, that's exactly what we're going to get. Unless I do something about it.
Görünüşe göre bakmamız gerekecek... eğer bir şeyler yapmazsam.
We're going to be apprehending very few rhinoceri but, if we do, I want to know that I'm going to be able to stop it
Çok fazla saldıran gergedanla karşılaşmayacağız ama karşılaşırsak da durdurabilceğimden emin olmak istiyorum
I think there is a chance to make it through this course and I think we're going to do it
Sanirim bu durumdan kurtulabilmek bir şans var ve bence biz başaracağız
Well, I know what to do, and we're going to do it.
Evet, ne yapılması gerekiyor biliyorum ve bunu yapacağız.
Son we have an ugly job to do but we're going to do it thorough.
Evlat yapmamız gereken pis bir iş var ama tamamlayacağız.
There's more search for awareness with black people... as to where we are and what has happened to us... and what we're going to do with it.
Βiz zencilerde, nerede οlduğumuz, bize neler οlduğu... νe bununla ilgili ne yapacağιmιz kοnusunda... daha fazla bilinçlenme arayιşι νar.
How're we going to do it?
NasıI yapacağız bu işi?
Vincent, I think we're going to do it.
Vincent, sanırım başaracağız.
We're going to do it together.
Onu birlikte yapacağız.
We're going to do it, right?
Başarmak üzereyiz, değil mi?
We're going to do it.
Başarmak üzereyiz.
Vote for Hal Phillip Walker! If there's any cleaning up done, we're going to have to do it.
Eğer yapılması gereken temizlik varsa bizim yapmamız gerekecek.
We're going to do it again.
Tekrar oynayacağız.
We're going to do it anyway Do it!
- Bunu nasıl olsa yapacaktık. - Yap hadi!
We've paid for that bridge and we're going to collect, but to do it, I need tank support.
Bu köprü için çok uğraştık ve şimdi meyvelerini toplayacağız, ancak önce, tank desteğine ihtiyacım var.
Then we're going to do it.
Daha sonra.
No, no, we're going to do it.
Hayır, hayır, bunu yapacağız.
We're going across that bridge... and you're going to guide me... because I can't do it alone.
Bu köprüyü geçeceğiz... ve sen bana rehberlik edeceksin... Çünkü tek başıma yapamam.
And we're going to do it!
Ve bunu yapacağız!
Now, let's do whatever it is we're going to do.
Yapmaya geldiğimiz şeyi yapalım artık.
All right, we're going to do it the scanner way.
Pekala, o zaman tarayıcıların yöntemiyle halledelim.
You know as well as I do, if we're going to stay in business if we're to remain filmmakers in any sense of the word we must shake off the rusty shackles of the past observe the present for what it is and the future for what it will become.
Benim kadar iyi biliyorsun ki, bu sektörde kalacaksak film yapımcısı olarak kalacaksak geçmişin paslı prangalarından silkinip kurtulmalı ne oldum diye günümüze, ne olacağım diye de geleceğe bakmalıyız.
We're going to do it.
Biz yapacagiz. Siz de yapabilirsiniz.
We're going to do it Friday.
Cuma.
Somebody out there knows exactly what we're going to do before we do it.
Dışarıdan birisi biz daha bir şey yapmadan ne yapacağımızı kesin olarak biliyor. Bu yüzden...
- We're going to do it right.
- Bu kez başarılı olacağız.
We're going to do it, Peg!
Başaracağız Peg.
We're going to do it, nobody can stop us.
Bunu yapacağız, kimse bizi durduramaz.
And we're going to do it all day today until we get this right.
Bugün de bütün gün bununla Uğraşacağız, ta ki başarana dek.
Well, if we're going to do it, we're going to do it by the book.
Bu işi yapacaksak kitabına göre yapacağız.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]