We've been friends for a long time traducir turco
54 traducción paralela
We've been friends for a long time, but I didn't want to come here tonight.
Uzun süredir arkadaşız, fakat bu gece buraya gelmek istemedim.
- Now, we've been friends for a long time...
- Bak, biz uzun zamandır arkadaşız....
Doc, we've been friends for a long time.
Doktor, uzun süredir tanışıyoruz.
You said we've been friends for a long time, Walter.
Uzun zamandır tanışıyoruz demiştin Walter.
Look, Caryl, we've been friends for a long time.
Bak Caryl, uzun zamandır arkadaşız.
Jennie, we've been friends for a long time.
Jennie, uzun zamandır dostuz.
You know, Evan, we've been friends for a long time.
Biliyorsun Evan, uzun bir süreden beri arkadaşız.
So we've been friends for a long time, right?
- Oldu.
We've been watching you for a long time - you and your friends -
Seni ve arkadaşlarını uzun zamandır gözetliyoruz.
We've been friends for a long time and now I'm afraid we've ruined that friendship.
Uzun zamandır arkadaşız ve şimdi, bu arkadaşlığı berbat etmekten korkuyorum.
And we've been friends for such a long time that I feel like I need to tell you something.
Ve uzun zamandır arkadaşız. Sana söylemek istediğim bazı şeyler var.
We've been friends and neighbors for a long time... and, um, I think there's something we need to talk about.
Uzun zamandır arkadaş ve komşuyuz. Ve konuşmamız gereken bir şey var.
And I know that we've been friends for, like, a really long time... but, uh, we were watching Barbarella on cable.
Biliyorum, bizler baya uzun bir zamandır arkadaşız... ama, şey biz şimdi kabloluda Barbarella izliyoruz.
We've been good friends for a long time now.
Uzun zamandır çok iyi arkadaşız.
We've been friends for a long time.
- Frank, yıllardır arkadaşız biz.
We've been friends for a long time now.
Uzun süredir dostuz.
I was going to come give you this big speech about how we've been... friends for a long time and built up trust, that whole thing.
Ben de sana gelip uzun zamandır nasıl bu kadar iyi arkadaş olduğumuzu ve birbirimize güvenmeye başladığımızı anlatan bir konuşma yapacaktım.
We've been friends for a long time... and I know you can be a stubborn man.
Çok uzun zamandır dostuz ve senin inatçı bir adam olduğunu biliyorum.
Jamie, we've been friends for a really long time, but I want to be more than that.
Jamie, çok uzun zamandır arkadaşız. Ama ben bundan fazlasını istiyorum.
We've been friends for a long time, plus I got with too many of her girls.
Çok fazla arkadaşıyla beraber oldum.
Eleanor, we've been friends for a long time...
Eleanor, uzun zamandır arkadaşız...
I mean, we've just- - we've been friends for a very long time.
Yani biz sadece- - Uzun süredir arkadaşız.
We've been friends for a long time.
Uzun zamandır arkadaşız.
We've been friends for a long time.
Uzun bir süredir arkadaşız.
I Iike EIi, and we've been friends for a very long time, and it's going to the next level.
Ben Eli'dan hoşlanıyorum ve uzun zamandır arkadaşız, ve bir sonraki aşamaya geçiyoruz.
We've been friends for such a long time.
Uzun zamandır arkadaşız.
You know, Fred, I've been thinking... we've been friends for a really long time.
Biliyor musun Fred, düşünüyordum da... Çok uzun zamandır arkadaşız.
You know we've been friends for a very long time.
Biz eskiden beri dostuz.
We've been friends for a long time, right?
Hatırlayabildiğim kadar uzun süredir, kanka.
We've been friends for a long time, Uriel.
Uzun zamandır dostuz Uriel.
We've been friends for a very long time, Hal.
Seninle çok uzun zamandır arkadaşız, Hal.
listen. We've been friends for a long time, yeah?
Dinle uzun zamandır arkadaşız değil mi?
We've been friends for a long time, and...
Çok uzun zamandır arkadaşız ve...
We've been best friends for a long time.
- Uzun zamandır birbirimizin en iyi arkadaşıyız. - Buna inanamıyorum.
We've been friends for a really long time.
Uzun zamandır arkadaşız.
- Yeah, we've been friends for a long time.
Uzun zamandır arkadaştık.
We've been talking about this for a long time. Maybe you should have told me earlier, you didn't know what the fucking word meant. We are friends Yanni.
Buun sonra konuşalım derim Arkadaşız biz ben zekiyim hepsi bu
We've been friends for a long time.
Uzun zamandır dosttuk.
We came across here from Krakow together and we've been friends for a long time.
İkimiz de buraya Krakow'dan geldik. Uzun süredir arkadaştık.
What did you say to her? We've been friends for a long time.
Uzun süredir onunla arkadaşız.
- We've been friends for a long time.
- Biz uzun zamandır arkadaşız.
Artie, we've been friends for a long time, so I'm just gonna ask, are you and Kitty an item?
Artie, uzun süredir arkadaşız, bu yüzden direkt soracağım. Kitty ve sen birlikte misiniz?
My family has been in New Orleans for a long time, Cami, even longer than yours, and we've learned it's a very hard city to get by in if you don't have any friends.
Ailem çok uzun zamandan beri New Orleans'da Cami, hatta senin ailenden bile uzun süredir. ... bu süre zarfında öğrendik ki eğer hiç arkadaşın yoksa burası yaşamını sürdürebilmek adına hiç de uygun bir yer değil.
Come on, man, we've been friends for a long time.
- Hadi ama dostum, uzun zamandır arkadaşız.
~ Amanda and I, we've been friends for a long time. ~ Not friends.
Çeviri : keremaci Twitter : @ keremaci
Amanda and I... ~ We've been friends for a long time. ~ No, you haven't. Not friends.
Amanda ve ben uzun süredir arkadaşız.
We've been friends for a long time.
- Seninle çok uzun zamandır dostuz.
It's just... well, we've been friends for a long time.
- Ondan değil de hayli vakittir dosttuk.
But we've been friends with each other for a long time,
Ama uzun bir süredir arkadaşız seninle.
We have been friends, uh, for a very long time, and there are a million reasons why I love you, but one of them, one of the biggest ones, is that you are always have been incredibly committed to making the most of your life.
Çok uzun süredir arkadaşız ve seni sevmemin milyonlarca nedeni var. Ama onlardan biri, en büyüklerinden biri, kendini inanılmaz şekilde hayatının çoğunda üretmeye adamış olman.
I mean, we've been friends for a long time and as far as I can see, it's all pretty much right here.
Yani uzun zamandır arkadaşız ama bildiğim kadarıyla hemen hemen göründüğü gibi.