We better get out of here traducir turco
206 traducción paralela
We better get out of here, Pero.
Buradan gitmeliyiz Pero.
I got a feeling we better get out of here.
Buradan gitsek iyi olur.
We better get out of here.
Hemen burdan dışarıya çıksak iyi olacak.
We better get out of here.
Buradan çıksak iyi olur.
We better get out of here.
Artık gitmemiz gerektiğini düşünüyorum! İyi fikir!
We better get out of here before somebody comes.
Biri gelmeden buradan gitsek iyi olur.
Listen, I think we better get out of here.
Dinle, buradan gitsek iyi olur.
THEN WE BETTER GET OUT OF HERE RIGHT NOW.
Bu gece çalışılacakmış. Beni alması için araba gönderiyorlarmış.
If we're going to have visitors, we better get out of here.
Madem misafirlerimiz geliyor, buradan çıksak iyi ederiz.
- We'll find out what it is, but we better get out of here ourselves.
- Öğreneceğiz. Fakat buradan çıksak iyi olur.
We better get out of here fast.
Çabucak buradan çıkıp gitsek iyi olur.
We better get out of here fast, come on, hurry up.
Buradan hemen kaçsak iyi olur. Hadi, acele edin.
We better get out of here, Dreems.
En iyisi biz gidelim Dreems.
We better get out of here before we both get in trouble.
Başımızı derde sokmadan önce ikimiz de buradan sıvışsak iyi olur.
We better get out of here.
Hadi gidelim artık.
- I think we better get out of here.
- Bence bir an önce buradan gitmeliyiz.
No. We better get out of here.
Gitsek iyi olur.
We'd better get out of here before they think to cut us off.
Bizi kesmeyi düşünmeden buradan gitsek iyi olacak.
- We'd better get out of here.
- Buradan çıkmalıyız.
We better vamoose out of here quick before the rest come to get the chief.
Şeflerini kurtarmak için gelmeden gitsek iyi olur.
We'd better get out of here.
Buradan gitsek iyi olacak.
The sooner we get out of here, the better.
Buradan ne kadar erken ayrılırsak o kadar iyi.
We'd better up-anchor and get out of here.
bence demir alıp burdan uzaklaşmalıydık.
I... I guess we'd better get out of here.
Ben... Sanırım, buradan gitsek iyi olur.
- We'd better get out of here quick.
- En iyisi hemen buradan çıkalım.
Come, we'd better get out of here.
Gelin, artık gitsek iyi olacak.
- Sounds like we'd better get out of here.
- Galiba buradan gitme vaktimiz geldi.
You better get him out of here before we all get into trouble.
Hepimizin başı derde girmeden önce onu hemen götür. Tamam.
We'd better get out of here.
Vay be! Bu bir canavar.
We better skedaddle and get that herd out of here.
En iyisi buradan tüyelim ve sürüyü hemen buradan götürelim.
From the way the wounded are pouring into this place we better get the hell out of here before we get caught up in the war.
Buradaki yaralı sayısının artışına bakılırsa savaşa yakalanmadan gitmemiz en iyisi olacak gibi.
Tomorrow there won't be any beards, so we had better try to get out of here.
Yarın sakal filan kalmayacak, O halde buradan tüymeliyiz.
We'd better get out of here!
Buradan gitsek iyi olur!
We'd better get out of here, come on.
Buradan gitsek iyi olacak, haydi.
We ´ d better get out of here.
Buradan çıksak iyi olacak.
Sooner we get out of here, the better it is.
Birazdan buradan çıkacağız, böylesi daha iyi.
Well, if it is, we all better get out of here together.
Eğer öyleyse, hep beraber buradan gitsek daha iyi olur.
We'd better get out of here.
Buradan çıksak iyi olur.
We'd better get moving out of here!
Buradan gitsek iyi olur!
Don't you think we better get the hell out of here?
Buradan gitmemiz gerektiğini düşünmüyor musun?
We'd better get out of here!
- Buradan gidelim!
Then we'd better get out of here.
O zaman buradan ayrılsak iyi olacak.
You'd better get your lily-white ass... out of here before we all get shot.
Hepimiz vurulmadan önce... o bembeyaz kıçını buradan uzaklaştırsan iyi edersin.
We'd better get out of here.
Buradan çıksak daha iyi olur.
I think we'd better get out of here.
Hadi artık gidelim.
We better get out of here before the others get here.
Diğerleri buraya gelmeden önce buradan gitsek iyi olur. - Nasıl?
We'd better get out of here.
Clark gidelim buradan.
Better get your mind off that dame and back on the job or we'll never get out of here.
Bırak şu kadını da işine bak, yoksa buradan asla çıkamayacağız.
- We'd better get out of here.
- Buradan gitsek iyi olacak.
We'd better get out of here.
Artık dönsek iyi olacak.
We better get him out of here.
Onu götürmeliyiz.