We both know that's not true traducir turco
105 traducción paralela
We both know that's not true, don't we?
İkimiz de bunun doğru olmadığını biliyoruz, değil mi?
We both know that's not true.
Bunun doğru olmadığını ikimiz de biliyoruz.
I think we both know that's not true.
Sanırım ikimiz de bunun doğru olmadığını biliyoruz.
Don't tell me it was to pick up your car, because we both know that's not true.
Sakın arabanı almak için geldiğini söyleme. Çünkü ikimizde bunun doğru olmadığını biliyoruz.
We both know that's not true, don't we?
İkimizde bunun doğru olmadığını biliyoruz
We both know that's not true, don't we?
İkimizde bunun doğru olmadığını Biliyoruz.Değil mi?
I think we both know that's not completely true.
Sanırım ikimiz de bunun tamamen doğru olmadığını biliyoruz.
We both know that's not true.
İkimiz de bunun doğru olmadığını biliyoruz.
We both know that's not true, and you have no choice anyway.
Bunun doğru olmadığını biliyoruz. Hem zaten başka seçeneğin de yok.
- I think we both know that's not true.
- Bunun doğru olmadığını biliyoruz.
Now we both know that's not true.
Bunun doğru olmadığını ikimiz de biliyoruz, değil mi?
You sound intelligent, and you certainly sound educated, and... we both know that's not true.
Zeki ve kesinlikle eğitimli birine benziyorsun ama. hepimiz bunun doğru olmadığını biliyoruz.
We both know... that's not true, don't we?
Bunun doğru olmadığını biliyoruz.
We both know that's not true.
Bunun böyle olmadığını ikimizde biliyoruz.
We both know that's not true.
Bunun doğru olmadığını ikimizde biliyoruz.
Yeah, we both know that's not true.
Evet ve her ikimiz de bunun doğru olmadığını biliyoruz.
Oh, honey, we both know that that's not true.
Tatlım, bunun doğru olmadığını ikimiz de biliyoruz.
- Well, we both know that's not true.
- İkimiz de bunun doğru olmadığını biliyoruz.
We both know that's not true, don't we? Eh?
İkimiz de bunu doğru olmadığını biliyoruz, değil mi?
We both know that's not true, because we're not talking about bullets or knives here, are we?
Bunun doğru olmadığını ikimiz de biliyoruz. Çünkü burada kurşunlar ya da bıçaklarla ilgili konuşmuyoruz, değil mi?
We both know that's not true.
İkimizde bunun doğru olmadığını biliyoruz.
- We both know that's not true, so let's start with the facts, shall we, and...
- Bunun doğru olmadığını biliyoruz... -... gerçeklerden konuşalım mı?
Oh, we both know that's not true.
- Sevgi her şeyi tamir eder. - Bunun doğru olmadığını ikimiz de biliyoruz.
And that I wanted it too, But, Cole, we both know it's not true.
Özel olmasını da istedim ama Cole, ikimiz de biliyoruz, doğru değil bu.
But we both know that's not quite true.
Ama ikimizde bunun çok doğru olmadığını biliyoruz.
I think we both know that's not true.
Bunun doğru olmadığını ikimiz de biliyoruz bence.
Don't, Jack. We both know that's not true.
Bunun doğru olmadığını, ikimiz de biliyoruz, Jack.
Ah, now stop. Now we both know that's not true.
Orada dur, bunun doğru olmadığını ikimiz de biliyoruz.
I think we both know that's not true.
Yalan söylediğini ikimiz de biliyoruz.
We both know that's not true.
İkimizde biliyoruz, bu gerçek değil.
Well, we both know that's not true.
İkimiz de bunun doğru olmadığını biliyoruz.
Now we both know that's not true.
İkimiz de bunun doğru olmadığını biliyoruz.
Oh, we both know that's not true.
Bunun doğru olmadığını ikimiz de biliyoruz.
I think we both know that's not true.
- İkimiz de bunun doğru olmadığını biliyoruz.
But we both know that's not true.
Ama ikimizde bunun doğru olmadığını biliyoruz.
Well, we both know that's not true.
Bunun doğru olmadığını ikimiz de biliyoruz.
We both know that's not true either.
İkimiz de bunun da doğru olmadığını biliyoruz.
"Mitigating" means that, um, your father had a reason to commit murder, such as Danny Chaidez tried to rape you, which is what you told him, even though we both know that's not true.
- Hafifletici demek, babanın cinayet işlemek için bir nedeni vardı,.. ... Danny Chaidez'in sana tecavüz etmeye çalışması gibi, ki sen öyle dedin, her ne kadar ikimiz de bunun doğru olmadığını bilsek bile.
and we both know that that's not true.
Ben "hayır" diyeceğim ve ikimiz de bunun doğru olmadığını bileceğiz.
Now we both know that's not true.
Bunun doğru olmadığını ikimiz de biliyoruz.
Your wife thinks you've been helping us with... but we both know that's not true.
Karın bizimle işbirliği yaptığını düşünüyor ama ikimizde bunun gerçek olmadığını biliyoruz.
I'd love to tell you that I was gonna come down to the police station and bail you out but we both know that's not true.
Karakola gelip seni çıkaracağımı söylemek isterdim... ama ikimiz de böyle olmayacağını biliyoruz.
- We both know who controlled the gas! - That's not true.
- Gazı kimin kontrol ettiğini biliyoruz!
I think we both know that that's not exactly true.
Bence ikimiz de bunu doğru olmadığını biliyoruz.
- We both know that's not true.
- Bunun doğru olmadığını ikimiz de biliyoruz.
Well, you can say that, But we both know it's not true.
İstediğin kadar öyle diyebilirsin ama ikimiz de bunun doğru olmadığını biliyoruz.
We both know that's not true, but it's sweet of you to say.
İkimiz de bunun doğru olmadığını biliyoruz ama söylemen çok ince bir davranış.
We both know that's not true.
Bunu doğru olmadığını ikimiz de biliyoruz.
We both know that's not true.
Bunun doğru olmadığını ikimiz de biliyoruz!
But we both know that's not true.
Bunun doğru olmadığını ikimiz de biliyoruz.
Come on, we both know that's not true.
Yapma, ikimiz de bunun doğru olmadığını biliyoruz.