We can't just sit here traducir turco
145 traducción paralela
- We can't just sit here!
- Böyle oturup kalamayız.
- We can't just sit here and do nothin'!
- Hiçbir şey yapmadan öylece oturamayız!
- We can't just sit here, sir.
- Burada oturup bekleyemeyiz.
- We can't just sit here.
• Burada sadece oturamayız.
Now, if there'd been trouble, they should've at least managed - to get word back to us. - Well, we can't just sit here.
Başları dertteyse de, en azından bize bir işaret gönderebilmeyi başarmalıydılar.
We can't just sit here like this.
Burada böyle oturamam.
Well, why we can't sit here. Sit here and... Just sit here quietly while we ride to the top of the mountain.
Neden burada sessizce oturup dağa tırmanmıyoruz?
We just can't sit here all day.
Bütün gün burda böyle oturamayız.
We can't just sit here forever.
Sonsuza kadar böyle oturamayız.
Why can't we just sit on this log and look at the ugly old rock from here?
Neden sadece bu kütüğün üzerine oturup... çirkin yaşlı kayayı buradan izlemiyoruz?
- We can't just sit here.
- Burada öylece oturamayız.
We can't just sit here.
- Burada böyle bekleyemeyiz.
We can't just sit here.
Öylece oturamayız.
Well, we can't just sit up here and look like a bunch of dummies.
- Pekala, burada öylece bir avuç aptal gibi oturup bekleyemeyiz.
We can't just sit here.
Burada öylece oturamayız.
We can't make that poor fella just sit here all night.
Bütün gece Bob'u burada oturtamayız.
We can't just sit here.
Burada öylesine oturamayız.
We can't just sit here and wait.
Burada öylece oturup bekleyemeyiz.
I don't understand why we can't just sit here without touching each other.
Anlayamıyorum, neden birbirimize dokunmadan oturamıyoruz.
Well, we can't just sit here and let it happen.
Burada oturup bunun olmasına izin veremeyiz.
We can't just sit here.
Bir şey yapmalıyız.
Once we call the First Ones in, we won't have anything left to fall back on, but... I can't just sit here and let... 6 billion people be murdered for being in the wrong place at the wrong time.
İlkler'i çağırırsak takviye gücümüz kalmayacak ama hiçbir şey yapmadan oturup 6 milyar kişinin yanlış zamanda yanlış yerde oldukları için katledilmesine izin veremem.
We can't just sit here and do nothing.
Burada, hiçbir şey yapmadan, öylesine oturamayız.
Well, we can't just sit here and eat Kroff dinner and let Canada be overrun by the Turks.
Kanadayı Türkler istila ederken burada böylece oturup Kroff Dinner yiyemeyiz.
- Well we can't just sit here.
- Burada böyle oturamayız. - Elbette otururuz.
- Well we can't just sit here.
- Böyle oturamayız.
Come on. We can't just sit here waiting for death.
Hayır, hadi ama burada oturup ölümü bekleyemeyiz.
Can't we just... sit here and behave like normal human being people?
Burada oturup normal insanlar gibi davranamaz mıyız?
Can't we just sit here for a little while and talk, Joel?
Burda oturup, biraz konuşamaz mıyız, Joel?
Sir, we can't just sit here and do nothing. You know.
Burada öylece oturup kılımızı bile kıpırdatmadan duramayız, beyefendi.
We can't just sit here and eat these fucking carrots!
Bir şeyler yapmamız lazım.
We can't just sit here and do nothing!
Burada hiçbir şey yapmadan oturamayız!
We can't just sit around here... waiting for us all to end up like that! What?
Burada oturup hepimizin sonunun böyle olmasını bekleyemeyiz.
- We can't just sit here.
- Burada duramayız.
Well, we can't just sit here and do nothing while they take over Fair Haven.
Pekâlâ, onlar Fair Haven'ı alırken, burada hiçbir şey yapmadan oturamayız.
We can't just sit here!
Öylece duramayız.
We can't just sit here.
Böylece oturamayız.
We can't just sit around here and wait to be attacked.
Burada oturup saldırıya uğramayı bekleyemeyiz.
We can't just sit around here anymore.
Artık burada oturup duramayız.
We can't just sit around here with our tails between our legs while they try to fence us in from all sides!
Kuyruklarımızı bacaklarımızın arasına sıkıştırıp oturamayız burada onlar bizi çepeçevre kuşatmaya çalışırken!
- Pilot, we can't just sit here.
- Pilot, burada böylece oturamayız.
We can't just sit here.
Burada böylece oturamayız.
We can't just sit here and hope he succeeds.
Burada öylece oturup başarılı olmasını bekleyemeyiz.
- We can't just sit here. - We wait for Cuervo.
- burda böyle bekleyemem.
We can't just sit here.
Burada bekleyemeyiz.
We can't just sit here twiddling our thumbs.
Parmaklarımızı oynatarak burada oturamayız.
We know what would happen here, you can't just sit by.
Burada ne olacağını biliyoruz. Sadece oturup bekleyemezsin.
OK, look, we can't just sit here.
Bak, burada öylece oturamayız.
Well, we can't just sit here and wait then, can we?
Burada öylece oturup bekleyemeyiz, değil mi?
We're out here. You can't just sit here. Here you go.
Burada öylece oturamazsın.
We can't just sit here and not say anything.
Tek kelime etmeden burada oturamayız.