English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ W ] / We can't leave him here

We can't leave him here traducir turco

135 traducción paralela
We can't just leave him here...
Onu burada bırakamayız.
I don't mean we can leave him here in this desert to die.
Onu çölde ölüme terk edelim diye söylemedim.
We can't leave him here in the windowseat.
Onu sandığın içinde bırakamayız.
Well, we can't leave him here.
Hiç değilse burada bırakmayalım.
He ain't gonna leave the mouth of the cave unless we can draw him in here somehow.
Bir şekilde onu buraya çekemezsek asla mağaranın girişinden ayrılmaz.
I mean, we can't just leave him here.
Demek istediğim, onu burada bırakamayız.
- But we can't leave him here.
- Ama burada da bırakamayız.
- We can't leave him here.
- Onu burada bırakamayız.
This guy is not reliable, we can't leave him here Where's he now?
bu adam sadık değilmiş, işini bitirin nerde şimdi?
We can't leave him here.
- Hayır, bırakabiliriz.
- We can't just leave him here.
- Onu böyle bırakıp gidemeyiz.
But we can't leave him lying here.
Ama onu burada bırakamayız.
Okay, we can climb over'em and leave him here... or we can stay here and try and keep him alive.
Tamam, tırmanabilir ve onu burada bırakabiliriz ya da burada kalıp onu hayatta tutmaya çalışabiliriz.
We can't leave him here if there's even a chance he's alive.
Yaşaması için en ufak bir umut bile varsa onu burada bırakamayız.
We can't leave him. Wait here, my prince.
- Onu burada bırakamayız.
We can't just leave him here.
onu burada birakamayiz.
We can't just leave him here.
Onu burada bırakamayız ki.
We can't leave him here.
Onu burada bırakamayız.
Captain, we can't leave him here.
Kaptan, onu burada bırakamayız.
We can't just leave him here.
Onu burada bırakamayız.
We can " t just leave him here.
- Onu bırakamayız. - Hayır dedim.
We can't leave Shak'I here and we can't get him back to the gate, without running in to Apophis.
Shak'l'ı burada bırakamayız ve onu geçide götüremeyiz, Apophis'le karşılaşmadan.
- No, we can't leave him here.
- Hayır, onu burada bırakamayız.
- We can't just leave him here!
- Onu burada bırakamayız!
- We can't just leave him here. - Morris...
- Onu öylece burada bırakamayız.
- We can't just leave him here.
- Onu arkamızda öylece bırakamayız.
We can't just leave him here. - Why not?
Onu burada bırakamayız.
Can't we ask him just to leave the bottle here?
Şişeyi bırakmasını isteyemez miyiz?
We can't just leave him here.
Burada öylece bırakamayız.
- We can't leave him here like this.
Onu burada bu şekilde bırakamayız.
Here it goes. " We can't just leave him here to stake himself.
İşte başIıyor. " Onu burada bırakamayız. Kendini yok eder.
WELL, WE CAN'T JUST LEAVE HIM HERE.
Bütün yolu onu görebilmek için geldim...
But we can't leave him out here.
Ama onu burada bırakamayız. Gidecek bir yeri yok.
But we can't leave him here...
Ama büyükbabayı burada bırakamayız...
We can't leave him here like this.
Onu, burada böyle bırakamayız.
- We can't leave him here.
- Onu, burada bırakamayız.
We can't just leave him here for the Caddy or the cold.
Onu, Cadillac dakilere ve soğuğa bırakamayız.
We can't leave him alone here.
Onu burada tek başına bırakamayız.
We can't leave him here.
Onu burada bırakamayız. Geri geleceğiz.
We can't leave him here.
Odamı dilediğim gibi tutmak isterim.
- Adam, we can't leave him here.
- Adam, onu burada bırakamayız.
Miss Donovan, until we figure out what is going on here or who did this, nobody can leave the school. I didn't kill him.
- Onu öldürmedim.
We can't just leave him here.
Onu burada bırakamayız!
Wait, we can't just leave him here.
Bekleyin. Onu burada bırakamayız.
We can't just leave him here to die.
Onu burda ölüme terk edemeyiz.
We can't just leave him out here.
Onu burada bırakamayız.
Well, Richard, we can't leave him here.
Richard, onu burada bırakamayız.
- We can't leave him here.
- Onu burada yalnız bırakamayız.
We can't just leave him here, can we?
Onu böyle bırakamayız. Değil mi?
We can't just leave him layin'here, Jack.
Onu boyle yerde birakamiyiz, Jack.
We can't leave him just like... you want to stay here?
Onu burada böylece bırakamayız. Burada mı kalmak istiyorsun?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]