We can't trust him traducir turco
110 traducción paralela
He's sly so we can't trust him even if we cross into Hayakawa.
Adam tilki gibi kurnaz, bu yüzden Hayakawa'yı geçsek bile güvenemeyiz.
_ We can't trust him, Will.
- Ona güvenemeyiz Will.
Well I knew that we can't trust him.
Senin şahitlerine neden güveneyim!
I still don't know if we can trust him, Mr. Frodo.
Ona güvenebileceğimizden hala emin değilim Bay Frodo.
We can't trust him, he's one of them.
Ona güvenemeyiz, onlardan biri.
I don't think we can trust him ;
Gao Yao'na güvenmiyorum!
We can't trust him, me and you.
Ona güvenemeyiz sen ve ben.
I don't know. Uh, you think we can trust him?
Bilemiyorum.Sizce ona güvenebilir miyiz?
- We can't trust him.
- Ona güvenemeyiz.
If he doesn't try it, we'll know we can trust him.
Böyle bir şey yapmazsa ona güvenebiliriz demektir.
Chakotay, we can't trust him.
Chakotay, ona güvenemeyiz.
I don't think we can trust him anymore.
Ona güvenebileceğimizi sanmıyorum.
And until we do, we can't trust him.
Ve öğrenene kadar, ona güvenemeyiz.
I don't think we can trust him. Well, I don't think we can trust Shura.
Ona güvenebilirmiyiz bilemiyorum bizim Shura'ya güvenebildiğimizi düşünemiyorum
But now he`s gone, and we`re gonna need somebody that he can trust... who`ll stay close to him and won`t look suspicious.
Ama şimdi o gitti. Ona yakın olacak ama şüphe çekmeyecek birine ihtiyaç var.
Warren, I don't think we can trust him.
Warren, ona güvenemeyiz.
We can't trust him.
Ona güvenemeyiz.
- If we can trust him with a pen.
- Bu arada kayıt evrakını doldursun.
We can't trust him any more.
Ona daha fazla güvenemeyiz.
We were partners once, He and I you can, t trust him... you can say what you want...
Eskiden ortaktık. O ve ben. Ona güvenemezsin.
Jet's very smooth, but we can't trust him.
Jet çok pürüzsüz, ama ona güvenemeyiz.
Don't you understand? We can't trust him.
Anlamıyormusun?
Well, we'll pick `em up on the way, and I hope you've got us a real Jumper pilot because I don't trust him and I can't fly the damned thing in a straight line.
Onları yolda alırız ve umarım bize gerçek bir Jumper pilotu ayarlamışsındır çünkü ona güvenmiyorum ve ben lanet şeyi düz bir çizgide uçuramıyorum.
we can't trust him.
Ona güvenemeyiz.
We can't trust him.
Ona güvenemeyiz o zaman.
We can trust him. You don't want to jeopardize everything!
Ona güvenip her şeyi bir anda tehlikeye atamayız.
We can't trust he'll give us the component, whether we give him the boy or not.
Çocuğu ona teslim edersek, parçayı bize geri verip vermeyeceği konusunda ona güvenemeyiz.
We can't trust he'll give us the component, whether we give him the boy or not.
Çocuğu ona versek bile parçayı teslim edip etmeyeceği konusunda ona güvenemeyiz.
I know we can't trust him, not completely, but what I don't know, is whether or not it's worth the risk to play along with him, at least for a little while.
Ona güvenemeyeceğimizi biliyorum, en azından tamamen,.. ... ama bilmediğim şey onunla bir süreliğine beraber çalışmak riskine değip değmeyeceği.
And I said, " No, we can't trust him.
Ben de şöyle dedim : " Hayır güvenemeyiz...
We can't trust him
Ona güvenemeyiz.
We just can't trust him.
- Ona güvenemeyiz.
I don't think we can trust him to go through with it.
Bu işte O'na güvenebileceğimizi sanmıyorum.
"The INR says we can't trust him." We're disputing our own intelligence.
"INR, ona güvenemeyeceğimizi söylüyor." Kendi istihbaratımızla ters düşüyoruz.
We can't trust him.
Bu herife güvenemeyiz!
We don't know if we can fully trust him yet.
Henüz ona güvenip güvenemeyeceğimizi bilemiyoruz.
No, we can't trust him anymore.
Hayır, ona artık güvenemeyiz.
You don't need to go. I've sent him to someone we can trust.
Onu güvenebileceğimiz birine yolladım.
I told you we can't trust him
Onlara güvenemeyeceğimizi sana söylemiştim.
Zedd, once we give Rahl his new body, we can't just trust him to bring us the scroll back.
Zedd, Rahl'a yeni vücudunu verdikten sonra bize parşömeni verip vermeyeceğini bilemeyiz.
We go to Paris with Carrie and get our heart broken, and then Mr. Big shows up, we don't know if we can trust him again.
Carrie ile Paris'e gidiyoruz ve kalbimiz kırılıyor ardından Bay Big geliyor ve ona yine güvenip güvenemeyeceğimizi bilmiyoruz.
We can't trust him.
Güvenemeyiz buna.
How can we ask the patient to trust us after we tell him he can't trust us?
Hastalara bize güvenemezsiniz dedikten sonra bize güvenmelerini nasıl isteriz?
After the news about his affair with Yvonne Kjær, we can't trust him
Yvonne Kjaer'le ilişkisi ortaya çıkmışken ona güvenemeyiz.
Don't worry, we can trust him.
- Endişelenme, ona güvenebiliriz.
There's something strange about Angel, we can't trust him and I think Carlos should know right away.
Angel ilgili garip birşeyler var, ona güvenemeyiz ve hemen Carlos'un bilmesi gerektiğini düşünüyorum.
- We can't trust him!
- Ona güvenemeyiz!
- We can't trust him, Erica.
- Ona güvenemeyiz Erica.
We can't trust men like him.
Onun gibilerine güvenemeyiz.
If we can't trust Jake, then I think we're stronger without him.
Jake'e güvenemezsek onsuz daha güçlü oluruz.
Now we can't do anything I trust him and his talent
Şimdi bir şey yapamıyoruz. Ona ve yeteneğine güveniyorum.
we can't 1514
we can't leave 63
we can't afford it 60
we can't give up 27
we can't do anything 50
we can't do it 50
we can't wait 112
we can't stop 49
we can't get out 36
we can't have that 76
we can't leave 63
we can't afford it 60
we can't give up 27
we can't do anything 50
we can't do it 50
we can't wait 112
we can't stop 49
we can't get out 36
we can't have that 76