We know what to do traducir turco
1,925 traducción paralela
So that's nice to know. Now what are we going to do?
Güzel.Şimdi ne yapıcaz?
I'm sure we'd all like to know what you plan to do with us and this city.
Hepimiz bizimle ve bu şehirde ne yapacağını bilmek istiyoruz.
And he's going to want to know what I think we should do.
Ne yapılması gerektiği konusunda benim fikrimi öğrenmek istiyor.
We didn't know what to do wit'her, if'n she was gonna live or die.
Onunla ne yapacağımızı bilmiyorduk yaşayıp yaşamayacağı bile belli değildi.
You know what we would do to you for the sake of the baby.
Bebeğin iyiliği için sana neler yapabileceğimizi biliyorsun değil mi?
What is going to happen with the baby? Do we know?
Bebeğe ne olacak, biliyor muyuz?
But if we're going to come out swinging, what we need to do is have a recognisable face, you know?
Şaşaalı bir şekilde ortaya çıkacaksak ihtiyacımız olan şey, tanınan bir yüz.
I want to know what we're going to do to get the business back.
İşleri geri almak için ne yapacağımızı bilmek istiyorum.
I know what we need to do.
Yapmamız gerekeni biliyorum.
I don't know what we ought to do
Ne yapmamız gerektiğini bilmiyorum.
Do you know what happens to you if we don't go back?
Biz geriye dönmeseydik sana ne oluyor, biliyor musun?
As we go back to HK, I know what I should do.
Hong Kong'a dönünce, ne yapmamız gerek biliyorum.
So, what do you say we get to know each other a little bit better?
Birbirimizi daha iyi tanımaya ne dersin?
- You know what we do to murderers who ride up into our country?
- Sen ne yaptığını biliyorum Katiller için kim kadar ülkemizin içine sürüyoruz?
- What do you want Axle? Steve, we live in a world where parents are so paranoid... their children to lose they even want them on a leash... but just to know where they are.
Steve, üzerinde yaşadığımız dünyada çocuklarını kaybetme korkusuyla... ebeveynler öyle paranoyaklaşmışki onlara tasma takacak duruma gelmişler
We better waste him. I know what to do.
Onu ben ikna ederim.
But what I do know now is Pickar would like to see him dead. And he wouldn't mind if we go too.
Ama bildiğim şey, Pickar'ın, adamın ölüsünü istediği... ve eğer biz de gidecek olursak umrunda olmaz.
And I just think, you know, I'm so ready to be out and start my life again, and well, so what- - you know, what-what-what can we do to make that happen?
Şimdi kendimi dışarı çıkmaya ve hayata tekrar atılmaya hazır görüyorum. Peki bunu gerçekleştirmek için ne yapabiliriz?
What we do, you know, the shit that we carry with us from one life to the next, maybe there's a plan that includes all of us- - you and me and my grandparents, and we just don't know it.
Yaptıklarımızı, yaşadıklarımızı bir hayattan başka bir hayata taşırız. Belki de hepimizin de içinde olduğu bir plan vardır senin, benim ve dedemlerin de içinde olduğu ve bunun farkında bile değilizdir.
You know, whether we're married or not, we still have to do what's best for the kids.
Evli olsak da olmasak da, hâlâ çocukların yararını gözetmeye mecburuz.
Listen, guys, I don't know how to do this yet. But what I do know is we have got a heavy crew.
Çocuklar, bunu nasıl kotaracağımızı bilmiyorum, ama şunu biliyorum ki çok sağlam bir ekibimiz var.
He's still bleeding. We don't know what to do.
Hâlâ kanaması var, ne yapacağımızı bilmiyoruz.
Need to know what before we do anything rash.
Acele bir şey yapmadan önce ne olduğunu bilmeliyiz.
They already know what we're trying to do.
- Ne yapacağımızı biliyorlar.
There's no time to talk, but if you know what we need to do, if you know how we stop that thing from leaving the island without blowing that plane up, let's hear it.
Konuşacak vakit yok. Ama ne yapmamız gerektiğini, o uçağı havaya uçurmadan o şeyin adadan ayrılmasına nasıl engel olacağımızı biliyorsan anlat hepimiz duyalım.
I know what we need to do.
Ben ne yapmamız gerektiğini biliyorum.
He doesn't--he doesn't know what we need to do next.
Ne yapmamız gerektiğini bilmiyor.
I had to - Look, Mike, I know you did what you had to do, But we got a situation here.
Bak Mike, yapman gerekeni yaptığını biliyorum, ama burada, bir sorunumuz var.
We know what we have to do.
Ne yapmamız gerektiğini biliyoruz.
I'm not gonna tell you what to do because we both know that doesn't work.
Ne yapman gerektiğini söylemiyorum. Çünkü, ikimiz de işe yaramayacağını biliyoruz.
We don't understand a word he says, my brother told her to leave him many times, do you know what was her reply for it?
Ne olduğunu? bizde anlamadık Kardeşim ona bir çok kez yapması gerekeni anlattı,
do we know what happened to him yet?
Ona ne olduğunu biliyor musunuz?
We didn't know what to do.
Ne yapacağımızı bilemedik.
We just really didn't know where to go or what to do so... we ended up back at Baze's bar.
Nereye gideceğimizi veya ne yapacağımızı bilmiyorduk. Bu yüzden Baze'in barına geri geldik.
Do you know what, I think we should be heading to that telethon.
Aslına bakarsan, bence programa gitmeliyiz.
Now the rock is missing, the rock is growing and we don't know what to do.
Şimdi o kayalar büyüyor ve ne yapacağımızı bilemiyoruz.
We have to start planning what we're gonna do for... You know who.
Neler yapacağımızı bir an önce planlamamız gerekiyor.
We're... we're supposed to know what to do.
Çok özür dilerim.
We've had our house on the market for a year, and neither one of us know what to do about the dog,'cause we both hate it.
Bir yıldır evimiz satılık ve ikimiz de köpeği ne yapacağımızı bilmiyoruz çünkü ondan nefret ediyoruz.
- to get to know her. - Our husbands are in there pooling together their dollar bills. What more do we need to know?
Kocalarımız içeride, banknotları bir araya getiriyor daha bilecek ne var ki?
Well, I know it's not what you would choose to do but Chuck bought a table. We can celebrate this weekend.
- Doğum gününde bunu yapmak istemezsin ; ama Chuck bize masa ayırtmış, doğum gününü bu hafta kutlayabiliriz.
You know what we have to do here.
Ne yapmamız gerektiğini biliyorsun.
Either because this is just a dream, or because they know what we're about to do.
- Ya bu rüya oldugu için,... ya da ne yapmak üzere oldugumuzu biliyorlar.
I don't know what we fathers are going to do.
Biz babalar ne yapacağız bilmiyorum.
We didn't know what else to do.
Ne yapacağımız bilmez durumdaydık.
I think we both know what we have to do. Yep. Mom, dad, if things go south today,
Söylemekten nefret ediyorum Mike ama durumumuza bakılırsa sanırım ne yapmamız gerektiğini ikimiz de biliyoruz.
We'd go out, do what had to be done, man up, you know?
Çıkıyor yapılması gerekenleri yapıyorduk. Cesaretli bir şekilde, anlarsın ya.
You know what we need to do?
Ne yapmamız lazım biliyor musun?
We know what you're planning to do to him.
Ona ne yapmayı planladığını biliyoruz.
Without the scroll, we won't know what to do with the Stone.
Talimatlar olmadan Gözyaşı Taşı'yla ne yapacağımızı bilemeyiz.
Does he know what we have to do with the Stone once we get it there?
Oraya gittiğimizde Taş'la ne yapacağımızı biliyor mu?