We need to work together traducir turco
151 traducción paralela
That's why we need to work together to prevent it from happening.
Öyleyse, bunların olmaması için birlikte çalışmamız lazım.
We need to work together like a well-oiled machine.
Tıkır tıkır işleyen bir makine gibi birlikte çalışmalıyız.
We need to work together.
Beraber çalışmamız lazım.
If we're going to make it, we need to work together.
Bunu başarmak istiyorsak, birlikte çalışmamız gerekecek.
You've all but given up! We need to work together here!
O da profesyonel bir tenis oyuncusu.
We need to work together.
Birlikte çalışmamız gerekiyor.
We can get Heller and Audrey out of there, but we need to work together.
O da ben olmalıyım. Erin, dinle beni. Heller ve Audrey'i oradan çıkarabiliriz, ama beraber çalışmamız gerekiyor ve bunu hemen başlatmamız gerekiyor.
Yes, the pirate is right. We need to work together.
Evet, korsan haklı beraber çalışmalıyız.
We need to work together...
Birlikte çalışmamız gerek...
If you and I are gonna get through this alive, we need to work together.
- Kayıt için geldiler! Buradan sağ çıkmak istiyorsak... işbirliği yapmamız gerekiyor.
We need to work together.
Birlikte çalışmak zorundayız.
We need to work together.
Bunu beraber yapmalıyız.
We need to work together if we're gonna do what's best for him.
Onun için en faydalı olanları yapacaksak, işbirliği içinde olmamız lazım.
But the world's at stake and we need to work together to survive.
Fakat Dünya tehlikede ve hayatta kalmak için beraber çalışmalıyız.
We need to work together.
Bu işte beraberiz.
That means we need to work together. Come on, buddy.
Bu birlikte çalışmamız anlamına geliyor.
Guys, we need to work together.
Çocuklar, yapmayın. Beraber çalışmamız lazım.
We need to work together.
birlikte çalışmalıyız.
Listen, I'm doing everything I can, but I've hit a brick wall, and we need to work together to get out of this.
Dinle, elimden geleni yapıyorum,... fakat taş bir duvara tosladım ve bunu aşmak için birlikte çalışmamız gerek.
We need to work together as a team.
Bir takım hâlinde hareket etmeliyiz.
Now despite how you did things in the past, We need to work together.
Artık geçmişte işleri nasıl hallettiğinden ziyade birlikte çalışma fikrini değerlendirmeliyiz.
We need to work together.
Beraber çalışmalıyız.
Now that you've been activated as Spy Kids, you are part of an elite team, and we need to work together, like Juni said.
Casus çocuklar olarak devreye sokulduğunuza göre seçme bir ekibin üyesisiniz, ve Juni'nin dediği gibi birlikte çalışmalıyız.
If we work together, we don't need the command codes to beat them.
Eğer birlikte hareket edersek, onları yenmek için, kodlara ihtiyacımız olmayacaktır.
We really, really, really need to work together. - Exactly.
Gerçekten, gerçekten birlikte hareket etmemiz lazım.
The fact ofthe matter is, we need to work this out together.
Bu işi birlikte çözmemiz gerekiyor.
But we all need to work together.
Ama hep birlikte çalismamiz lazim.
It's about understanding that we have a Iot of work to do, but we need to do it together.
Yapacak çok şeyimiz olduğunu, ama birlikte yapmamız gerektiğini anladığımız için böyle.
We need all three sisters together for my spell to work.
Hepimiz üç kız birlikte çalışmak benim yazım için gerekir.
I think an election should be about the town, about what we need... and how we can work together to get things done.
İhtiyacımız olan şeylerle ilgili olmalı ve sorunları çözmek için beraberce çalışmakla.
We just need to work together.
Sadece beraber çalışmamız gerekiyor.
- We all need to sit down together... -... and work it out with a counselor.
- Bir danışmanla oturup bunu halletmemiz gerek.
If we are to work together, then they need to trust us and we need to trust them.
Eğer birlikte çalışacaksak onlar bize güvenmeliler, biz de onlara.
We'll work together as a team and do what we need to do.
Bir takım olarak çalışıp yapılması gerekeni yapacağız.
If we're going to work together, I need to know.
Eğer birlikte çalışacaksak, şunu bilmeliyim...
How do you know a fun night together isn't exactly what we need to work things out?
Ne biliyorsun? Belki de işleri yoluna koymamız için birlikte eğlenceli bir gece geçirmeye ihtiyacımız vardır.
I know we are not on good terms, but we do need to work together to bring Tracy back here.
Aramız iyi olmasa da Tracy'yi geri getirmek için birlik olmalıyız.
All right, but we're gonna need to work together, okay?
Pekala. Birlikte çalışmalıyız, tamam mı?
So what we need to do now is to have hope and work together. Have faith, eh?
Yani şimdi yapmamız gereken umudumuzu yitirmeden el birliği içerisinde çalışmak.
Here, we need you to work together, read the book and write four essays.
Beraber çalışıp, dört tane makale yazacaksınız.
We'll help each other when we need help and work together to raise our son.
Yardıma ihtiyaç duyduğumuzda birbirimize yardım edeceğiz. Birlikte oğlumuzu büyütmeye çalışacağız.
We need to come together and work as a group to get to the truth.
Gerçeği ortaya çıkarmak için bir araya gelip, grup olarak çalışmalıyız.
Maybe he was saying that the world is good and we need only work together to overcome our problems.
Belki de, dünya güzel ve sorunlarımızla baş etmek için birlik olmalıyız demek istemiştir.
Now, we all need to work together to facilitate some kind of positive - and I mean POSITIVE escape scenario,'cause I'm not dying in this shit hole!
Şimdi hep birlikte çalışıp, hakiki tekrar ediyorum HAKİKİ bir kaçış senaryosu üretmeliyiz çünkü nasıl desem? Bu bok çukurunda ölmeye hiç niyetim yok!
We all need to work together if there's any hope of finding and stopping Alpha.
Alpha'nın yerini bulup onu durdurmayı umuyorsak hep birlikte çalışmalıyız.
We all need to work together to deal with this guy.
Bu adamla baş edebilmek için birlikte hareket etmeliyiz.
Obviously, we need to find a way to work together.
Görünen o ki, birlikte çalışmanın bir yolunu bulmamız gerekiyor.
Obviously we need to find a way to work together.
Belli ki, birlikte çalışmanın bir yolunu bulmalıyız.
So that means we need help, ok just need to work together and fine.
Yardıma ihtiyacımız varsa beraber çalışmalıyız böylece her şey yoluna girer...
We need to do stuff together Outside of work.
İş dışında beraber bir şeyler yapmalıyız.
We just need to work together.
Ama beraber hareket etmeliyiz.