Weakling traducir turco
230 traducción paralela
Weakling!
Seni ezik!
"Who is this weakling?"
"Bu cılız da kim?"
"I took up athletics because the girl I love thinks I'm a weakling."
"Beden dersleri aldım çünkü sevdiğim kız zayıf biri olduğumu düşünüyor."
A weakling who thought himself brave.
Kendisinin cesur olduğunu zanneden bir korkağım ben.
He's a weakling, anyway.
Zaten zayıf durumda.
You're a coward and a weakling!
Sen korkak ve zayıf bir adamsın!
How does it feel to have begot a weakling, Major Tetley?
Güçsüz birine babalık etmek nasıl bir duygu Binbaşı Tetley?
Who's the weakling?
Kim o zayıfça?
Weakling!
Bu cılız adam mı.
You're a poor weakling.
Sen zavallı bir sıskasın.
- He was a weakling.
- Zayıfmış.
- He was a weakling.
- O zayıf biriydi.
You're such a weakling
Hiç kuvvetin yokmuş senin de.
Bear it, weakling!
Dayan biraz, çok zayıfsın!
I hate a weakling
Zayıf kişilerden nefret ederim.
Agonies. Are you such a weakling that you can't stand... the little pain of a disappointment in love?
Aşkın getirdiği hayalkırıklığının ufak acısını çekemeyecek kadar zayıf birisi misin?
Don't provoke me, weakling.
cılız.
You have taken this once proud and forceful man... and made of him a weakling... bewildered and floundering in a sea of doubt.
Bir zamanlar gururlu ve güçlü olan bu adamı... şüphe denizinde debelenen... şaşkın ve iradesiz birine çevirdin.
You're a coward and a weakling!
Karaktersiz... korkak!
She had goose pimples, the weakling!
Tıpkı bir ördeğe benziyor üstelik yüzünde renk de yok!
If you're not well when I get back, you're just a weakling.
Geri döndüğümde seni hâlâ hasta görürsem sana ne olmamış adamsın diyeceğim.
Hold him back, you weakling!
Tut onu, seni zayıf karakterli!
A weakling has his territory taken away, that's the Yakuza law.
Acizlik yapmak bölgesini kaybettirir, bu bir Yakuza kanunu.
Then go with them, you weakling.
O halde onlarla git, karaktersiz herif.
Only a weakling breaks.
Sadece zayıf olan çözülür.
A weakling in size but the bravest of them all she loved to explore and investigate and examine.
Gelişmişlik açısından en zayıfı ama aralarındaki en cesuru aramayı, araştırmayı ve incelemeyi seviyordu.
Not a weakling like you!
Mekanımda görüşelim, olur mu?
However, leaving our personal affection aside, you must realize that my situation is such that even I couldn't pour... even the smallest drop into such a huge bucket, even though I'm not a weakling with a spendthrift wife.
Ancak, kişisel yakınlığımızı bir yana bırakırsak, anlamalısın ki, cimri bir karısı olan zayıf biri olmasam da, öyle bir durumdayım ki, ben bile böylesine büyük bir kovaya küçücük bir damla dahi dökemem.
He's a wife-ridden weakling whom I've despised for years.
O kadın düşkünü iradesiz biri, yıllarca onu bu nedenle aşağıladım.
A weakling weighing 98 pounds
45 kiloluk bir cılız
But when you get your diploma, when you try to go to America with your girl, and some weakling tells you that you can't, then you'll find yourself with a bloody nose.
Ama diplomanı alıp kız arkadaşınla Amerika'ya gitmeye çalışıp iradesizin biri yapamayacağınızı söylediğinde kendini kanayan bir burunla bulacaksın.
"Why have you come to hurt a wounded weakling?"
"Neden yaralarımıza şefkat göstermiyorsunuz"
I should have stayed a 98 pound weakling.
45 kilo daha zayıf olmalıydım.
Dad's such a damn weakling!
Saçmalık! Babam tam bir aciz!
Is he a weakling or a Samson?
Bir tıfıl mı yoksa Samson mu?
Is he a weakling or a Samson?
Tıfıl mı yoksa Samson mu? Acaba ne yapacak?
- Weakling. - General!
General!
You weakling, Balboa.
Çelimsiz, Balboa.
Come on, Balboa. Come on, weakling.
Hadi, Balboa hadi, çelimsiz.
You call me a weakling and a coward, but if we had kept the shop, you'd be bankrupt right now!
Bana iradesi zayıf, korkak diyorsunuz ama dükkânı elimizde tutsaydık şu an iflas etmiştiniz!
A weakling human, a Vulcan boy, and a woman.
Zayıf bir insan Vulkanlı bir çocuk... ... ve bir kadın.
Don't stop, you weakling!
Durma, seni cılız şey!
You are a weakling!
Çelimsizin tekisin.
Lord Taro is a weakling.
Efendi Taro, bir zavallıdan başka bir şey değil.
Weakling!
Seni zavallı!
Don't be such a weakling.
Güçlü ol!
And when I say you're a coward, that is only because you are the slimiest weakling ever to crawl the earth!
Korkak olduğunu söyledim çünkü dünya üzerine gelmiş en karaktersiz pislik sensin.
I was the intellectual equivalent of a 98 - pound weakling.
44,5 kiloluk bir cılızın, entellektüel karşılığıydım.
Yes, but he was a poor weakling.
Evet, fakat o biçare, zayıf karakterli oldu.
You're a weakling.
Sen bir ödlekmişsin baba.
I wanted a son, not a weakling like you!
Sonun bir tımarhanede bitecek!