Wembley traducir turco
86 traducción paralela
" Well, here we are at Wembley.
" İşte Wembley'deyiz.
- Wembley, Sir.
- Wembley'e.
But at Wembley, play had resumed.
Ama Wembley'de oyun başlamıştı.
And finally, in the disgusting objects international At wembley tonight, england beat spain By a plate of braised pus to a putrid heron.
Son olarak, bu akşam Wembley'deki uluslararası iğrenç nesnelerde İngiltere, İspanya'yı çürük balıkçıla karşı bir tabak haşlanmış irinle yendi.
- It was Wembley.
- Wembley'ydi.
Ed Brown, Bill Wembley,
Ed Brown, Bill Wembley,
And I gave it to you, wembley, the year before that.
Onu sana ben vermiştim Wembley, daha önceki yıl.
The women and kids dressed up in fancy dress and led the men going to Wembley to the station.
Kadınlar ve çocuklar kostümler giyer ve erkeklerin Wembley'den istasyona gidişine eşlik ederlermiş.
Hello, Wembley.
Merhaba, Wembley.
What was it, uh, Wembley Stadium job?
Neydi bu, Wembley stadyumu işi mi?
Wembley's the name.
Wembley isminde.
No, Officer Wembley. You see, we...
hayır, memur bey, gördünüz. biz....
And let's not forget Officer Wembley.
Ve tabiki de memur Wembley'i unutmayalım.
Mr. Wembley?
Bay Wembley?
Wembley hasn't seen play like this since'66.
Wembley,'66'dan beri böyle bir maç görmedi.
England versus Uruguay in the opening match on July the 11th at Wembley.
İngiltere - Uruguay Açılış maçı 11 temmuz Wembley stadyumu.
Wembley Stadium a sea of Union Jacks at this, the opening of the 1966 World Cup.
Wembley stadı İngiliz bayrağına bürünmüş ve 1966 Dünya Kupası'nın açılış maçı.
Eusébio breaks down crying as the fans rise to honour Alf Ramsey's players Wembley Stadium resounding with their cheers.
Eusébio ağlayarak ayrılıyor ve seyirciler Alf Ramsey'in takımı için ayağa kalkıyor ve Wembley stadı çığlıklarıyla inliyor.
And the atmosphere at Wembley has changed in an instant.
Wembley'nin havası bir anda değişti.
They'll have to go to extra time here at Wembley.
Wembley'de uzatmaya gidildi.
I've got to get him to Wembley.
Onu Wembley'e götürmem lazım.
Wembley rises to its feet.
Wembley ayağa kalkıyor.
Wembley, 1948.
Wembley, 1948'de.
The twin towers of Wembley Stadium.
Wembley Stadyumu'nun ikiz kuleleri.
Not a bad way to open your account with your new team at Wembley.
Yeni takımınızın açılışını Wembley'de yapmak hiç fena sayılmaz.
That means it'd be the Charity Shield at Wembley... in a month's time.
Bir ay sonra, Wembley'de Charity Shield ile oynamak anlamına geliyor bu.
And of course I would love to play some bigger venues...
Tabii ki daha büyük yerlerde çıkmak isterim. Wembley stadyumu, Red Rocks...
I fought him at Wembley Stadium in front of 40,000 people.
Onunla Wembley Stadı'ndaki 40 bin kişinin önünde dövüştüm.
I love you too, Wembley.
Bende seni seviyorum Wembley.
This is the BBC National Programme and Empire Service taking you to Wembley Stadium for the closing ceremony of the Empire Exhibition, where His Royal Highness, the Duke of York, will read a message from his father, His Majesty King George V.
Burası BBC Ulusal Programı ve İmparatorluk Servisi. Wembley Stadyumundaki Kraliyet Sergisinin kapanışına bağlanıyoruz. Majesteleri York Dükü babası Majesteleri Kral V. George'un mesajını okuyacak.
Bertie, I heard yοu at Wembley.
Bertie, ben sizi Wembley'de dinledim.
No need to study at Wembley for that!
Bunun için Wembley'de okumak gerekmiyor!
What's IKEA? They might have some old stock at Wembley Park from the spring-summer range.
Gerçekten, ciddiyim buraya nasıl girmiş?
They simply want to face England on equal terms and see it as a chance for revenge for the defeat they suffered at Wembley in 1966.
Onlar bu maçı, İngiltere ile eşit koşullarda yaparak,... 1966 yılında Wembley'de aldıkları yenilginin öcünü almak için bir şans olarak görüyorlar.
My mum took us to see Take That at Wembley Arena.
Wembley Arena'daki Take That konserine götürmüştü annem.
It wasn't exactly Wembley Arena, but the Enterprise had everything you want from a local music venue bar staff who didn't ask for ID, a worrying lack of fire exits and a horrific smell from the toilets.
Tam olarak Wembley Arena'daki Take That konserine benzemiyordu ama Enterprise da, yerel bir mekandan beklediğin her şeyin olduğu bir yerdi. Kimlik sormayan barmenler, yangın çıkışı sayısındaki eksiklik ve tuvaletlerden gelen korkunç koku.
Among acts confirmed for the Live Aid benefit at Wembley Stadium are The Who, Queen, David Bowie, Elton John, Sting and U2.
Wembley Stadyum'unda gerçekleşecek bağış konserlerinde yer alan gruplar arasında The Who, Queen, David Bowie, Elton John, Sting ve U2 yer alıyor.
And don't worry, we'll get you VIP passes when we play Wembley.
Ve hiç merak etme, Wembley'de çaldığımızda sana bir VIP girişi ayarlarız.
Wembley.
Wembley.
Even bigger than Wembley, in England.
Hatta İngiltere'deki Wembley'den bile büyük olacakmış.
He stays in Wembley.
Wembley'de.
'And Bobby Charlton scores the goal that beats Fulham'and takes Manchester United to Wembley for the FA Cup final to face Bolton Wanderers.
"Bobby Charlton, Fulham'ı mağlup eden golü atıyor ve Manchester United'ı FA Kupası finalinde Wembley'de Bolton Wanderers'ın rakibi yapıyor."
You're at Wembley Stadium.
Wembley'desiniz.
And then John Silva said, "You guys wanna play Wembley Stadium?"
Sonra John Silva "Wembley Stadyumu'nda çalmak ister misiniz?" diye sordu.
"My God, I have to play fuckin'Wembley Stadium."
"Tanrım, Wembley Stadyumu'nda sahneye çıkmak zorundayım lan." diye düşündüm.
Then I'd wake up in the morning, like, "We're playing Wembley!"
Sabah kalktığımda da "Wembley'de çalacağız lan!" oluyordum.
Wembley is so big, and it's like this sort of monster bowl you're playing.
Wembley o kadar büyüktü ki dev bir canavar kasesinin içindeymişsin gibiydi.
It was nerve-wracking, because it's Wembley Stadium.
Tam bir sinir harbiydi, çünkü Wembley Stadyumu'ndaydık.
Boxing tonight comes from the empire pool, wembley
BOKSTA BU AKŞAM
Call Philip Pope in London, he fixed Wembley in 10 minutes.
- Stadyumda kötü kablolama. Londradan Philip Popeu çağır, Wembleyi on dakikada düzeltti.
Wembley's a stadium.
Wembley bir stadyum.